“İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin opera olarak Türkiye’de ilk kez sahnelediği Don Kişot Türkiye Prömiyeri Süreyya Operası’nda gerçekleşti.”

 

İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin bu seneki teması olan “ idealizm ” kavramı kapsamında akla ilk gelen figür : “Don Quichotte”. İspanyol yazar Miguel de Cervantes’in 1600’lerin başında yazdığı , ve hiçbir dönemde güncelliğini yitirmeyen bu eserden esinlenilerek bestelenen “Don Quichotte Operası” yoğun hazırlık sürecinin ardından, Türkiye’de ilk defa Kadıköy Süreyya Opera Sahnesi’nde, İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelendi.

Fransız oyun – roman yazarı Henri Cain’in librettosunu yazdığı, romantik dönemin önemli bestecilerinden Jules Massenet’in son zamanlarında bestelediği “Don Quichotte” Operası, dünyada ilk kez, 1910 yılında Monte Carlo Operası’nda sahnelendiğinde büyük ilgi görmüştü.

Seyircinin büyük ilgi gösterdiği Türkiye prömiyerinde eserin olay örgüsü ana hatlarıyla şöyle ; İnsanlığın unuttuğu erdemlerin peşinde koşan , tutkulu gezgin şövalye Don Quichotte, inandığı doğrular ve aşkı için hayatını riske atmaya hazırdır.Don Quichotte ve sadık yaveri Sancho’nun küçük bir İspanyol kasabasına gelmesiyle başlayan olaylar, Don Quichotte’un Dulcinée’yi idealindeki kadın olarak görmesi ve ona aşkını ilan etmesiyle devam eder. Ancak Dulcinée, sözde Don Quichotte’un kendisine duyduğu aşkı sınamak için, ondan bir istekte bulunur: Gezgin Şövalye, Dulcinée’nin kolyesini çalan hırsızı bulup, kolyeyi ondan alarak güzel kadına geri getirecektir… Getirmesine getirir, ama ettiği evlenme teklifi Dulcinée tarafından geri çevrilince, kandırıldığını anlar….

“Don Quichotte”operası ile görünüşteki komedi ögelerinin ardında , insanlığa bazen üzücü bazen sarsıcı hayat dersleri verilir.

Eseri Recep Ayyılmaz sahneye koyduğu, Zdravko Lazarov’un şefliğini yaptığı eserde Koro şefliği ise Paolo Villa’ya ait.

Dekor tasarımı Efter Tunç’a, kostüm tasarımı Gizem Betil’e, ışık tasarımı Yakup Çartık’a , koreografi ise Beyhan Murphy’e ait.

Dulcinée rolünde ; Aylin Ateş , Özge Kalelioğlu, Deniz Likos – Don Kişot rolünde; Suat Arıkan, Gökhan Ürben – Sancho rolünde N. Işık Belen, Umut Kosman, – Pedro rolünde ; Begüm Karacasu – Garcias rolünde Banu Ergün, Funda Güllü – Rodriguezrolünde; Can Reha Gün, Bahadır Özkoca – Juan rolünde; Zafer Çiftçi, Çağrı Köktekin dönüşümlü olarak rol alıyorlar.

Temsil Tarihleri:

22 Ocak Salı 20.00

23 Ocak Çarşamba 20.00

25 Ocak Cuma 20.00

26 Ocak Cumartesi 16.00

29 Ocak Salı 20.00

30 Ocak Çarşamba 20.00

www.operabale.gov.tr

www.biletiva.com

PAYLAŞIM
Önceki İçerikKader Can:Bir Repçinin Askerlik Anıları/Röportaj
Sonraki İçerikCinemo’dan Bir Bilet Alana Bir Bilet Bedava
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan