Güneş Çınar’dan, Gerçeklikle Kurgu Arasında Bir Arayış Serüveni

0

Güneş Çınar, modern kent yaşamının canlılar üzerindeki etkilerini sorguladığı “Bulutlardan Başka Her Şey” sergisi ile Adahan İstanbul’a konuk oluyor. 10 Ekim-31 Ekim tarihleri arasında görülebilecek sergide kağıt işlerden heykele, resimden yerleştirmeye uzanan farklı tekniklerle üretilmiş eserler bir araya geliyor.

 

 “Bulutlardan Başka Her Şey”
10 Ekim–31 Ekim 2018

 

Adahan İstanbul’da 10 Ekim’de ziyarete açılacak sergi, çalışmalarında antroposen, yani insan çağını masaya yatıran Güneş Çınar’ın, günümüz kent ve çevre sorunlarını alegorik bir anlatım diliyle ustaca harmanladığı eserlerini bir araya getiriyor. Sergi, adını Walter Benjamin’in “Hikaye Anlatıcısı” başlıklı makalesinde geçen bir cümleden alıyor. Toplumsal sarsıntıların yaşandığı dönemlerde, kurgunun özgürleştirici etkisinin bir sığınak oluşturduğu fikrinden yola çıkan sanatçı, gerçekliğin ötesinde yer alan karanlık, fantastik bir dünyanın izini sürüyor. Metropol insanının yaşadığı gerilimlerden beslenerek neredeyse insanlık-sonrası bir kent portresi çizen ve kentin barındırdığı farklı mekanları kimi zaman mitolojik figürlerin de yer aldığı bir masal, rüya ya da kâbusun sahnesi olarak aktaran sanatçı, bu sahnenin başrol oyuncusu olarak hayvanları kullanıyor. Çınar, kente ait fragmanlar ve dokularla birleştirdiği fare, karga, kertenkele gibi hayvanlar ile insanın doğayla, kentle ve nihayetinde kendisiyle olan ilişkisini irdeliyor.

Sanatçı, kurgu ve gerçeklik arasında bir köprü kurduğu bu sergisini, Adahan İstanbul’un mekanında yer alan kuyu etrafında şekillendirerek, Lewis Carroll’un “Alice Harikalar Diyarı’nda” adlı romanındaki tavşan deliğine de atıfta bulunuyor. Kağıt, akrilik, metal, pleksiglas gibi farklı malzemelerle üretilmiş eserler, sergi mekanının ana alanı ile dört odasında izleyiciyle buluşuyor.

Güneş Çınar’ın “Bulutlardan Başka Her Şey sergisi, 31 Ekim’e dek 12:00-19.00 saatleri arasında Adahan İstanbul’da ücretsiz ziyaret edilebilir.

 

Güneş Çınar (1980, İstanbul)

1998-2006 yılları arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü’nde önce lisans ardından yüksek lisans eğitimini tamamladı. 2008-2013 yılları arasında aynı bölümde Sanatta Yeterlik programını tamamladı. İlk kişisel sergisini 2010 yılında, ikinci kişisel sergisini 2014 yılında Çağla Cabaoğlu Galeri’de açtı. İstanbul, İzmir, New York, Miami, Berlin, Basel, Pekin, Paris ve Salzburg’un aralarında bulunduğu pek çok kentte grup sergileri ve fuarlarda yer aldı, sempozyum ve workshoplara katıldı. “Sanatçı Yapıtlarında Bir Esin Kaynağı Olarak Nadire Kabineleri” başlıklı makalesi, 2016 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yayınları’nda yer aldı. Rüyalar, kabuslar, masallar ve kentten kesitler, Çınar’ın çalışmalarının çıkış noktasını oluşturan ana temalardır. Sanatçı kent ve kentli kavramını, kent yaşantısı içindeki bireyin korkuları,                                  kaygıları, çelişkileri ve metropollerin getirdiği belirsiz, hiyerarşik ve karmaşık yapı üzerinden sorgular.

PAYLAŞIM
Önceki İçerik‘Göktaşı’ Filminin Afişinde Büyük Yanlışlık
Sonraki İçerikTurgut Özatay Sinema Yıldızları Albümünden Fotoğraflar
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan