“Kalkınma dediğiniz şey sadece endüstri de, tarım da, ulaşım da mı olur? Dünya standartlarına ulaşmamızın bir yolu da kültürel ve sanatsal yatırımlardan geçmektedir.”

Bir Adıyaman türküsü, kalk gidek tütün kokan ovalara, diye seslenir. Adıyaman Oturakçılar Pazarı’na giderseniz bu sarı altının en kalitelisini en ucuz fiyata bulabilirsiniz. Dünyanın en kıymetli tütünlerini yetiştirenler bununla ne kadar övünseler az kalır.

Röportaj: Mitat Çelik

Ayrıca Kommagene Krallı I. Antiochos’un anıtsal heykelleriyle tüm dünyanın en gözde yerlerinden birisi olan Şehir, insanlığın olgusal birikimi içinde de ayrıcalıklı bir yerde durur. Tüm bunlar üzerine yazılmış çizilmiş binlerce habere internet üzerinden bir çırpıda ulaşabilirsiniz. Adıyaman üzerine yaptığınız aramalarda sizi, görmeye alışmadığınız türden haberler karşılarsa sakın şaşırmayın. Hani Orhan Veli, Gemliğe doğru denizi göreceksin sakın şaşırma der ya, Adıyaman şimdilerde sizleri, klasik müzik haberleriyle karşılıyor.

Adıyaman Filarmoni Derneği ve Orkestrası, herkes içim müzik anlayışıyla 2012 yılında kuruldu. Doğu’ya doğru gidildiğinde bir senfonik veya filarmonik orkestraya sahip en uç ilimiz Adana iken, bu sınır genişlemiş böylece Adıyaman’a kadar uzanmıştır. Adıyaman Filarmoni Derneği’yle birlikte bu güzel ilimizin talihi de dönecek gibi. Zira kentlerin yaşanabilirlik seviyesinin tespitinde sanatsal etkinlikler temel bir rol üstlenmektedir.

Zümrüt-ü Anka gibi küllerinden doğmak için kendi zamanını bekleyen Adıyaman, sanatsal anlamda bir uyanışın eşiğinde duruyor.

Adıyaman Filarmoni Orkestrası’nın kurucu üye ve şeflerinden Özgür Oğuz, gidilecek daha çok yollarının olduğunu belirterek Adıyaman’dan tüm Türkiye’ye, “ülkemizi güzelleştirmeye biz de varız” diye sesleniyor. 17. Mersin Uluslararası Müzik Festivali kapsamında 24 Nisan 2018 Salı günü Mersin Üni. Nevit Kodallı Konser Salonu’nda bir konser gerçekleştirecek olan Adıyaman Filarmoni Orkestrası’nın kurucularından Sayın Özgür Oğuz ile sizler için söyleştik.

*Mitat Çelik: Sayın Özgür Oğuz, Güneydoğu Anadolu’da böylesine bir sanatsal çıkışın boy vermesi, hem şaşırtıcı, hem de ülkemizin geleceği açısından umut verici bir durum yaratıyor. Adıyaman Filarmoni Orkestrası’nın kuruluş öyküsüne geçmeden önce, tüm bu işlerin mimarı olarak merak ettiğimiz Özgür Oğuz kimdir?

*Özgür Oğuz: Öncelikle bunca işi yapmama vesile olan müzik eğitimimi Karadeniz Üniversitesi Müzik Eğitimi Bölümü’nde tamamladığımı belirtmeliyim. Bunun yanı sıra pek çok işi yapma cüreti gösterebildiğim kişiliğimde annem Rasime Oğuz’un şaşmaz etkileri vardır. Eğitimimi onun fedakarlıkları sayesinde tamamlayabildim. Böylece ondan aldığım güçle pek çok işi başarabilecek bir gücü de kendimde buldum. Önce vizyonu olan bir öğretmen ve eğitimin sadece okul sıralarında öğrencilerle sınırlı kalmayıp topluma da yansımasını savunan, desantralizasyon, yani sanatın merkezden taşraya ulaşmasını önemseyen birisi olduğumu belirtmeliyim. Adıyaman Filarmoni Orkestrası’nın kurucu şefiyim, Adıyaman Uluslararası Müzik Festivali’nin sanat yönetmeni.

*Mitat Çelik: Kuruluş öykünüzü anlatabilir misiniz?

