Asperger Gününe Özel:Süper İyi Günler

0

Tiyatrokare’den Otizm Farkındalığı Yaratan Süper İyi Bir Proje: Tohum Otizm Vakfı İş Birliğiyle ‘Süper İyi Günler’

Tohum Otizm Vakfı ve Tiyatrokare iş birliğiyle oynanan ‘Süper İyi Günler’ hem otizme farkındalık yaratıyor hem de üç boyutlu animasyonlar eşliğinde ve tamamı 80 metrekare dijital ekranlardan oluşan özel dekorlarıyla seyircisine yepyeni bir bakış açısı kazandırıyor.

18 Şubat Dünya Asperger Günü öncesi seyircisiyle buluşan Tiyatrokare’nin ‘Süper İyi Günler’ oyunu Asperger sendromlu Christopher Boone’un hareketli ve eğlenceli dünyasıyla seyircisine keyifli anlar yaşattı. Mark Haddon’un çok satan romanından uyarlanan oyun, üç boyutlu animasyonlar eşliğinde ve tamamı 80 metrekare dijital ekranlardan oluşan özel dekorlarıyla seyircisine yepyeni bir bakış açısı kazandırdı.

Dünya edebiyatının en çok sevilen genç kahramanlarından birine dönüşen 16 yaşındaki asperger sendromlu Christopher Boone’un bir cinayeti çözme hikâyesi üzerine kurgulanan oyun, Christopher’ın geniş hayal dünyasını ve renkli karakterini farklı bir pencereden görmeye olanak sunuyor.

Albert Einstein, Bill Gates, Lionel Messi, Tim Burton, Wolfgang Amadeus Mozart, Van Gogh gibi ünlülerde bulunduğu tahmin edilen Asperger Sendromu, otizmin ileri bir evresi olarak tanımlanıyor ve Türkiye’de çok az biliniyor. Tiyatrokare, Londra, New York, Melburn, Hong Kong gibi kentlerle eş zamanlı perde açan dünyaca ünlü” Süper İyi Günler”, Dünya Asperger Günü’ne özel bir oyun oynadı. Geceye katılan ünlüler arasında Birce Akalay, Hamdi Alkan, Selen Görgüzel, Işıl Yücesoy, Yıldız Kültür, Gül Gölge, Alayça Öztürk, Gökçe Eyüboğlu, Ece Özdikici, Erkan Özerman, Hakan Eren, Tuğçe Kurşunoğlu, Tülay Günal, Sercan Gidişoğlu, Sadık Kızılağaç, Serap Aksoy, Göksel Kortay, Serpil Tamur, Melis Babadağ, Demet Gül, Müge Su Şahin, Melis Suçsuz, Fatoş Koçak, Meral Tamer, Sami Kohen, İbrahim Büyükak oyuna övgüler yağdırarak, ayakta alkışladılar. Oyun sosyal medyada da büyük yankı yarattı. Prof. Yankı Yazgan: “eğitim müfredatında otizm spektrumunu anlatırken Süper İyi Günler oyunun en güçlü kaynak olabileceğini” vurguladı. Işıl Yücesoy, sosyal medyadan başroldeki Emir Özden’in büyük bir yetenek keşfi olduğunu vurgularken, Nedim Saban’a tiyatro sanatına getirdiği yenilik için teşekkür etti. Birce Akalay da yakın arkadaşı Ayça Erturan’ın anne rolü oynadığı oyunu “çiçeğimi izledim” olarak paylaştı.

