Ersin Umulu ile tiyatro oyunculuğunu ve Sahneye koyduğu müzikalini konuştuk.  Enerjisi yüksek her daim üreterek genç kalmayı başarmış iyi bir oyuncu, iyi bir yönetmen, iyi bir tiyatro eğitmeni olmasının ötesinde iyi bir insan Ersin Umulu. Kendisi ile böyle bir söyleşide bir araya gelmekten büyük keyif aldım. Bizde tarihe bir iz bırakmak istedik.

“Hayata Sanatla Direnin. Bizi takip etmeyi unutmayın. Tiyatroyu seyircisiz bırakmayın lütfen.”

 

Merhaba Sevgili Diren Sanat okurlarımız. Sizlerin de takip ettiğimi gibi son zamanlarda video röportajlara ağırlık verdiğimiz için yazılı haberleri ve etkinlik programlarına daha az yer veriyoruz. Malumunuz pandemi ile birlikte bizlerin de imkanları kısıtlandı. Hem personel bakımından hem bütçesel sıkıntılar yaşıyoruz. O yüzden her etkinlikliğe yetişmek çok zor. Elimizde geldiği kadar sanatın ve sanatçının yanında kalarak üretilen sanat eserini topluma ulaştırmaya çalışıyoruz. Başarılı sanatçılarımın başarılarına ve sevinçlerine ortak olup sorunlarına da bir dert ortağı oluyoruz. İşte Ersin Umulu ile yaptığımız bu kahve sohbeti tadındaki söyleşimiz başarıyı ve sevinci paylaşma şeklinde idi.

Ersin Umulu İstanbul Şehir Tiyatroları’nda yıllarca oynamış başarılı bir oyuncu aynı zamanda iyi bir rejisör. Özellikle geçtiğimiz sezonda sahneye koyduğu Özge Özder ve Ali Mert Yavuzcan’ın oynadığı ‘Bak Bizim Şarkımızı Çalıyorlar’ müzikali  akıllardan hiç çıkmayacak. Bizde kahvelerimizi yudumlarken hem Müzikalin ortaya konulma sürecini hem de Ersin Umulu’nun başarı yolculuğunu konuştuk. Umarım bu yaptığımız keyifli sohbeti sizlerde izler ve beğenirsiniz. Bir nebze de olsa sizlere bir şeyleri ulaştırabildiysek ne mutlu bizlere. Diğer video sohbetlerimizi Diren Sanat Youtube kanalında izleyebilirsiniz.

PAYLAŞIM
Önceki İçerik57. Antalya Film Festivali Ödülleri Verildi
Sonraki İçerikŞehir Tiyatroları Zehir Oyunu Seyirci ile Buluştu
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan