DEVLET OPERA VE BALESİ 20. ULUSLARARASI BODRUM BALE FESTİVALİ 5-17 AĞUSTOS TARİHLERİNDE BAŞLIYOR

0

TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK ULUSLARARASI BALE FESTİVALİ 20 YAŞINDA

Türkiye’nin ilk ve tek bale festivali olan ve sanatseverlerin yoğun ilgisi ve katılımıyla yirmi yıldır sanatseverin karşısında olan “Uluslararası Bodrum Bale Festivali” bu yıl da muhteşem performanslar, yabancı konuk dansçı ve topluluklarla kutlamaya hazırlanıyor.

BALE 20 YILDIR BODRUM’DA İZLENİYOR

20. Uluslararası Bodrum Bale Festivali 5-17 Ağustos tarihlerinde Bodrum Kalesi, Kuzey Hendeği’nde balenin zarafetini ve dansın ateşini sahneye taşıyacak.

Ankara, İzmir ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüklerinin bale toplulukları tarafından sahnelenecek üç büyük bale eseri ile festivale Hindistan ve İspanya’dan katılan dans topluluklarının etnik ve modern dans performansları Bodrum Kalesinde sanatseverlerin karşısında olacak.

OSMANLI HAREMİNİN KAPILARI BODRUM KALESİNDE ARALANIYOR

Festivalin açılışı 5 Ağustos akşamı, Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenecek “Harem” ile yapılacak.

Klasik Türk Müziği eşliğinde muhteşem kostümleri ve dansları ile Merih Çimenciler’in yönetmenliğindeki iki perdelik eser kudüm, ney, keman, kanun ve piyanonun eşliğindeki müziklerle Dede Efendi ve Hacı Arif Bey’in en güzel klasik besteleri eşliğinde sahnelenecek.

Osmanlı-Türk kültürünün bale ile anlatıldığı ve dünyanın birçok sahnesinde seyirciyle buluşan, ülkemizde gittiği tüm illerde   sanatseverlerin yoğun ilgisi ile karşılanan “Harem” balesinin dekor ve kostümü Alexander Vasilliev’e, ışık tasarımı Tahsin Çetin’e ait.

Eser, Kemal adlı bir delikanlının Valide Sultan’a getirdiği bir mesajla başlar. Aşk, sevgi, fedakârlık, entrika ve iktidar mücadeleleri ile örülü bir Topkapı Saray hareminin hikayesidir bu.

BİR DÜNYA KLASİĞİ OLAN “NOTRE DAME’IN KAMBURU” DA FESTİVALDE YER ALIYOR

8 Ağustos Salı akşamı güzel çingene kızı “Esmeralda” ile kambur kilise zangocu “Quasimodo”nun ölümsüz aşkları İzmir Devlet Opera ve Balesi tarafından bale adımlarıyla sahneye taşınacak.

Victor Hugo’nun aynı adlı eserinden esinlenerek müzikleri Cesare Pugni’ye, müzik düzenlemeleri Bujor Hoinic’e ait olan “Notre Dame’ın Kamburu” balesinin koreografisi ile librettosu G. Armağan Davran ve A. Volkan Ersoy imzası taşıyor.

Eserde olaylar Esmeralda’ya büyük hayranlık besleyen ancak tüm çabalarına rağmen onu katedralin papazının entrikalarından koruyamayan, Notre Dame Kilisesinin kambur zangocu Quasimodo’nun gözünden sahneye aktarılıyor.

Dekorundan kostümlerine kadar tamamen yerli prodüksiyon olan eserin dekor tasarımı Çağda Çitkaya, kostüm tasarımı Gülay Korkut, ışık tasarımı Fuat Gök,video prodüksiyonu ise Ahmet Şeren’e ait.

BODRUM’DA BOLLYWOOD ESİNTİLERİ

11 Ağustos Cuma akşamı ilk kez Bodrumlu sanatseverlerin karşısında olacak Navdhara Hindistan Dans Tiyatrosu “A Passage to Bollywood” adlı performanslarını sahneleyecek.