Özellikle gençlerin ve ailelerinin izlenmesi hedeflenen oyunun başka bir sürprizi ise Güldüy Güldüy ekibinin ve çeşitli film ve dizilerin başarılı çocuk oyuncularının katılımı ve kulis ziyaretiydi. Güldüy Güldüy Show’un genç ekibi de Güldür Güldür’ün eski oyuncusu Ayça Erturan’ın mesleki başarılarını sordular. Televizyonda otizmli bir bireyi canlandıran 13 yaşındaki Yiğit Kağan Yazıcı, 23 yaşındaki başrol oyuncusu Emir Özden ile rolü hakkında konuştu. Berat Efe Parlar, Arda Şahin, Arda Taşarcan, Alihan Türkdemir, Dora Dalgıç, Derin Naz Akdoğan, Nehir Gökdemir, Yusuf Batuhan Kıraç, Yusuf Kemal Kılkış, İkra Külahlıoğlu, İlknur Külahlıoğlu, Taha Sönmezışık özel oyun gösterimine katılan gençler arasında yer aldı.

Oyunu Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Betül Selcen Özer ile birlikte izleyen Prof. Dr. Yankı Yazgan oyunun ardından kısa bir konuşmayla Asperger sendromu hakkındaki bilimsel görüşleri açıkladı. Yazgan: ‘Asperger sendromu sosyal, iletişimsel ve algısal becerilerin gelişimindeki farklılığın aşırıya kaçıp hayatını etkilediği bir durum. Otizm Spektrum Bozukluğunun bir parçası olarak tanımlanan bu durumu taşıyan kişiler dünyanın fiziki özelliklerini, nasıl işlediğini daha kolay anlayabilirken, sosyal iletişim ve empati yetenekleri yavaş ya da sınırlı geliştiğinden ötürü, ilişkiler dünyasının karmaşıklığını çeşitli formüllerle ve algoritmalarla anlamaya ve çözmeye çalışıyorlar. Bu birçok durumda onların, toplumun ve gündelik hayatın akışının dışına düşmelerine, ayak uyduramamalarına yol açabiliyor. Oyunun kahramanı aynı zamanda otizmli bireylerin küçük bir kısmında görülebilen “savant sendromu” nun bazı özelliklerini taşıdığı için herkesi etkileyen ama sosyal durumlarda işlemediğinden ötürü garipsenmesini getiren tipte bir zeka parıltısıyla davranıyor. Asperger sendromlu bireyler dünyayı ortalama insandan çok daha farklı algılıyor; metaforları, altta yatan anlamları, karşısındakinin aklındaki niyeti anlamakta çok zorlanıyorlar. Bu söyleneni “olduğu gibi” anlamalarını, yalan söyleyememelerini ve karşıdakinin yalanını sezememelerini doğuruyor. Hayatı çocuksu bir bakışla, “temiz” haliyle görüyorlar ama bunun getirdiği yaşam zorluklarının etkilerini de fazlasıyla yaşamaktalar. Hem kendileri hem yakınlarıyla beraber…” dedi.

Oyun bugüne kadar Londra West End ve New York Broadway başta olmak üzere dünya çapında “The Curious Incident of a Dog in the Night-Time” adıyla 3 milyondan fazla seyirciyle buluştu. “Tony ve Oliver gibi prestijli ödüllerde başta “En İyi Oyun” olmak üzere nice ödüle layık görüldü.

Süper İyi Günler 2, 3 Mart tarihlerinde Artı Sahne, 14 Mart’ta Kozyatağı Kültür Merkezi, 23 Mart’ta Trump Kültür, 8 ve 9 Nisan’da Caddebostan’da perde açacak.

Tohum Otizm Vakfı iş birliğiyle, Ford’un katkıları, T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yanında Beko, Michelin gibi markaların çözüm ortaklıklarıyla perdelerini açan oyunun hızla tükenen biletlerine ve doğrudan otizmli bireylerin eğitimine katkı sağlayacak Tohum Zone kategorisi biletlerine www.biletix.com adresinden ulaşılabiliyor.

Süper İyi günler hakkında Röportaj Videosunu izlemek için

PAYLAŞIM
Önceki İçerikFarklı Perspektif Film Festivalinin Teması: mesafeler
Sonraki İçerikMADAM
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan