Londra’da 2016 yılında sahnelendiğinde Tony Ödülleri’nde beş dalda ödüle değer bulunmuş olan Tanrı’nın Eli ülkemizde Two Two Production&Şaft Tiyatro ortak yapımı olarak seyircisiyle buluşuyor. Robert Askins’in yazdığı oyunu Kerem Pilavcı dilimize kazandırmış ve yönetmiş.

Yaşar ilksavaş info@dirensanat.com

Küçük bir kasabanın küçük bir kilisesi. Kısa bir süre önce dul kalmış Margery, aralarında oğlu Jason’ın da bulunduğu, üç gençten oluşan bir gruba, kilisenin bodrumunda, kukla yapma ve oynatma kursu vermektedir. Bu işi ona papaz Gregg, acısını bir nebze olsun unutması için ayarlamıştır. Bu sayede sevgisini dışa vuramadığı kadını da yakınında tutmuş olacaktır. Öğrencilerinden Jessica babasının ölümüyle giderek daha içine kapanan, çekingen, yalnız Jason’a tutkundur. Genç, yakışıklı, maço öğrenci Timothy’nin de aklında Margery’yle yatmak vardır. Dul Margery cinsel duygularını nereye kadar bastırabilecektir? Piskopos için hazırlanan kukla gösterisi çalışmalarında her şey çok sakin görünmektedir, ta ki kukla Tyrone Jason’ın kimliğini ele geçirene kadar… Çünkü herkesin bir sırrı vardır, itiraf edilemeyen, dışa vurulamayan sırlar. Kukla şeytanî bir kimliğe dönüşmüştür ve hayatı çevresindeki insanlara çekilmez kılmaya başlamıştır. Şeytanî kukla herkesin sırlarını, en yüz kızartıcı sırlarını bir bir ortaya dökmeye başlayınca işler çığrından çıkar. Gerçekler kimsenin hoşuna gitmez. Papaza göre bunun tek bir açıklaması vardır: Jason’ın içine şeytan girmiştir…

Tanrı’nın Eli başarılı bir kara komedi ve ciddî bir emek ürünü. Kukla eğitmeni Sezgi Deniz’I, kukla tasarımını yapan Anna Karayorgi’yi, dekor tasarımcısı Makbule Mercan’I, ışık tasarımcısı Ayşe Sedef Ayter’I, koreograflar Orçun Okurgan ve Gürhan Elmalıoğlu’nu yürekten kutlarım. Çünkü oyun tüm öğelerin birbirini tamamladığı gerçek bir ortak çalışmanın ürünü. Bu nedenle de her şey saat gibi işliyor.Herbirinin oyunun başarısına katkısı büyük.

Oyunu Kerem Pilavcı abartıdan uzak, yalın ama etkileyici bir rejiyle sahneye koymuş, kişilerdeki değişimleri başarıyla vurgulamış. Komediyle dramın çok güzel dengelendiği usta işi bir reji. Elindeki birbirinden başarılı oyuncu kadrosunda hiç bozulmayan bir oyun birlikteliği sağlamış.

Çok sağlam bir oyuncu kadrosu var oyunun. Şenay Gürler Margery’yi tüm yönsemeleriyle kusursuz canlandırıyor. Kocasının acısını yaşayan, dindar duldan engelleyemediği cinsel dürtülerine kendini kaptıran şehvetli kadına dönüşmesini çok doğru bir oyunculukla yorumluyor, övgüyü fazlasıyla hakeden bir oyunculuk sergiliyor. Timothy’de Alp Özbayram Margery’yi yatağa atma peşindeki maço genci başarıyla canlandırıyor. Şenay Gürler’le olan sert sevişme sahnesinde Gürler gibi bir oyuncu karşısında hiç ezilmemesi bile yeteneğini kanıtlıyor. Bu zor, itici olabilecek sahnede sahne estetiğinden bir an olsun uzaklaşmadıkları için de iki oyuncuyu özellikle kutlarım. Cansu Diktaş Jessica’da sevimli ve inandırıcı. Kendi kuklasıyla Tyrone’un sevişme sahnesinde, bu zor, etkileyici ve önemli sahnede kukla oynatıcısı olarak da çok başarılı. Şencan Güleryüz sahne deneyimini konuşturuyor ama papaz Gregg’de biraz silik kalmış gibi geldi bana.

Ve Barış Gönenen. Hem Jason’ı oynuyor, hem de bir anlamda bilinçaltının dışa vurumu olan kukla Tyrone’u. Kuklanın giderek bedeninin ayrılmaz bir parçası haline dönüşmesini an be an izliyoruz. Sanki bir bedende iki kişi gibiler. İki farklı ses tonuyla konuşuyor ve bu tonlama bir an aksamıyor. Nüanslı, çok doğru, hayranlık uyandıran bir oyunculuk seyrediyor. İlk oyunundan beri izlediğim Barış Gönenen her oyununda başarı grafiğini biraz daha yükselterek Jason rolüyle zirve yapıyor.

İnanç ve ahlâk kavramlarını sorgulayan, ikiyüzlülükleri, dini ikiyüzlülükleri, bastırılmış cinsel duyguları… kısaca insanı çeşitli boyutlarıyla irdeleyen, rejisi, metni ve oyunculuklarıyla dikkati çeken Tanrı’nın Eli tiyatroseverlerin ilgiyle izleyeceği oyunlardan.

PAYLAŞIM
Önceki İçerikİBB ŞEHİR TİYATROLARI “HAYAL-İ TEMSİL” OYUNUYLA BAKIRKÖY’DE
Sonraki İçerikErkek Arkadaşım Bir Feminist
YAZAR VE ÇEVİRMEN 1949 yılında İstanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesi, Galatasaray İktisadî ve Ticarî Bilimler Akademisi'ni bitirdi. İşletme İktisadı Enstitüsü'nde master yaptı. Kom Tekstil ve Konfeksiyon Fabrikaları A.Ş.'de 29 yıl idarî ve malî işler müdürlüğü ve genel müdür muavinliği yaparak üst düzey görevlerde çalıştı ve aynı fabrikadan emekli oldu. Yaşamının uzunca bir döneminde İhsaniye Altsokak'ta, ailesiyle oturdu. Üniversite yıllarında tiyatro ve kitap eleştirileriyle denemeler yazmaya başladı. Sonra yalnızca tiyatro eleştirileri yazmayı sürdürdü. Yine üniversite yıllarında başladığı çevirmenliği de hiç bırakmadı ve 2000 yılında emekli olduktan sonra çeviriye ağırlık verdi. Yeni Gazete, Hürriyet, Dünya, Hürgün, Yeni Ortam, Gazette 13, Son Saat gazetelerinde tiyatro ve kitap eleştirileri, Cumhuriyet gazetesinde derleme ve derleme çevirileri yayınlandı. Hürriyet Gösteri, Tempo, Papirüs, Yeni Dergi, Yeni Ufuklar, Oluşum, Yeni İş Dünyası, Çağdaş Sanat, Aylık, Best, Downtown dergilerinde 1970'den bu yana tiyatro eleştirileri ve diğer yazıları yayınlandı. De Yayınevi, Can Yayınları, Gelişim Yayınları, Bilgi Kitabevi, Kelebek yayınları, Altın Kitaplar, Doğan Kitap, Everest ve Oğlak yayınlarında elliye yakın çevirisi çıktı.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.