Tiyatro Pera’nın Kurucusu  Nesrin Kazankaya;  2018 yılında yeni sahnesinde oynayacağı oyunun duyurusunu Diren Sanat’ röportajında açıkladı.

Diren Sanat’a verdiği Röportajında Nesrin Kazankaya; “2018 yılını çok ümitli görüyorum. Bu ümitten bizimde bir küçücük bir etkimiz olsun diye Hans Fallada’nın ” Herkes Tek Başına Ölür’ romanından uyarladığım oyununu sahneleyeceğiz. Bunu da ilk defa Diren Sanat ile paylaşıyorum.” dedi.

Nesrin Kazankaya Konuşmasında; Yeni sahnesinde Tiyatro Pera’nin bir kültür merkezi haline geleceğini belirterek farklı disiplinlere ve konuk oyunlara da yer vereceğini söyledi.

Sabit Doğan’ın Nesrin Kazankaya ile yaptığı Röportajın videosunu aşağıdan izleyebilirsiniz:

 

 

Hans Fallada’nın ‘Herkes Tek Başına Ölür Romanı Hakkında’

“1940’ların Berlin’inde, Quangel çifti sıradan sayılabilecek bir yaşam sürmektedir. Otto Quangel, fabrikadaki işine gidip gelmekte, Anna Quangel, Nazi Partisi’nin kadın kolundaki çalışmalarına devam etmektedir. Bir gün, cephedeki oğullarının ölüm haberini almalarıyla beyinlerinde bir kıvılcım çakar. Yalnızca iki kişi de olsalar, bu acımasız faşizme meydan okumaları gerektiğini fark ederler. Böylece Gestapo memurlarını, Hitler yanlısı komşularını, aile dostlarını ve daha nice Berlinliyi kapsayan bir kovalamacanın ortasında bulurlar kendilerini.”

 

Röportaj: Sabit Doğan

Fotoğraf: Nurhan Çelik

PAYLAŞIM
Önceki İçerikZehra İpşiroğlu:Yerli TV Dizileri Üzerine Bir Soruşturma
Sonraki İçerikPinokyo Kral Übü’ nün Ülkesinde
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan