BACH EZGİLERİ İSTANBUL DENİZ MÜZESİ’NDE

0

Mayıs ayının ilk haftalarında İstanbul Deniz Müzesi’nde Bach ezgileri yankılanacak. ‘Bach&Bahar’ başlıklı üç konser müzikseverlere İstanbul’da benzeri olmayan bir konser deneyimi yaşatacak… Hakan Erdoğan Prodüksyon tarafından düzenlenen Estonya Türkiye Büyükelçiliği ve Romanya İstanbul Başkonsolosluğu tarafından desteklenen konserler 5, 7 ve 12 Mayıs günleri saat 20:30’da başlayacak. Deniz Müzesi’nde daha önce de yapıldığı gibi ‘Cafe Zimmerman’ konsepti ile gerçekleşecek konserler boyunca dileyen seyirciler yiyecek ve içecek servisinden faydalanabilecek. Konserlerin biletleri Biletix’ten alınabilecek.

Bach&Bahar’ın ilk konseri 5 Mayıs’ta Baroque Ensemble Transylvania tarafından verilecek. 1995 yılından beri başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm düyada verdikleri barok konserleriyle ünlenen topluluk, J. S. Bach’ın eserlerinin yanı sıra Handel, Teleman ve Pisendel’in eserlerine de yer verecek. Transilvanya Barok Ensemble 1995 yılından beri Transilvanya barok müziğinin yanı sıra Hans Peter Türk, Adrian Borza, Dan Voiculescu, Adrian Pop ve Cornel Ţăranu’nun çalışmalarını içeren çağdaş Transilvanya müziğinden de faydalanmaktalar. Topluluğun çalışmaları beş CD ve Transilvanya müziği, radyo ve TV yayınları ve konser kayıtlarını da içeren bir belgesel DVD ile belgeselleştirildi. 

7 Mayıs konserinin solistleri Estonyalı müzisyenler Taavo Remmel (kontrbas), Ivo Sillamaa (klavsen), Jaak Sooar (elektro gitar)… Daha önce Mustonen Ensemble ve Hortus Musicus topluluklarıyla Türkiye’de konserler veren ve büyük ilgi gören üçlü son derece dinamik ve farklı bir barok repertuarı seslendirecek.  Taavo Remmel (1964) klasik müzik eğitimini Talin College of Music ve Estonya Müzik ve Tiyatro Akademisi’nde aldı. Estonya Ulusal Senfoni Orkestrası ve Andres Mustonen’in yönetimindeki erken dönem müzik grubu Hortus Musicus’un tam zamanlı üyesi. Aynı zamanda caz çalışmaları da olan Remmel’in kırktan fazla kaydı bulunuyor. Müzik eğitimini Tallinn Müzik Akademisi ve Moskova Konservatuarı’nda alan Ivo Sillamaa, uluslararası ödüllere sahip. O da Hortus Musicus’un bir üyesi ve klavsen, piyano, org konserleri ve dersler veriyor. Jaak Sooäär (1972), Tallinn’deki Müzik Koleji’nden ve Kopenhag’daki Ritmik Müzik Konservatuarı’nda eğitim aldı. Estonya Müzik ve Tiyatro Akademisi Caz Müzik Bölümü’nde gitar ve topluluk müziği dersleri veriyor.

12 Mayıs’ta barok kemanın en ünlülerinden François Fernandez ile Yun Kim Fernandez’in çok özel bir viyola ve keman konseri var. Geçen aylarda Bach&Love’da verdiği konserlerde ayakta alkışlanan François Fernandez, bu kez eşi ünlü Koreli sanatçı Yun Kim Fernandez ile birlikte konser veriyor. Fernandez’ler, Bach prelüdlerinin yanısıra canlı olarak her zaman dinleyemeyeceğiniz Mozart’ın ‘Duo for Violin and Viola, K.423’ eserini seslendirecek.

François Fernandez 17 yaşında Kuijken’in kurduğu La Petite Bande’ın başkemancılığı görevini (1986) üstlendi. Çeşitli barok orkestralarda solist ve başkemancı olarak çalıştı. Son 20 yılını ağırlıklı olarak oda müziğine hasretti. Kemanın yanı sıra violino piccolo, viola, viola d’amore, viola da gamba ve violoncello da spalla üzerinde uzmanlaştı. Gerçekleştirdiği yüzden fazla kayıt arasında Bach’ın eserlerinin tamamının kaydı, Hollanda’daki Prelude Klassiek tarafından ‘2003 En İyi Klasik CD’si’ seçildi.

Yun Kim Fernandez Chicago Civic Orchestra’da Boulez, Zukerman ve Boreyko gibi tanınmış müzisyenlerle çalışma olanağı buldu. Ayrıca erken müzik topluluklarında da barok keman alanında deneyim kazandı. Brüksel Kraliyet Konservatuarı’na giderek 2016’da onur derecesiyle mezun oldu. Halen çeşitli topluluklarda çalışmalarını sürdürüyor

www.dirensanat.com

PAYLAŞIM
Önceki İçerikBir cimrinin toplumsal anatomisi: Semaver Kumpanya’nın Cimri sahnelemesi üzerine notlar…
Sonraki İçerikTOY SEZONU FESTİVALLE KAPATIYOR!
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan