ESARETİN BEDELİ MÜZİKLERİ: BİR ORHAN ENES KUZU TASARIMI

0

Yalnızca çekildiği 90’lı yılların değil belki de tüm zamanların en iyi filmlerinden biri olan Esaretin Bedeli (Shawshank Redemption) başrollerini Kerem Alışık ve Kaan Taşaner’in paylaştığı oldukça geniş bir kadroyla tiyatro sahnesine taşındı.

Umut Sefa Yıldız info@dirensanat.com

Oyun kısa bir süre içinde önemli seyirci sayısına ulaştı. Böylesine zihinlerde yer etmiş bir filmin sahnede nasıl karşılık bulacağı herkes için merak konusuydu. Neyse ki Şakir Gürzumar’ın yönetiminde Kerem Alışık ve ekibi bu çok zor görevi başarıyla yerine getirmişler. Bu iddialı prodüksiyonun müziklerinde ise birçok oyundan tanıdığımız Afife ödüllü Orhan Enes Kuzu’nun ismi var. Esaretin Bedeli oyunu müzikleri için ayrı bir başlık açmayı sonuna kadar hak ediyor. Ve ben bu noktalara değineceğim.

Müzik dramatik unsuru aktarmak için en önemli araç kuşkusuz ve gerek sinemada gerek tiyatroda önemi giderek artan bir paydaş. Özellikle tiyatro gibi sinemaya göre aktarım olanakları daha dar olan bir sanatta müzik çok daha önemli. Müzik oyunculardan biri işlevinde desek yanlış olmaz. Öncelikle oyunun ana tema müziği hapishanenin çerçevelediği melankolik depresif havayı çok iyi yansıtan bir döngü halinde birçok yerde karşımıza çıkıyor. Onun dışında gardiyanlar ile mahkumların ya da mahkumların kendi aralarındaki kavgalarına eşlik eden müzikler oldukça sıra dışı bir tasarım. Endüstriyel ritimler üzerinde ilerleyen hard rock soslu riff’ler bu sahnelere ayrı bir renk katmış. Aslında buna tam da bir kavga denemez. Çünkü burada kavga edenler eş güçler değildir. Gardiyanlar mahkumları döver. Mahkumlar çaylakları döver. Yani zaten ağır koşullar altında çekilen cürümlere bir de bu şiddet eklenince durum daha karmaşık ve azap verici olur. Tam da bu noktada ortaya çıkan ruh halini de ancak böyle kaotik müzik anlatabilirdi.

Bir diğer nokta müziğin dozunun son derece ustaca ayarlanmış olması. Kimi zaman uzun tiratlarda oldukça minimalist bir anlayışla araya giren dörtlük bir piyano notası ambiansa o kadar etki ediyor ki tarifsiz. Yani Kuzu, bu sahnelerde görünmeden görünür olma halini çok ustaca başarmış. Ayrıca aynı motifin sürekli tekrarlandığı bir anlayış yerine sahneye özel müzik yapılmış. Bir diğer önemli nokta; oyuncuların da bazı sahnelerde müzikle senkronik bir ilişki içinde hareket ettiğini görüyoruz ki bu da müziğin “oyunculardan biri işlevinde” olduğu savımı destekliyor.

Oyunun içinde geçen dönem müzikleri gibi tasarımlar da sahnelere ustaca yedirilmiş. Durağan sahnelerde bile seyircinin dikkatini oyuna odaklayan bir anlayış hakim. Yani müzik, oyundan kopmanıza asla izin vermiyor. Burada da müziğin odaklayıcı, toparlayıcı misyonuna şahit oluyoruz. Arkasında güçlü bir rejinin yanı sıra, özenle dokunmuş bir müzik/ambians tasarımı olduğunu hisseden ve bunu gören oyuncuların performansları da en üst seviyeye çıkıyor. Tabi bunları bu incelikte yansıtabilmek büyük bir ustalık gerektiriyor. Bu noktada Orhan Enes Kuzu imzası kendini belli ediyor.

Sonuç olarak, Esaretin Bedeli oyunculukları, dekoru, ışığı, özel tasarım usta işi müzikleri ve bunları bir potada eriten başarılı yönetimiyle yılın en iddialı oyunlarından biri olarak görülmeye değer. Rejiye tebrikler, herkese iyi seyirler.

PAYLAŞIM
Önceki İçerikBırak İçeri Gireyim
Sonraki İçerikBENİM ADIM İLYAS BAZNA, EMRİNİZDEYİM:ÇİÇERO FİLMİ
Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Yeditepe Üniversitesinde Karşılaştırmalı Edebiyat yüksek lisansı yaptı. Müziğe yönelik çalışmaları üniversite yıllarında başladı. Boğaziçi Üniversitesinde Gönül Paçacı’dan Türk Müziği dersleri, Modern Müzik Akademisinde gitarist ve udi Güç Başar Gülle’den armoni dersleri aldı. Yıldız Teknik Üniversitesinde doktora çalışmalarına devam etmektedir.Bu dönemde birlikte çalıştığı birçok grupta hem gitarist hem solist olarak görev aldı, daha sonra besteciliğe ağırlık verdi. Özgün müzikleri çeşitli projelerde yer aldı.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.