SERDAR BAŞBUĞ :SAHNE SANATLARI BİR EKİP İŞİ

1

Html code here! Replace this with any non empty text and that's it.

Devlet Opera Balesi’nin A.Ş. kostüm tasarımcılarından Serdar Başbuğ bu kurumdaki Başarılı çalışmalarının Ardından sinema ettik televizyonda da Yaptığı işlerle daha Geniş kitlelere ulaştı. Serdar Başbuğ ile dekor A.Ş. kostüm tasarımcısının sahne dünyasındaki Yerini sorunlarini, sahne ettik televizyon özellikle de ‘Muhteşem Yüzyıl’ ettik ‘Çalıkuşu’ dizilerindeki çalışmalarını konuştuk.

 serdar

Siz Devlet Opera Balesi’nde dekor kostüm tasarımları yaptınız ettik ettik. TRT’deki ‘Esir Şehrin İnsanları’ ile Başlayan televizyon Için kostüm Tasarımlarınız bugün ‘Muhteşem Yüzyıl’ ‘Çalıkuşu’ ile Sürüyor ettik. Yönetimden ekip anlayışına birçok Açıdan Farklı bu on iki Sektörde dekor A.Ş. kostüm anlayışı Ne Kadar Farklı?

Öncelikle televizyon dizilerinde Çalışanlar, Geçmişte bizden önceki kuşakla çok sayıda projede çalışmışlar ama sonuçta alaydan yetişme insanlar. Bunların çoğu yerin epey Arasında tarih Temalı projeler de var elbette … Ancak sektör Hâlâ oturmuş degil. Kullandığınız malzemeden başlayarak önemli Diğer farklar var … Televizyon Yakın Mesafe demektir. Operada sahne ile seyirci Arasındaki Mesafe uzun oldugu icin bazi seyleri saklayabiliriz. Eklendi bunun Ayrı Bir eğitimi yok, tecrübeyle, zaman icinde Elde ettiğiniz Bir beceri.

Estetik Açıdan …

Bu Tamamen ve tamamen o Projeyi yapan yapımcıya A.Ş. tasarımcıya kalmış Bir Şey herkese ettik Göre de değişiyor. Örneğin ‘Muhteşem Yüzyıl’ın kostüm tasarımını ben yapmasam Başka birisi Başka Türlü yapacaktı. Ya da Başka Bir Yapımcı olsaydı benden Farklı Bir Şey isteyebilecekti. Ben ‘Muhteşem Yüzyıl’a başlarken “özellikle Osmanlı Kostümleri birebir yapılmasın, kocaman Kavuklu adamlar görmeyelim, kadraja da sığmıyorlar. Bir belgesel çekmeyeceğiz “denildi. Zaten ne yaparsanız Yapın herkes sonuçta Nasrettin Hoca oluyor. Kostümleri renkli yaptım, kavukların boyutlarını küçülttüm. Bir sahnenin, diyaloğun altını dekorla, kostüm rengiyle, saç tasarımıyla çizersek o kadar çok seyirciye geçer … Buna önemli Diğer sahnelerde dikkat edilir. Bir Gardırop hazırlıyorsunuz Için onu bilgikuramsal AYRICA. Bir özellikle ‘Muhteşem Yüzyıl’da Devasa Bir gardırobumuz var şu.

Dizinin ilk günlerinde kostümler çok eleştirildi …

Evet, çok eleştiri aldık. Eleştirenler filme belgesel mantığıyla yaklaşanlar. Belgesel Değil, Osmanlı A.Ş. Asya kültüründen yola çıkılıp oradan esinlenerek stilize Edilmiş, göze hoş gelecek kostümler.

Seyirciyi dışarda tutalım. Tasarımcının özgürlük Sınırı nedir, kimlerle Mücadele eder?

Sizin sınırınızı belirleyen En Büyük ETKEN zaman. Yönetmeni Parayı gecin ettik, zamana Karşı hicbir sihirbazlık yapamazsınız. Televizyonda 90 dakikalık onu bölüm için Kostümleri 4-5 beş gün icinde halletmeniz Gerekiyor. Bir elbise Için en az dört beş mağaza geziyoruz. Belki aylarca tamamlanacak Bir işi birkac günde tamamlamamız isteniyor. Başta da soyledigim gibi Yapımcı ilk konuşmada Sizin sınırlarınızı belirliyor, filmin İlkeleri, para gibi … Sonra yönetmen geliyor. DAHA SONRA dekor, ışık tasarımcıları …

benle Birlikte
RÖPORTAJ- SABİT DOĞAN- SERDAR BAŞBUĞ

Biraz Önce renkten söz ettiniz. Dizi Için sormuyorum, dönem uygunluğunun Dışında, sahnede beligbli Bir rengi vurgulamak ister misiniz? Örneğin ‘La Traviata’ hazırlıyorsunuz, mavi tonları ya da Kırmızılar gibi Bir tercihiz olur mu?

Böyle Bir Tercih Gerekir elbette. Onun şeyin Bir rengi var göster Aslında. Üniversite yıllarında hocam Doğan Aksel söylerdi “Yaptığımız işin özünde renk Vardır”. Sıcak renkler var soğuklar var. Ara tonlar, sepyalar, pastel tonlar var … Biz bunu şahısların karakterini, tercihlerini vurgulamakta kullanırız. Genç Citi Piti Bir kızsa örneğin ‘Çalıkuşu’ndaki Necmiye imkb canlı renkler, Neriman imkb patlıcan morları, mürdümler kullanırsınız. ‘Muhteşem Yüzyıl’da Bir saray ihtisami var dizininde, Diğer yanda Bir konak … Yaşanan yıllar çok farklı, Dönemin moda renkleri var, kumaş Cinsleri var ONUN ettik. Bir de teknik Ettiği Meseleler var ki bunu da düşünmeniz gegbekli. ‘Muhteşem Yüzyıl’ Kapalı Stüdyoda çekiliyor, ışıklar Tamamen ve tamamen yapay, istikrar sağlanabiliyor, renk dengelerini oturtmak daha kolay. Disariya açıldığınız zaman Kontrol elinizden gidiyor. ‘Çalıkuşu’nda set Konak ama tam Kapalı de Değil Dışarıdan ışık aliyor. ‘Muhteşem’in renklerini kullandığımızda çok patlar.

AYRICA Bir ekip işi kotarıyorsunuz …

Sahnede de televizyonda da, yönetmen Dışında sanat yönetmeni, dekoratör, işıkcı da Birlikte çalışıyor. Bunların çoğu yerin epey hepsinin birbiriyle örtüşmesi lazım.

Nasıl çalışırsınız?

Her Seyden sonra, O dönemle Ilgili tarihi filmler Varsa onlari TOPARLAR, izlerim. Kostüm kitaplarımı tararım. Dönemli Ilgili okumalar yaparım, Davranış biçimlerini modaları yakalamaya ÇALIŞIRIM. Her karakter Için Bir dosya hazırlarım. Hangi karakterler hangi görsellere uygun, renkleri ne? Bunların çoğu yerin epey cevaplarını ararım. Bunları Kendi kafamda çözerim ama, soyledigim gibi, sanat Yönetmenin nasıl bir renk kullanacağı, nasıl bir atmosfer yaratacağı da önemli Diğer. Sonuçta ekip işi kostüm tasarımcısı Kendi Başına Bir Şey yapamaz. Eklendi bunun Mekanı yönetmeni Var ettik. Moda tasarımcısının koleksiyon hazırlamasındaki Geniş alan bizde yok. Metnin sizden istedikleri var. Ve En Önemlisi Bir hızı tutturmak zorundasınızdır. Tedarik süreci ‘… Zaman zaman birilerine danışmak Zorunda kalabilirsiniz …

 Bu kullanıcının alanı nasıl seçtiniz

Türkiye’deki Şanslı azınlıktayım. Beş yaşından beri hep tarihi kostümler çizerdim. Ama üniversite yıllarıma Kadar okul Benim icin Bir kabustu. Ağabeyimin Bir arkadaşı çizimlerime bakıp, senen yerin Akademi, dedi Sahne ve Görüntü Sanatları’na kaydettirdi ettik ettik. Üniversiteye girdiğimde bölümler kılavuzlarda Yer almazdı. Daha ‘Grafik Bölümü’ diye yazıldı sonraları. Yeni yeni sahne tasarım bölümleri açılmaya başlandı.

Okullu olmak önemli Diğer de, Başka neleri Bilmek gegbekli?

Okulların rolu Büyük. Rengi Bilmek, sahneyi Bilmek gerek. Kostümün Cardio ZAMANDA işlevsel Olması gerek. azindan boyutu Bir Yol yordam Öğretiyor, yolunuz aydınlanıyor En. yalnız okul yetmez ama, dikiş bilmeden, kumaş bilgisi, kalıp bilmeden moda tasarım olmaz. Bir de Teorik çalışmalarda yoğunlaşıp işin plastik kısmını ihmal etmemek lazım. Kimi öğrnecilerin, Hatta mezunların çizimlerine, maketlerine bakıyorum, çok acemice buluyorum. Biraz daha malzeme bilgisi, el işçiliğine importance vermek Gerekiyor.