Geleneksel Hint müzikleri ve modern Bollywood şarkıları ile sahnede adeta bir Bollywood filmi hissi yaratmak üzere antik Hint dansı, yoga, meditasyon gibi yerli figürler ile güçlü batılı dans teknikleri birleştiriliyor. “A Passage to Bollywood” koreograf Ashley Lobo tarafından sahneye aktarılıyor.

Bodrum Kalesinde Hint rüzgârı estirecek olan ve tiyatro, aksiyon, romantizm ile dansın bir arada deneyimlendiği eser daha önce turneye çıktığı İsrail, Bahreyn, Güney Afrika, Kanada, Tayvan, Meksika, Çin, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri gibi dünyanın birçok ülkesinde seyirci tarafından büyük ilgi görmüştür.

FLAMENKO ATEŞİ BU YIL DA YANACAK 

13 Ağustos Pazar akşamı, “İspanyol Flamenko Dans Topluluğu”nun sergileyeceği “Woman By Aarón Vivancos” adlı eser sanatseverlerin beğenisine sunulacak.

Kadınların tarihsel gücünün ana motif olarak kullanıldığı,sembol ve kültürel bir öge olarak “kadınlık” konusundan yola çıkılarak; şefkat, cesaret, güç, sevgi, umut ve neşeyi sahneye taşıyan performansın koreografisi Aarón Vivancos’a, müzikleri   Aarón Vivancos ve Gonzalo Garcia’a ait.

 Bodrum Kalesinde muhteşem müzik, dans ve kostümleriyle Flamenko ateşini yakacak olan bu performansın dramaturjisi Pilar G. Almansa’ya, kostüm tasarımı ise flamenko modasını özel ve zarif tasarımlarıyla yaşatan ünlü isim ALVARNO’ya, ışık tasarımı ise UEFA Şampiyonlar Ligi de dahil olmak üzere birçok etkinliğin zengin atmosferine imza atan Jorge Elbal’ e ait.

FESTİVALİN KAPANIŞINDA “DON KİŞOT” VAR

 Dünyaca ünlü “Don Kişot” eseri İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından. 16- 17 Ağustos, Çarşamba ve Perşembe akşamları üst üste iki temsil ile seyirci karşısında olacak

Miguel de Cervantes’in aynı adlı romanından hareketle koreografisini Marius Petipa’nın üstlendiği, Ayşem Sunal Savaşkurt’un düzenleyip sahneye koyduğu eserin müzikleri Ludwig Minkus’a ait.

Orta Çağ şövalye hikayelerine saplantı derecesinde meraklı olan Don Kişot’un, gezgin bir şövalye olmaya karar vererek, yaveri Sancho Panza ile yola çıkmasıyla başlayan eserde, Don Kişot’un aşkını kazanmayı hayal ettiği Dulcinea ile yaptığı yolculuklar ve başından geçenler anlatılıyor.

Eserin dekor tasarımı İsmail Dede’ye, kostüm tasarımı Gizem Betil’e, ışık tasarımı Önder Arık’a ait.

“Don Kişot“ balesi 16 ve 17 Ağustos’ta Bodrum Kalesinde sanatseverlerle buluşacak.

Festivalde yer alan etkinlikler Bodrum Kalesi Kuzey Hendeği’nde saat 21.30’da başlar.

Sanatseverler etkinlik biletlerini, Bodrum Kalesi, OASİS AVM ve Midtown AVM gişelerinden ve www.dobgm.gov.tr ile www.biletinial.com bilet satış sitesi üzerinden temin edebilirler.

PAYLAŞIM
Önceki İçerikİstanbul Fringe Festival, 5. Yılında Sınırları Sorguluyor
Sonraki İçerikAYVALIK ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ 14 EYLÜL’DE BAŞLIYOR
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan