CAHİDE SONKU MÜZİKALİ TİYATRO KEYFİ İLE SAHNEDE

0
Türk sinemasının ilk kadın film yönetmeni ve ilk kadın yıldızı Cahide Sonku’nun hayatı müzikal oluyor…

2013 yılının Mayıs ayında kurulan ve sanat yönetmenliğini Kemal Başar’ın yaptığı “Tiyatro Keyfi”bir ilke imza atıyor. Eylül Ayı’ndan itibaren tiyatro sahnesinde “Cahide Sonku Müzikali”ni sahneye koymaya hazırlanan ekip, yeni sezonda perdelerini Eylül ayında açacak.

NİLÜFER-31981 yılında hayata gözlerini kapayan Cahide Sonku, Muhsin Ertuğrul’un davetiyle girdiği Şehir Tiyatroları’nda oynadığı önemli roller ve “Bataklı Damın Kızı Aysel” adlı filmi ile ünlendi. Sanat yaşamının yanı sıra evlilikleri ve çok hareketli, sansasyonel özel yaşamıyla da 25 yıl boyunca hep göz önünde oldu. 1963 yılında nedeni belirlenemeyen bir yangının sonucunda kurmuş olduğu Sonku Film’in yanması üzerine iflas eden Cahide Sonku hayatının geri kalan kısmında yine Muhsin Ertuğrul’un davetiyle kısa bir süre daha Şehir Tiyatrosu’nda çalıştı. Daha sonra buradan ayrılan Sonku, ömrünün son yıllarını sefalet içinde geçirdi. Sanatçının 62 yıllık hayatının anlatılacağı müzikalde Cahide Sonku’yu ise Nilüfer Açıkalın canlandıracak.

Sezon kapanır kapanmaz provalarının başladığı “Cahide Sonku Müzikali”nin metni son dönemin parlayan yazarı Gökhan Erarslan’a ısmarlandı. Rejisini ve dramaturjisini Kemal Başar’ın üstlendiği, müziklerinin Orhan Enes Kuzu’ya, ışık tasarımının Yüksel Aymaz’a, kostüm tasarımının ise Canan Göknil’e emanet edildiği müzikal çok ses getireceğe benziyor…

PAYLAŞIM
Önceki İçerikBARIŞIN SESİ KADINLARLA DUYURULUYOR: LYSİSTRATA DÜŞLERİ
Sonraki İçerikYENİ BİR TOPLULUK MAM’ART
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan