İSTANBUL MODERN’DE MÜZE FİLMLERİ

0

İstanbul Modern Sinema,  her yıl 18 Mayıs’ta kutlanan Uluslararası Müzeler Günü dolayısıyla müzelerin ele alındığı filmlerden bir seçki sunuyor. 14 ile 23 Mayıs günleri arasında gösterime sunulacak ‘Ziyaret Saatleri’ programında belgesellerin yanı sıra ünlü ‘Topkapı’ ve ‘Ziyaret Saatleri’ filmleri de yer alıyor. Filmler Türkçe altyızılı olarak gösterilecek. Müze ziyaretçileri ve Müze kart sahiplerine ücretsiz.

 

 

Europa’ya Tecavüz

2006, ABD, 117’

Yönetmenler: Richard Berge, Bonni Cohen, Nicole Newnham

İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin işgal ettikleri ülkelerden çaldıkları sanat eserlerinin hikayesini anlatan göz açıcı bir belgesel. Avrupa’da bilinen tüm sanat eserlerinin neredeyse beşte birinin yani milyonlarca eserin Naziler tarafından ele geçirildiğini belirten yapımda, Klimt’in çalınan ‘Altın Portre’sinin modeli Adele Bloch-Bauer’den eski ‘Monuments Men’ görevlilerine çeşitli kişilerle de röportajlara yer veriliyor. Yönetmenler, işgal edilen her bir ülkeyi teker teker ele alarak, savaş sırasında her bir ülkenin sanat mirasını korumak için ne gibi önlemler aldıklarını gözler önüne seriyor. Halen binlerce kayıp sanat eseri olduğunu hatırlatan bu belgesel, gözardı edilen bir konuyu ele alırken, savaşın silinemeyen izlerini de hatırlatıyor.

21 Mayıs, saat 17:00

 

Marine Abramovic:  Sanatçı Aramızda

2012, ABD, 106’

Yönetmenler: Matthew Akers, Jeff Dupre

Marina Abramovic Sanatçı Aramızda

Yaklaşık kırk yıldır kendi bedenini bir araç olarak kullanıp, meydan okuyan, şok eden ve düşündüren performanslar sergileyerek sanatı yeniden tanımlayan Marina Abramovic, bu kez de film ile aynı adı taşıyan performansı için hazırlanıyor. Bu hazırlık sürecini, sanatçının geçmişte gerçekleştirdiği performanslardan da kesitler sunarak akıcı bir dille anlatan belgesel aynı zamanda performans sanatının doğasını ve geçerliliğini de sorguluyor. Seyirci Marina’nın, New York, MoMA’da bir sandalyede hareketsiz olarak 736 saat boyunca oturduğu performansını da içeren gösterisinin üç aylık dönemine tanık oluyor.

16 Mayıs, saat 17:00

21 Mayıs, saat 15:00

 

Rus Hazine Sandığı

2002, Rusya, Almanya, Japonya, Kanada, Finlandiya, Danimarka, 99’

Yönetmen: Aleksandr Sokurov

Oyuncular: Sergey Dreyden, Aleksandra Kulikova, Leonid Mozgovoy, Mariya Kuznetsova

RUS HAZİNE SANDIĞI
RUS HAZİNE SANDIĞI

Rusya’nın 19. yüzyıldaki ünlü bir anlatısının yazarı Marquis de Custine ve hayli şüpheci ve görünmez olan yönetmenin rehberliğinde Ermitaj Müzesi’nde bir zaman yolculuğuna çıkıyoruz. Pedro ve kızı Katerina’nın devrinden Romanov’ların 1913’teki sonuna kadar uzanan, bir dizi olaya şahit oluyoruz. Müze içinde süzülerek dolaşan kamera sayesinde kesintisiz akan bir plandan oluşan bu etkileyici filmde Rus sanat tarihi ve St. Petersburg’un tarihinde bir gezintiye çıkıyoruz. Sokurov, burada adeta tek bir nefeste zamanın akışını yansıtma isteğini hakkıyla yerine getiriyor ve 2. Nikolas’tan Muhteşem Peter’a kadar Rus monarşisinin birçok ismini gözetlendiklerinden habersiz gözler önüne seriyor.

17 Mayıs, saat 15:00

 

Topkapı

1964, ABD, 120’

Yönetmen: Jules Dassin

Oyuncular: Peter Ustinov, Maximilian Schell, Robert Morley

TOPKAPI
TOPKAPI

Peter Ustinov’a ‘En İyi Yardımcı Oyuncu’ Oscar’ını getiren film, tüm zamanların en iyi polisiyelerinden biri kabul ediliyor. İstanbul’un Topkapı Müzesi’nden 2. Mehmet’in zümrütlü hançerini çalmaya kalkışan beş hırsızın hikayesini anlatan filmin soygun sahnesi hem hırsızlar hem de yönetmenlik açısından bir nevi başyapıt olarak nitelendirilir. Dış mekân çekimlerinin tamamının İstanbul’da gerçekleştirildiği film, uluslararası bir hırsızlık çetesinin silah kaçakçısı ve suikastçı olduklarını düşünen Türk polisi ile aralarındaki kedi fare oyununu konu alıyor.

17 Mayıs, saat 17:00

21 Mayıs, saat 19:00

 

Ulusal Müze

2014, Fransa, ABD, Birleşik Krallık, 180’

Yönetmen: Frederick Wiseman

ULUSAL MÜZE
ULUSAL MÜZE

Film seyirciyi Londra’daki Ulusal Müze’nin perde arkasında bir yolculuğa çıkartıyor. Orta Çağ’dan 19. yüzyıla kadar uzanan zaman yelpazesinden Batı’nın başyapıtlarının kalbine bir yolculuk… Bir mekânın portresi olduğu kadar, bir kurumun işleyişi ve dünya ile olan ilişkisini, çalışanlarını, ziyaretçilerini ve eserlerini de ortaya koyan bir belgesel. Aralıksız devam eden bu başdöndürücü aynalar dünyasında, film, eserleri, eserler ise filmi seyrediyor. Yaklaşık 200 yıldır varolan müzeye kapsamlı bir bakış.

14 Mayıs, saat 17:00

23 Mayıs, saat 15:00

 

Yeni Rijks Müzesi

2014, Hollanda,120’

Yönetmen: Oeke Hoogendijk

YENİ RİJCK HİKAYESİ
YENİ RİJCK HİKAYESİ

Belgesel, dünyanın en seçkin müzelerinden biri olan Amsterdam’daki Rijks Müzesi’ndeki renovasyonun perde arkasını konu ediniyor. 1800 yılında kurulan ve Rembrandt’dan Vermeer’a Batı sanat tarihinin başyapıtlarına ev sahipliği yapan müzenin yeniden yapılanması sırasında direktörler, küratörler, politikacılar ve tasarımcıların 10 yıl süren yenilenme dönemindeki çatışmaları dört bölümden oluşan yapımda gözler önüne seriliyor. Filmin sonunun ise ayrı bir ihtişamı olduğunu söylemek gerek.

14 Mayıs, saat 13:00

23 Mayıs, saat 13:00

 

Ziyaret Saatleri

2012, Avusturya, ABD, 107’

Yönetmen: Jem Kohen

Oyuncular: Mary Margaret O’Hara, Bobby Sommer, Ela Piplits

YENİ ZİYARET SAATLERİ
YENİ ZİYARET SAATLERİ

Viyana Sanat Tarihi Müzesi’nin sanata düşkün güvenlik görevlisi Johann ile komadaki çocukluk arkadaşını bulmak için şehre gelmiş Kanadalı turist, Ann’in hayatlarının kesişmesinin hikâyesi. Ann, kısıtlı imkânlarla ilk defa geldiği bu şehrin sanat tarihi müzesinin muhteşem sanat eserleri arasında adeta kaybolmuşken, Johann’ın yardım teklifini kabul eder ve ikili birbirlerinin iç dünyalarını, şehri ve sanat eserlerini keşfe çıkar.

16 Mayıs, saat 15:00

21 Mayıs, saat 13:00

SABİT DOĞAN

www.dirensanat.com

 

PAYLAŞIM
Önceki İçerikKEMANIN ASİ KIZI’ STİRLİNG TEMMUZ’DA İSTANBUL’DA
Sonraki İçerik15 SANİYEDE BÜTÜN AVM ONLARA KENETLENDİ
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan