TAMER LEVENT: ANALİTİK DÜŞÜNME VE SANAT

0

İnsan analitik düşünmeyi keşfetmek için  varoluşundan itibaren arayış içinde oldu.

Eski şairlerin şiir yazarken bir mısra üzerinde tıkandıkları ve bir kelimeyi bulmak için aylarca dolaştıkları, yaşama karışıp, gündelik hayatı sürdürürken bu kelimeyi arayıp sonra da buldukları konuşulurdu. Zamanımız şairleri ise bilerek şiire yeni kelimeler kazandırarak hayatta da bu kelimeleri tanıtmak isteyebiliyorlar.

Duygularını kendilerine tanımlarken onu doğru sözler bularak anlatmak istiyorlar.Bu iki durum arasında şöyle bir fark var. Birinci şair, kelimeleri ararken salt duyguyu ifade etmek istiyor ve bunu raslantılarla bulacağını düşünüyor. O zaman da eksik kalan süreci yaşayarak tamamlıyor. 2.ci şair ise anlatmak istediği duyguyu tespit ediyor.Sonra onu en iyi şekilde ifade edebilmek için, hedefe yönelik çalışma yapıyor.Sözleri bu hedefe hizmet edecek şekilde seçiyor ve bir mimar ustalığı ile üstelik matematiksel bir zeka ile onları birbiri ile bir araya getirerek inşa ediyor.
Bu sürecin sonucunda ortaya şiir çıkıyor!
İşte SANAT bu sürecin adı.
Picasso İspanya iç savaşından etkileniyor.Savaş sırasında ölen insanlar, bebekler, çocuklar, hayvanlar ve doğa onda büyük etki yapıyor.Beyni düşünme biçimi bu farkındalık ile hareket ediyor.Bu yaşadığı durumu(dramı) kendi kendine tanımlamak istiyor, kendi kendine tanımladıklarını başkalarına da aktarmak istiyor ve ortaya Guernica çıkıyor.
Yani SANAT Picasso nun yaşadığı bu sürecin adı, Guernica ise bu sürecin sonucunda ortaya çıkan ürün.
Edison, elektrik enerjisinin ışık yayabileceğini düşünüyor ve bunun nasıl gerçekleşebileceğini bulmak istiyordu.Bunun için sürekli düşünüyor ve birbirini takip eden deneyler yapıyor, etrafında gördüğü olaylardan, çizimlerden, etkilenerek düşüncesini gerçekleştirebilmenin yollarını arıyordu.Artık beyini, elektrik enerjisinin aydınlanmaya dönüşmesi için birbirine eklenen düşüncelerle dolmuştu.İşte böyle bir süreçte, ateş böceklerini gördüğü zaman konuya çözüm buluyor.Ateş böceklerinin gövdelerinin gündüz güneş enerjisini depolamaları ve hava kararınca da bu enerjiyi ışığa çevirmeleri, aynı işlemin enerji akımını verdiğinde yapılabileceğini çağrıştırıyor.Ateş böceklerini muhafaza etmek için, kullandığı kavanoz da ona ampulü çağrıştırıyor.Bu durumda, bir kavanozun içine gövdelerine enerji alabilecek meddeler yerleştirip ona akım verdiğiniz zaman ışık yayabileceğini düşünüyor ve bu gün kullandığımız ampülü keşfediyor.Edison’un elektrik enerjisini aydınlanmaya dönüştürmesi sürecinin de adı SANAT.
ampul ise bu sürecin sonunda ortaya çıkan ürün.
Newton yer çekimi kanununu düşünüyordu.Neden uçmadığımızı.Havaya atılan bir taşın neden uçup gitmediğini ve tekrar yere düştüğünü anlamak istiyordu.Bu konuyu o kadar çok düşünüyor ve araştırma yapıyordu ki, artık bunu sonuçlandıracak bir ifade bulmalıydı.Elma ağacının altında uyurken dalından kopan bir elmanın kafasına düşmesi, herşeyi açıklığa kavuşturan son nokta oldu.Ağaç, dik duruyordu.Meyvesi elma da onun dalında iken havada duruyordu.Ama olgunlaşıp ağırlaşınca dalından koptuğunda havada kalmıyor, yada uçup gökyüzünde kaybolmuyor da yere düşüyorsa demek ki onu çeken bir güç vardı.Newtonun yaşadığı bu süreç, SANAT idi.Yerçekimi kanunu bulması da ürün!
Dr.Bernard, kalp cerrahı idi.Kalp hastalıklarında, insan yaşamının ateşleme merkezi kalp durduğunda yapacak hiçbirşeyin kalmaması onu kalp nakli olup olamayacağını araştırmaya yöneltti.Dünya bu konuyu tartışırken Dr.Bernard belli bir sürecin sonucunda ilk kalp naklini gerçekleştirdi.Dünya bu olay karşısında şaşkınlık içinde kaldı.Dr.Bernard’ın düşünme sürecinin de adı SANAT, gerçekleştirdiği kalp nakli ise ürün.
Da vinci şifresi de bu!Aristonun yazdıkları da!Platonun devlet kitabı da.Heraklitos’un diyalektik düşünce arayışı. Rembrandt’ın bir anatomi dersi tablosu da! Çaykovski’nin Kuğu Gölü bestesi de !
Sanat yaratıcı düşünceye sadece raslantılar ile de ulaşmak zannediliyordu.Ama insanın böyle bir derdi yoksa ve ona çözüm aramıyorsa; herhangi bir sürecin içine de girmemiş oluyor!Ama arık biliyoruz ki bu yaratıcılığa ulaşmadan önce, sağ beyin, sol beyin, beş duyu organı ve 6cı duyu beyincik ve yaratıcı düşünce ile sonuca yönelmek için, düşünme sistemi oluşturmak, geçmiş dönemlerden aktarılan bilgilere ulaşmak gerekiyor.Salt aklın bilgi ile de beslenmesi, sonra bu sürecin kortekse yüklenmesi ve ürünü yaratma donanımı ile tetikleyici bir dürtü arayışına girilmesi, ya da tasarım denemeleri üzerinde provalar yapılması sonucu ürüne ulaşılıyor.
Aynı süreç, bir fotoğrafın çekilmesi için de gerekli.Beynin görüntü seçme odaklı gelişmesi süreci sonucunda, insan görüntü seçmek ve onu ekrana yansıtmak için de süreç yaşamış oluyor.
Picasso ile röportaj yapan bir kişi, ona “sizin için resim nedir?” diye soruyor.
Picasso da fırçası ile  tuval e bir nokta koyuyor. Adam şaşırıyor ve kendince Picasso’yu şaşırtacak bir soru soruyor; “Peki bu resmi kaça satarsınız?” …Picasso çok yüksek bir rakam söylüyor.Adam “Peki ben de bir tuvale böyle bir nokta koysam aynı fiyata satabilir miyim?”
Picasso’nun yanıtı, bu yazıda yazdıklarımızın en kısa yoldan ifade edilişi oluyor.
Satamazsın diyor! “Çünkü benim resmim nokta artı bu düşünceye verilmiş bir ömür!”
SANAT süreçtir.İnsanların sahip oldukları veya öğrendikleri becerileri ile bu süreci birleştirerek ortaya çıkardıkları ürün ise sanat eseridir.
Bütün insanlar Picasso ile aynı organik yapıya sahip oldukları halde, neden Guernica yı yapamıyorlar, ya da neden kalp nakli gerçekleştiremiyorlar?
Resim yapmak öğrenilebilir bir beceri!
Cerrahi öğrenilebilir bir beceri!
Niçin bütün ressamlar Picasso; niçin bütün cerrahlar Dr.Barnard olamıyor?
Cevap, düşünce biçimlerini geliştirmemiş oldukları, kararlılıkla düşünmeye devam etmedikleri, kendilerini değersiz buldukları  için değil mi ?
SANAT düşünme biçimidir!
SANATAEVET de bu farkındalığı ve kararlılığı  yaratmak isteyen uyarı-dürtü kelimesi!
İnsanlık kendi sosyal yaşamını yeniden yaratmak için düşünmelidir.
Bu süreç ürününü yaratmalıdır.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.