Bir cimrinin toplumsal anatomisi: Semaver Kumpanya’nın Cimri sahnelemesi üzerine notlar…

0
zeynep-baykal-resim
Zeynep Baykal

İnsanlık hallerini, kusurlarını, eksiklerini tüm çıplaklığıyla ortaya koyarak komedyaya insan unsurunu yerleştiren Moliere çağımızın en önemli oyun yazarlarından biri sayılmaktadır hiç kuşkusuz. Moliere’ in en çok bilinen eserlerinden biri olan Cimri, metalaşmanın yeni yeni belirginleştiği bir toplumsallığın resmini Harpagon isimli yaşlı tefeci üzerinden seyirciye verirken ikiyüzlü burjuva ailesinin evinin anahtarını da seyirciye teslim eder.

Oyun Harpagon’un oğlunun ve kızının gelecek planlarını, isteklerini hiçe sayarak onları zengin eş adaylarıyla evlendirmek istemesi ve kendine de genç bir gelin adayı bulduğunu sahnede dillendirilmesi ile başlar. Harpagon’un evlenmek istediği genç kız Mariene’e oğlu Cleante’nin aşık olması, yanına uşak olarak giren Valere’in ise kızı Elise’in sevgilisi oluşu ve çöpçatan Frosen’ın olaylara dahil oluşu ile dolambaçlı bir hal alan hikaye, Harpagon’un kızı için bulduğu aristokrat bir geçmişe sahip Alseme’in tüm düğümleri çözmesi ile son bulur. Düğüm çözülür, çiftler evlenebilir, dağılmış bir aile tesadüfi bir biçimde kavuşur ama Harpagon cimriliğinden ödün vermeden her daim biriktirmeye, paralarını her türlü insanı, ahlaki değerden üstün tutmaya devam eder.

Yazarın Plautus’un Çömlek oyunun kaynak alarak yazdığı “Cimri” oyunun ilk kez sahnelenişi 1668 yılında Palais Royal‘da gerçekleştirilmiş ve Harpagon rolünü, Moliere’in kendisi oynamıştır. Oyun, Türkiye’de daha önce pek çok kez Devlet Tiyatroları ve bazı özel tiyatrolar tarafından sahnelenir. Cimri 2016-2017 sezonunda Semaver Kumpanya’da Tansu Biçer rejisi ile sahnelenmeye devam ediyor. Oyunda Serkan Keskin, Rojhat Özsoy, Gözde Şencan, Hakan Atalay, İbrahim Barulay, Sezin Bozacı, Ezgi Ulusoy Tamer, Murat Kılıç, Yavuz Pekman, Selen Şenay, Uğur Senkeri, Saniye Samra rol almakta.

Oyunun sahnelemesinde oyun metninin gevşek, oyunculuk becerisinin gösterilmesine alan bırakan dramatik yapısının altının çizildiğini ve geleneksel halk tiyatrosunun eğlenceli üslubunun benimsendiğini görüyoruz. Bununla birlikte sahneleme sırasında metnin tamamı hiçbir kısaltmaya, değişikliğe gidilmeksizin birebir kullanılmış. Bir karakter komedyası olarak tanımlanan oyunun ana karakteri tefeci Harpagon oyun metnine bakıldığında dönemin Fransa’sında yeni yeni palazlanmakta olan burjuvanın ve burjuva bireyciliğinin bir temsilcisi olarak görülebilirken aslında her dönemde varlığını sürdüren bir insanlık haline de işaret etmekte. Bu noktada oyunun çevirmeni Sabahattin Eyüboğlu’nun da metnin ön sözünde belirttiği gibi Harpagon hem soyut hem somut bir cimridir. Bir başka deyişle bir taraftan döneminin burjuva çevrelerinden rastlanabilecek bir insanken, diğer taraftan dünyanın her çağında ve her yerindeki materyalist insan resmi ile örtüşebilmektedir. Harpagon’un hem düne hem de bugüne söyleyecek sözü çoktur. Bu noktada farklı sahneleme stratejileri ile onu yerelleştirmek ya da evrenselleştirmek mümkündür. Semaver Kumpanyanın rejisi bu dengeyi evrenselden yana kullanmış ve zaman zaman grotesk bir tipe evrilen Harpagon ile değişmeyen insani bir hali gözler önüne sermiş. Bunu yaparken de ana karakteri metinle paralel olarak yan hikayeler ve karakterlerle birlikte para dönüşüm sisteminin bir çarkı olarak gösterdiğini söylememiz gerekir. Hikayenin merkezinde duran çekirdek ailenin bireylerinin ve hikayeye eklemlenen diğer karakterlerin de bu para ekonomisinin içinde Harpagon gibi çok da temiz kalamadıklarını görürüz. Oyunda tüm aile bireylerinin, uşakların ve hizmetkarların da maddi- manevi çıkarları için yalan söyleyen, bir şeyler saklayan, birbirlerini ispiyonlayan insanlara dönüşmesi görünür kılınırken sahnelemedeki Harpagon metindeki kadar kötücül bir doğaya sahip bir kişi olarak yer almamış. Bir taraftan oyundaki sistem eleştirisi vurgusu bu kötücüllüğü silikleştirirken, diğer taraftan Semaver Kumpanya’nın halk tiyatrosu vari üslubu ve oyuncu Serkan Keskin’in sahne üzerindeki hareketli beden dili, mimik kullanımı, seyirci ile kurduğu yakın ilişki de ortaya metindekinden çok daha sevimli bir Harpagon çıkarmakta.

cimri-2Oyunda kullanılan kostümlerin zamansızlığı ve mekansızlığı bu yerel- evrensel dengesini tutturmaya hizmet etmiş. Benzer bir biçimde dekoru oluşturan yer yer asimetrik, kat kat, inişli çıkıştı kutular, kapılar, merdivenli platform belirli bir yer ve zamana işaret etmeyerek bu amacı pekiştirmekte. Özellikle Harpagon’un altınlarını çaldırdığı sahnedeki monoloğunda kullandığı kapıların içindeki aynada kendi ile karşılaşması ve korkması yaratıcı bir detay olarak görülebilir.

Ancak diğer taraftan da dekorun Harpagon’un kapalı, boğucu ve sadece para sandıklarından oluşan dünyasını imlerken, sahneyi işlevsellik ve görsel alan anlamında daralttığını söyleyebiliriz. Bununla birlikte hali hazırda net olan anlatıma ikinci bir somutlama getirmesi açısından aşırı anlatımcı olarak görülebilir seyirci tarafından.

Oyunculuklara alan açan bir sahneleme ile sergilenen oyunda Semaver Kumpanya’nın eski oyuncuları ve genç oyuncuları arasındaki performans farklılığının da altını çizmek gerek. Oyundaki sözün merkezi konumu özellikle süregiden uzun diyaloglarda bu farklılığı belirginleştiriyor. Buna karşılık özellikle eski oyuncuların yarattığı dinamik, oldukça uzun bir metni çok akıcı ve keyifli bir seyre dönüştürüyor. Yaklaşık iki buçuk saat süren oyunun ritmi oyuncuların sahne üzerindeki devinimi, durumlar ve zaaflar üzerinden yaratılan komik anlar aracılığıyla hızlı bir biçimde ilerliyor.

İnsan doğasının değişimine inanamayan Moliere’in oyunlarında dönemimin koşulları ile de bağlantılı olarak oyunda atılan düğümlerin çözülmesi için dış güçlerin müdahalesi “zorunlu hale gelse de, sahneleme sadece soyut bir insanlık halinin hicvini değil, materiyalist bir sistemin eleştirisini de görünür kılıyor seyircinin zihninde. Sonuç olarak, tüketimin, paranın en önemli değer olarak konumlandırıldığı günümüzde Semaver Kumpanya’nın Cimri sahnelemesi dönüp yaşantımıza bakmak ve içinde devindiğimiz sistemi sorgulamak için önemli bir kapı açıyor. …

cimri-3 

Künye

 

Yönetmen: Tansu Biçer
Yönetmen yardımcısı: Selin Nazlı Ustaoğlu, Volkan M. Sarıöz
Dramaturji: Bilgesu Kasapoğlu
Dekor Tasarım: Tansu Biçer
Işık tasarım: Utku İnan
Dekor uygulama: Zeki Kızılışık, İsmail Hazır, Sema Öztaş
Kostüm : Bade Yavuz
Kostüm Uygulama: Ayşenur Arslanoğlu
Müzik: Okan Kaya

Oyuncular:
Harpagon: Serkan Keskin
Cléante: Rojhat Özsoy
Elise: Gözde Şencan
Valère: Hakan Atalay
La Flèche:İbrahimBarulay
Frosine: Sezin Bozacı
Mariane: Ezgi Ulusoy Tamer
Anselme: Murat Kılıç
Jacques Usta: Yavuz Pekman
Claude Kadın: Selen Şenay
Simon Efendi ve Komiser: Uğur Senkeri
La Merluche: Saniye Samra

GÖSTERİM TARİHİ

“Cimri” 28 Ekim Pazar 20:00’de Caddebostan Kültür Merkezi’nde!