Dünyada klasik anlayışın yanı Sıra sahne tasarımında soyutlamalara gitme, değişik Yorumlara yer verme eğilimi artmaya başladı. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Olmalı ama bazi ŞARTLAR da gegbekli. Bir örnek vereyim: Bir ay Sonra İstanbul’da Giselle yapacağız. Koreografı oyunculara tayt giydirmemek Için ikna ettim. Klasik, çok güzel bir balya ama Çizgisini biraz daha güzel bir yere getirdik. Ne Gotik ne Rönesans daha 1800’li yılların ortaları gibi … ‘Giselle’. ‘Kuğu Gölü’ gibi eserlere mumkun Değil dokunamazsınız. Operada bu mumkun, özellikle benim çalıştığım Mehmet Ergüven Acar ufuklar Aytaç Manizade boyutu çok güzel. Şunu mutlaka vurgulamalıyım. Nasıl Ki sahibine Göre kişnerse tasarımcı da rejisörüne Göre Kisner.

Operamızın tutucu Olduğu soylenir, siz buna katılıyor musunuz?

Hayır. Tutucu olsaydı birçok tasarımcının çalışmasına Topçu Alay Komutanı verilmezdi. Şunu aklımızdan çıkarmayalım: Bazı şeyler dekor kostümle bitmez. Reji çok önemli, rejisörün yapmak istedigi Öncelikli. Bu eseri alip nasıl bir zaman dilimine taşıyacağınız, nasıl bir ortam yaratacağınız önemli Diğer. Konuların ortalamasi belli zaten; aşk ihtiras, tutkular, power … Yine Bir örnek vereyim: Aida izledim Bir Avusturya Bregenz’de. Yönetmen David Pountney olayı abd’nin Irak Savaşı’na yerleştirmiş. Dekor muazzam Bir özgürlük anıtının Parçaları … Askerler Amerikan askerleri, silahlar falan … simdi onu şeyiyile Bir bütünü izliyorsunuz sahnede. Eger yönetmen ettik Tüm ekip Cardio Konuda anlaşırsa, uyumlu işler Ortaya konursa klasik, soyut fark etmiyor. Yönetmenin A.Ş. kurumların ikna Edilmesi önemli, yönetmenlerin cesur Olması Gerekir.

Eklendi bunun tasarımını yapmalıyım dediğiniz Bir eser var mı?

Ona fırsat kalmıyor ki. Onu PROJEDEN mutlu ayrıldım Çalıştığım. Bu biraz da İnsanın karakteriyle ilgili. durduğunuz Sizin yer doğru imkb karşı tarafı ikna edersiniz. BIR arkeolog gibisiniz. Önce kitaplar, çizimler, Yazılar … Bir arkeolojik çalışma … İçine girdikçe Bir Sürü Detayı görüyorsunuz. Ucu Bucağındaki olmayan Bir umman … Avrupa’da Yapılan Operalarına bakıyorum. Bir Hitler’i, bir taraftan Madonna Var taraftan. O ” ‘Nabucco’da Bunların çoğu yerin epey ne işi var” diyorsunuz ama çatısı o kadar güzel kurulmuş ki o karakter oraya’ cuk oturuyor ‘.

Yorumun söz konusu olmadigi tarihi oyunlarda …

Orada çok farklılaşıyor iş. Soyledigim gibi, kumaşın dokusundan rengine Kadar döneme uymak zorundasınız. Birebire bağlılık diye bir şey yok ama illa olmazsa olmazlar var. Resim ona tasarımcının bakışı birbirinden Farklı gibi. etmesi de lazım Fark … ONUN imzası.

Resim sanatından etkileniyor musunuz?

Resim, heykel, mimari … Hepsi bir bütün, okulda Bunların çoğu yerin epey hepsini Öğrenmek zorundasınız zaten. Aksesuar, mobilya önemli Diğer. Bir elbiseyi yaptığınızda onu kullanımını da düşünmelisiniz. Dekoratörün işi de olsa düşünmelisiniz. Reji, kıyafet, dekor birbiriyle uyum icinde olmalı. Oyuncuların kıyafeti taşımayı bilmesi gegbekli. protokolunu Dönemin, oturup kalkma usullerini, hangi kostümle nasıl oturulacağını bilmesi Gerekiyor. Yönetmen de reji yaparken bunlara dikkat EDECEK oyuncuya anlatacak ettik. Yine de iş yönetmenlerde bitiyor.