*Özgür Oğuz: Doğal ve kültürel zenginlik açısından Adıyaman önemli bir kentimiz. Fakat bunca zenginliğinin karşısında bunu duyuracak bir sesinin olmadığını fark ettim. Böylece bildiğim tek iş olan müziğin bu eşsiz kentin sesi olmalı diye düşündüm. Ve Adıyaman Filarmoni Orkestrası’nın (AFO) kurulma böylece süreci böylece başlamış oldu. Bizlere ilk ses veren isim ise Fazıl Say’dır. Sonrasında bitmek bilmeyen koşuşturma ve bizi bu günlere taşıyan büyük bir emek. Önceleri kimse bu duyduğuna inanmak istemedi. İçlerinden geçirdiklerini duyar gibiydik; Adıyaman’da bir filarmoni mi? Yani yalan bir haber mi diye kuşkuya düşen pek çok insan oldu. Neticede pek çok önemli konsere imza atan bir müzik topluluğu olarak karşınızda duruyoruz..

*Mitat Çelik: Bir sohbette derneğinizin tüm harcamalarını üyelerinizin maaşlarından karşıladığınızı söylemiştiniz. Bu durum sizin için zor olsa gerek. Derneğin kuruluş öyküsünü biraz daha açmanızı isterim. Adıyaman’da iki de müzik okulu var; Devlet Konservatuvarı ve Güzel Sanatlar Lisesi. Özellikle kent bileşenleriniz kimler, kimlerden destek alıyorsunuz? Konservatuvar ve Güzel Sanatlar Lisesi ile ilişkiniz var mı, bunlardan da bahseder misiniz?

*Özgür Oğuz:

Elbette, bu bir iki günde olgunlaşmış bir fikir olmayıp, bir sanat geçmişini, sahne geçmişini ve bu konularla ilgili birtakım bilgi ve görgünün olmasını gerektiriyor. Buradan hareketle filarmoni dernekleri incelendi, yapıları itibariyle yapmak istediklerimizin örtüştüğünü gördük. Böylece tüzüğümüzü oluşturup başvurumuzu yaptık. Sizlere dernek üyelerimizden bahsetmek isterim. Kendisi tutkulu bir müziksever olan eşim Tuba Oğuz bilhassa en önemli destekçimiz arasındadır ve benimle birlikte ilk üyelerimizden birisi olmuştur. Matematik öğretmeni olmasından kaynaklı disiplinli bir yanı bizlere her zaman güç vermiştir. Varlığıyla bizlere güç veren bir diğer isim ise kayınvalidem Saadet Akar’dır. Kendileri, muhafazakar, beş vakit namazında bir hanımefendi. Böylesine mütevazi yaşamının gerisinde onda, çok renkli bir kişilik yatıyor. Eşim gibi tutkulu bir müziksever olan Saadet Hanım’ın eksilmeyen ilgisi, bizlere sabırla çalışmayı da öğretmiştir. Filarmoni Derneği’nin kuruluşunda rol oynayan bu iki isimden bahsetmesem her şey eksik kalırdı. Kendimi şanslı hissediyorum; övünerek söylemeliyim ki, başardığımız sanatsal etkinliklere mutlaka bu değerli iki hanımefendinin eli değmiştir. Ayrıca, varlığıyla gurur duyduğumuz diğer üyelerimiz; fizik mühendisi Lütfi Akan, biyoloji öğretmeni Özlem Keskin ve bilgisayar mühendisi Mahmut Gazi’ye bu vesileyle sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Bizler çalışan insanlarız, yani bu işleri yapmak için bir yerlerden aldığımız mali bir destek yok. Kendi fonumuzu kendi maaşlarımızdan oluşturuyoruz. Aldığımız bu güçle o günden bugüne çalışmalarımız hız kesmeden devam ediyor. Fakat büyümemize paralel oluşan harcamalara bir süre sonra yetmeyeceğimizi, bu doğrultuda desteğe ihtiyaç da duyduğumuzu belirtmeliyim. Adıyaman Filarmoni Derneği’nin kent bileşenlerinden bahsedecek olursak, Adıyaman Belediyesi, Kent Konseyi, Adıyaman Üniversitesi, bizleri desteklemeye çalışan kurumlardır. En önemli bileşenlerimiz ise öğrencilerimizdir. Adıyaman Devlet Konservatuarı’nda iki yıl piyano derslerine girdim, her şeye sıfırdan başladık diyebilirim. İki yıllık zorlu eğitim sürecinin sonunda Akdeniz Üniversitesi 1. Piyano Öğrencileri Festivali seçmelerini geçme başarısını gösteren öğrencilerimiz de oldu. Şimdilerde Güzel Sanatlar Lisesi’nde keman ve orkestra öğretmeni olarak görev yapmaktayım. Çok başarılı öğrencilerimiz var. Geleceği çocuklarımızla birlikte kuracağız.

*Mitat Çelik: Biraz da orkestradan bahsedelim. Bir filarmoni orkestrası için yeterli sayıyı her zaman bulabiliyor musunuz, kadronuzda bulunan müzisyenler hakkında okuyucularımıza bir bilgi verebilir misiniz?

*Özgür Oğuz: Ne yazık ki henüz yolun başındayız. Bir enstrüman çalanı bulmanın zorluğunun yanı sıra bulunanları bizimle çalmaya da ikna etmemiz gerekmekte. Öncelikle bu işin keyifli taraflarını öne çıkarmaya çalışıyoruz. Bu yüzden yeterli sayıyı çok gözetemiyor, gönüllü olanları geliştirmek ve daha yetkin duruma getirmek için çabalıyoruz. Orkestranın kabuğunu kırması ve takım ruhunu yitirmemesi için var gücümüzle çabalıyoruz. Ama klasik bir eser çıkarmak için takviyeye ihtiyaç duymaktayız. Geçen yıl İtalya’dan gelen Alberto Capiello’nun solistliğinde seslendirdiğimiz konser için takviye aldık. Yine Alican Süner ve Prof. Serla Balkarlı’nın solist olarak yer aldığı bu konserimizde Mersin Devlet Opera ve Balesi’nden benzer bir takviye aldık. Asıl orkestra kadrosu, müzik öğretmenleri, konservatuvar ve güzel sanatlar lisesi öğrencilerinden oluşuyor. Dediğim gibi konser dönemleri eğer gerekli görülürse en yakın senfoni veya opera kurumlarından destek alıyoruz. Çok isterdim önümüze gelen eseri bir çırpıda çalan bir orkestramız olsun, imkanlar bu, işte bu da bu işin tuzu biberi diyelim.

*Mitat Çelik: Memleketiniz Mersin’de herkesin bildiği gibi, konservatuvar, opera ve bale kurumları mevcut. Hatta bazı kentler için yakın semtler gibi olan 70 km uzaklıkta Adana’da senfoni orkestrası da bulunuyor. Yani buna ulaşabileceğiniz pek çok mecranız varken neden bunca çaba, neden Adıyaman’da illa bir filarmoni orkestrası? Yani bu emeğin anlamı nedir?

*Özgür Oğuz: Bu emeğin anlamı çok büyük Mitat bey, bazı doğrular ve bazı gerçeklerin anlaşılması için elbette zamana ihtiyaç duyarız. Biz doğru bir iş yaptığımızı biliyoruz. Evet memleketimde her şey var, (gençliğim Mersin Operası’nda geçti sonra İçel Musiki Derneği’de var tabii), Adana’da Senfoni ve ben bunlara istediğim zaman ulaşabilirim. Peki ya ulaşamayan insanlar ne yapacak. Diyeceksiniz ki, eksik olsa olmaz mı? Elbette olmaz. Kalkınma dediğiniz şey sadece endüstri de, tarım da, ulaşım da mı olur? Dünya standartlarına ulaşmamızın bir yolu da kültürel ve sanatsal yatırımlardan geçmektedir. İşte bu noktada sanat çok önemli, ilk göreve başladığım yıllarda dedim ki hiçbir şey yapamıyorsan bir ağaç dikmelisin gittiğin yere. Şimdi çocuklarım var, çocuklarım gibi gördüğüm öğrencilerim ve onlar içinde yaşanılabilir bir dünya olsun-kalsın istiyorum ve bunu ancak kültür-sanat ve sporla yapabiliriz. Adıyaman Filarmoni bu nedenle çok önemli, şimdilerde Devlet Tiyatroları geliyor, operalarımız geliyor, bunların koordinasyonunu biz yapıyoruz. Bakın önemli bir nokta, Mersin Operası ikinci defa geldi; ilgileniyor ve bununla birlikte önemli bir önyargıyı da kırmış olduk. İnsanlarımız, artık yeni bir turne ne zaman olur diye soruyor. Yani sanatsal bir talebi şimdiden var ettik. Dillere pelesenk olan “Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi” sözü vardır ya, işte o muhabbet Adıyaman’da yok. İnsanlarımız klasik müzik dinliyor, piyano çalmayı öğreniyor artık. Tüm bunlar yılların emeği. Bundan sonraki adım ‘’Adıyaman Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’’, işte bu yeni rüyamız.

