CEMİL DEMİRBAKAN: BU HESAP TUTAR MI?

0

Cemil Demirbakan merakla beklenen Bu Hesap Tutar mı? adlı teklisini dijital olarak yayınladı. Beyaz yakalı olarak tabir edilen 9-6 mesaili ofis çalışanlarının yaşadıklarını dile getiren sanatçı çarpıcı mesajlarla örülü tespitlerde bulunuyor. John Lennon’un “Working Class Hero” (İşçi Sınıfı Kahramanı) şarkısından beri benim nadir gördüğüm distopik bir modern çalışma hayatı panoraması sunuyor bizlere. Üstelik yine bildiğimiz Cemil Demirbakan vokal stilinden taviz vermeden: üst perdeden.

Umut Sefa Yıldız Mail:yildisef@gmail.com info@dirensanat.com

Kendisi de kısa bir süre öncesine kadar bir beyaz yakalı olan Demirbakan, müziğe daha fazla zaman ayırmak, kısacası tam zamanlı müzik yapmak amacıyla işinden istifa etti ve hemen yeni bir şarkı için kolları sıvadı. Gerçi ara ara yayınladığı şarkılarla, yaptığı düetlerle müzik dünyasında varlığını sürekli hissettiriyordu ancak tam zamanlı olarak müziğin içinde değildi kendisi. Yaz ve güz dönemini yeni teklisinin hazırlıklarıyla geçiren Demirbakan geçtiğimiz hafta şarkının klibini dijital platformlarda yayınladı.

Kendisiyle nisan ayında yaptığımız röportajda zaten bu şarkının sinyallerini vermişti. Son dönemlerde yaşadıkları üzerinden bir şarkı hazırlayacağını dillendirmişti. Zira iş dünyasının tüm bunaltıcılığından yeni sıyrılan birinin sıcağı sıcağına bu duygularını anlatmak istemesi gayet normal.

Başı sonu belirlenmiş
Üç kuruşla mühürlenmiş
Mahkum yaşamlar
Akla ziyan hayatlar

Yukarıdaki dizelerde görüldüğü gibi oldukça sert bir biçimde başlıyor şarkı. Daha ilk dizelerde beyaz yakalı çalışanların adeta mahkum hayatı yaşadığını söylüyor. İkinci dörtlükte düğmelerle iliklenmiş, yakalarla kilitlenmiş kul makamlar’da aşktan, hayattan uzak bir yaşam sürdüklerini belirtiyor. Sahip oldukları makamları ise kul makamlar olarak tanımlıyor. Burada çok güzel bir kelime oyunu var. Kul makamlar-cool (havalı) makamlar diyalektiği sunuyor bize Demirbakan. Yani dışarıdan “cool” görünüyor olsa da aslında her an hizmete hazır “kul” makamlardır bunlar. Çünkü iliklenmiş düğmeler ve kilitlenmiş yakalarla sınırlıdır. Demirbakan’a göre bu düzen minnet bilmez ve birinci sınıf elek üstü yalanlar söyleyen rütbeli insanlar tarafından yönetilir. Sanatçı, bu düzeneğe dayanamayıp isyan eden bir kadın üzerinden yapar eylem planını. İzli gizli, sesli sessiz bir ağlayışın, haykırışın ve sonunda gelen çığlığa rağmen duyulmayan, son perdesi olmayan sürekli bir drama benzetir onun yaşamını.

Demirbakan’ın meselesini anlatırken sanatsallıktan da taviz vermediğini, kimi zaman üstü kapalı ve imgesel ifadelere yer verdiğini görüyoruz. Örneğin kaç otuzda kaç yazın var dizesi son derece vurucu bir söz. Burada da geçen zamanın geri gelmeyeceğini oysa bu ortamda geçirilen zamanın ziyan olduğunu anlayabiliriz. Ayrıca bir karta sığar mı adın dizesinde de iş dünyasında çok önemsenen unvanların, titrlerin insanı tanımlamaktaki yetersizliğini tokat gibi çarpıyor yüzümüze. Tüm bu durum tespitlerinden sonra kadına şöyle sesleniyor: Yazını yazmadan / kalemi kırmadan gel / son gemi kalkmadan / yüzün kırışmadan / yazı kaçırmadan gel. Bu aslında kendini bu şekilde hisseden herkese yapılmış bir çağrıdır. Şarkının temel önermesi bu anlamda sona erer, yani başka bir çözüm sunulmaz. Zaten yapılması gereken ilk şey bu adımı atmaktır. Gerisi mi? Belki de başka şarkılarda.

Not: Şarkının klibi de sözlerle paralel olarak bir ofis ortamında geçiyor. Klibin bütününde şarkının ruhunu başarıyla yansıttığı söylenebilir. Videonun merkezinde ise şarkıda kendisine çağrı yapılan bir kadın var. Öyle anlaşılıyor ki iş yükünden, son dakika toplantılarından, insani olmayan satış ya da iş baskısından feci halde bunalmış ve ne yapacağını bilmez bir şekilde gelgitler yaşarken sonunda bardak taşıyor ve öfke nöbetleriyle toplantıya damga vurup istifa ediyor. Şarkıdaki gibi son gemiyi kaçırmayıp hayatı yakalamaya gidiyor.

Cemil Demirbakan Klip izle

PAYLAŞIM
Önceki İçerikTiyatroadam Şubat 2019 Oyun Programı
Sonraki İçerikAKBANK SANAT’TAN SIRP SİNEMASINA BAKIŞ
Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Yeditepe Üniversitesinde Karşılaştırmalı Edebiyat yüksek lisansı yaptı. Müziğe yönelik çalışmaları üniversite yıllarında başladı. Boğaziçi Üniversitesinde Gönül Paçacı’dan Türk Müziği dersleri, Modern Müzik Akademisinde gitarist ve udi Güç Başar Gülle’den armoni dersleri aldı. Yıldız Teknik Üniversitesinde doktora çalışmalarına devam etmektedir.Bu dönemde birlikte çalıştığı birçok grupta hem gitarist hem solist olarak görev aldı, daha sonra besteciliğe ağırlık verdi. Özgün müzikleri çeşitli projelerde yer aldı.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.