Bir de ezeli dramaturg sorunu var. Dramaturglarla nasıl çalışıyorsunuz?

Maalesef biz dramaturglardan Yeterince faydalanamıyoruz. Bizim kurumlarımızda dramarturg matbaa işi ile ilgilenir. Göster Aslında işi Metni Çeşitli Boyutları ile okumak, yorumlamaktır. Yönetmenin yükünün önemli Diğer Bir bolumunu dramaturji üstlenmeli, kostümcüyle, aksesuarcıyla, dekoratörle tartışmalı. Sahne sanatlarımızda En Büyük eksiklik dramaturgi Eksikliği. Her şey Yönetmenin Bizim için üstüne Kalıyor. Bütün sorunlar sistemle ilgili, donup dolaşıyor Sisteme geliyor.

Sorunların Bir BOYUTU da salonsuzluk …

Elbette. Salonsuzluk Temsil Sayısını çeşitliliğini etkiliyor ettik. Sanatçılar işlerinden soğuyor, herkeste Geleceğe İlişkin Bir belirsizlik var. Şu anda Atatürk kültür Merkezi’ndeki bölümler İstanbul’un dört Bir yanına dağılmış DURUMDA; dekor atölyesi Küçükyalı’da, kostüm atölyesi Üsküdar Paşalimanı’nda, Sahne Kadıköy’de … Bu dağınıklıkta işler yürüyor. Herkes isini o kadar çok seviyor ki …. Avrupa’da da salonlar kapatılıyor ama Bir Yandan da yenileri yapılıyor.

benle BirlikteAvrupa ile Türkiye’yi karşılaştırırsak …

Orada yaratıcılığı kışkırtan Bir ortam var. Bizim eksiğimiz o. Ne var ülkelerinde de bu kadar anarşist oluyorlar, önleri tıkanmıyor … Bizde 24 saat yaşıyorsun, dinamizm Inanılmaz. Birikimi kullanabiliyorlar. Biz birikimin Farkında mıyız? Birikimin nasıl Farkında olabilirsiniz. Sahneye müthiş şeyler koyabilecek, ilginç Projeleri Olan biri var örneğin, 25 yıl reji asistanlığı yapıyor, hevesi Geçiyor de, Yeteneği de köreliyor. Batılı kitabına da bakıyor. Avangart yapıyor ama klasiğini de biliyor. Geçmişin en derinini öğreniyor, uyguluyor, oradan soyuta geçiyor. Picasso’yu ONUN resimde Yaşadığı süreci ‘örnek verebiliriz. Sahne sanatlarında Büyük sanatçılarında Böyle Bir süreçten geçtiğine emin olabilirsiniz. Çok Farklı Bir alandan örnek vereyim: Televizyondaki yarışma programları. Bizimkilerin çoğunun Formatı Batı’dan alınma. Orada katılanların hepsi yıldız, bir de bizimkilere Bakın … Bir Yaşanan Süreç var. Biz Cardio yolu katediyoruz. Batı tiyatroyu, operayı, baleyi, klasik müziği Yüzlerce Yıldır uyguladı, hazmetti, biz daha klasiği hazmedemedik. Ama kendimize orijinal Bir Yol bulabileceğimize inaniyorum.

SERDAR BAŞBUĞ

1971 Yılında İstanbul’da doğdu. 1992’de Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne ve Görüntü Sanatları Ana Sanat Dalı, Sahne Dekor Kostüm Tasarımı Bölümü’nü bitirdi, A.Ş.. 1992’de de Mersin Devlet Opera Balesi’nde baş dekoratör oldu ettik. İzmir Devlet Opera Arasında 2000-2002 Yılları Balesi’nde Calisti ettik. 2002’den Bugüne İstanbul Devlet Opera Balesi’nde kostüm tasarımcısı ettik. Opera, bale Dışında ‘Eve Giden Yol’ filminin ‘Esir Şehrin İnsanları’, ‘Muhteşem Yüzyıl’, ‘Çalıkuşu’ televizyon dizilerinin yanı Sıra Anadolu ateşi, Deli Saraylı, İroya, Veda ziyaretinde ettik ettik Çeşitli reklam filmlerinin kostüm tasarımlarını Yaptı. Türk Sahne Tasarımcıları Derneği’nin kurucularından, İki yıl bu derneğin yönetim kurulunda yer aldı.

Röportaj: Sabit Doğan

Fotoğraflar: Ozan Kaçmaz

www.dirensanat.com

 

[/ Vc_column_text] [/ vc_column] [/ vc_row]

[/ vc_column] [/ vc_row]

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.