*Mitat Çelik: Sayın Oğuz, bu yıl 17’incisi düzenlenen Mersin Uluslararası Müzik festivali’nden davet alarak Berlin Filarmoni Orkestrası sanatçılarından Alican Süner’e ve Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümü Başkanı Prof. Serla Balkar’lıya eşlik ettiniz. Ayrıca Adıyaman’da uluslararası bir müzik festivali’nin 4’üncü yılını da doldurdunuz. Tüm bunlar hakkında neler söylemek istersiniz?

Özgür Oğuz: Genç bir keman virtüözü olan Alican Süner ile aynı sahnede yer almak güzel bir duygu. Sayın Süner ve Prof. Serla Balkarlı’nın duygularını açıkça belirttiği gibi, Adıyaman’a diktiğimiz bu genç fidanın desteklenmesi gerekiyor. Kendilerine teşekkürlerimizi sunarız. Her ikisi de Mersinli olan değerli sanatçılarımızla aynı sahnede yer almak ayrıca bir gurur vesilesidir. Adıyaman Uluslararası Müzik Festivali ise bu yıl 4 yaşına girdi, daha geriye gidersek yani AFO’nun kurulduğu 2012’den bu yana göz kamaştıran ışıltılı gelişmeler yaşadık. Bu yaşımızla ne kadar övünsek azdır. Bu mucize yıllarında, pek çok kapalı ve açık hava konserleri gerçekleştirdik. Seyirci bizleri konser bitimlerinde ayakta alkışladı, bis durumuna geldik ve insanlar kapanış gecesi yanımıza gelerek bitti mi diye serzenişte bulundular. Tüm bunlar gerçekten bir rüya. Festivalin sanat yönetmenliğine ve orkestranın şefliğine ise istediğimiz sanatsal kurum ve oturmuş bir işleyiş sağlanıncaya kadar devam edeceğim.

*Mitat Çelik: Birbirleriyle bağlantılı birkaç soru daha sormak istiyorum. Yıl içi etkinlikleri olarak neler yapıyorsunuz? Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir?

Özgür Oğuz: Adıyaman Uluslararası Müzik Festivali’ne başlamadan önce, yıl içinde 3 veya 4 defa konser yapmaya enerjimiz oluyordu. Orkestra konserlerine gelince her festival açılışı Adıyaman Filarmoni Orkestrası’nın görevi ve bunu hep yerli veya yabancı bir solist eşliğiyle gerçekleştirdik. Bu yıl, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Solist piyanisti Yeşim Gökalp ile sahnedeydik. Elbette ki, orkestrayı gönlümüzce kuramıyoruz. Malum yaşadığımız şehre ulaşım-bütçe vb. maliyetler maalesef bizim için problem oluyor. Bazen de konserlerimize talep bulamıyoruz. Ama yine de bizi en çok üzen şey insanlardaki önyargılar. Bizleri alkışlayanlar olduğu gibi, sanki biz Ankara İstanbul vb. şehirlerde bu faaliyetlerimizi yürütüyormuş gibi eleştirenler, bize ders vermeye çalışan dostlarımız da oluyor; oysa biz ne olup ne olmadığımızı gayet iyi biliyoruz. Yalnız ne olmak istediğimizi de iyi bilmekteyiz.

*Mitat Çelik: Bizlere, Alican Süner gibi genç bir keman virtüözünü ve Prof.Serla Balkarlı’yı, AFO eşliğinde dinleme fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederiz. Son olarak neler söylemek istersiniz?

Özgür Oğuz: Mersin Uluslararası Müzik Festivali’nin tüm değerli ekibine, sayın Selma Yağcı hanımefendi ve sanat yönetmeniniz Erdoğan Şanal olmak üzere, bize inanan güvenen ve yalnız bırakmayan tüm Adıyaman Filarmoni Orkestrası takipçilerine kucak dolusu selam ve sevgilerimizi yolluyoruz. Son olarak şunu belirtmek isterim. Mersin pek çok açıdan kıskanılacak bir kent. Özellikle kent bileşenleriniz olan belediyeler ve odaların sizlere sağladıkları destek sayesinde Mersin’in adını dünya çapında duyuruyorsunuz. Adıyaman’ın adını dünyaya taşımamız için bizim de böylesi bir desteğe ihtiyacımız var. Doğal ve kültürel zenginlikleri, binlerce yıllık tarihiyle gerçek bir hazine olan kentimizin dünyaya açılan sesi olacağız. Çünkü müziğin gücü her yere, herkese ulaşabilir.

Röportaj: Mitat Çelik

www.dirensanat.com

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.