‘SEVGİNİN TEMASI’ MÜZİKSİZ EVİN KONUKLARI’NDAN GEÇİYOR…

0

Geçtiğimiz oyun sezonunda Müziksiz Evin Konukları oyunundaki başarılı performansıyla ‘Sadri Alışık Komedi, Müzikli Oyun ve Müzikal Dalında En İyi Kadın Oyuncu’, ‘Direklerararası En İyi Kadın Oyuncu’ ‘Ekin Yazı Dostları Yılın Kadın Oyunu’ ödüllerini almış tiyatronun ve TV dizilerinin sevilen oyuncusu Özge Özder,oyundaki rolü için, ‘ Elli küsur oyun oynadık. Ama hala her sahneye çıkışımda yüreğim titriyor.’ Diyor.

Oyun ‘içimizdeki sevgi’yle teması kuruyor!

Tiyatrokare’nin 1991 yılında sahnelemiş olduğu, Neil Simon’ın yazdığı, çevirisi ve yönetmenliği   Nedim Saban’a ait ‘Müziksiz Evin Konukları’, tam 23 yıl sonraki rejisiyle hala değişmeyecek tek duygu biçimine ‘Sevgi’ye yer veriyor. Başrollerinde Serpil Tamur, Abdül Süsler, Asuman Çakır, Emrah Düzkaya, Selim Tezin, Abdullah Semercioğlu ile birlikte rol alan ‘Bella’ karakterinin sahibi Özge Özder , oyun hakkında şunları söylüyor; ‘ Müziksiz evin Konukları tam bir aile oyunudur. Oyunumuz her yaş grubuna hitap ediyor. Sağlam bir hikayesi ve Nedim Saban’ın çevirisi ve rejisiyle oluşmuş güzel bir sahnelenişi var. Oyun sonrası ve gelen yorumlardan bildiğim oyunu izleyen çocuk, büyük, tüm aile bireyleri oyundan çıkarken gözyaşlarını tutamadıklarını dile getiriyorlar. Çünkü oyunda değişmeyen tek duygu biçimiyle temas ediyorlar. ‘Sevgi’yle… Çünkü esas engel içimizdeki sevgiyle temasta! Seyirci bunu görüyor. Açıkçası benim de hala oynarken yüreğim titriyor. İçime işliyor, her seferinde sevginin her hastalığı nasıl yok ettiğini, ilişkileri nasıl kuvvetlendirdiğini hatırlayıp oyun sonrasında mutlu oluyorum. Bella, çocukluğunda yaşadığı hastalığı yenmiş olsa da, yetişkin bedeninde çocuk kalmış bir ruh. Kadın olmanın ve tacize uğramış olmanın getirdiği burukluğu yaşasa da bunu farkedemeyecek denli saf ve sevgiyi arayan bir karakter. Aslında içimizdeki sevgiye engel olan, tüm ilişki biçimlerinde karşılaştığımız tacizin psikolojisini de inceleyen bir oyun. Tüm zamanlarda yaşanan aile içi ve toplumdaki duygu durum bozukluğunu da ele alıyor. ‘Bella’ üzerinden tüm karakterlerde bunu gören, hisseden, sezen ve kendiyle mutlaka teması yakalayan bir seyircimiz var. Ve bunu seyirciye taşırken onların yüzlerinde oluşan, buruk ve derin gülümsetişimizdeki o ince nüansın fevkalade delisiyim.’ diyor.

ÖZGE ÖZDER- BELLA (MÜZİKSİZ EVİN KONUKLARI)

 

Geçtiğimiz sezon sonunda biten ve yıllardır devam eden ‘Umutsuz Ev Kadınları’ dizisinde rol almış olan güzel ve başarılı oyuncu Özge Özder, tiyatro oyununun yanı sıra şu sıralar yeni dizi görüşmeleri yapıyor. Geçtiğimiz günlerde ‘Ulan İstanbul’ dizisinde konuk oyuncu olarak rol alan Özder, ‘Dizide Uğur Polat’la karşılıklı, Al Paçino’nun ‘Kadın Kokusu’ filmine gönderme yapılan güzel tango sahnemizin olduğu bir konuk oyunculuğum oldu. Böyle minik konuk oyuncu olarak rol aldığım, güzel sahneleri seviyorum. Ancak şimdi Umutsuz Ev Kadınları’nın ardından güzel bir projede elbette yer almayı açıkçası istiyorum. Şu anda görüşmelerim sürüyor.’ diyor.

Oyunda tacize uğramış engelli bir genç kadını canlandıran, geçtiğimiz sezon kazandığı ödüllerle de Müziksiz Evin Konukları’ndaki rolü ile başarıyla seyirci karşısına çıkan Özge Özder ayrıca kurucularından olduğu ‘Bana Göz Kulak Ol’Derneği ile hayvanlara olan düşkünlüğü ve sevgisiyle de bilinen bir sanatçı. Yunus parklarının kapatılmasından, hayvan hakları platformlarında sesini olanca gücüyle duyuran sanatçılar arasında yer alan Özder, son olarak yaptığı işlerde ve hayata bakışında durduğu yer ile ilgili şunları söylüyor; ‘Ben sevgiyi, inceliği ve tüm canlılara olan özeni seçiyorum. Hayata bakışımda daima sevginin ve tüm canlıları korumanın yanındayım. Ne şanslıyım ki böyle projeler insanlarla daima birarada oluyorum.’

 

TİYATROKARE EKİM KASIM OYUN PROGRAMI

‘MÜZİKSİZ EVİN KONUKLARI’

19 EKİM PAZARSAAT15:30 PROFİLO KÜLTÜR MERKEZİ

24 EKİM CUMASAAT 20:00    BEYLİKDÜZÜ BKM

25 EKİM CUMARTESİSAAT 20:30   PROFİLOKÜLTÜR MERKEZİ

26 EKİM PAZARSAAT 18:00    KADIKÖY HALK EĞİTİM MERKEZİ

27 EKİM PAZARTESİSAAT 20:30  KOZYATAĞI KÜLTÜR MERKEZİ

1 KASIM CUMARTESİSAAT 20:30PROFİLOKÜLTÜR MERKEZİ

8 KASIM CUMARTESİSAAT 20:30PROFİLOKÜLTÜR MERKEZİ

9 KASIM PAZAR           SAAT 18:00  KADIKÖY HALK EĞİTİM MERKEZİ

24 KASIM PAZARTESİSAAT 20:30   KOZYATAĞI KÜLTÜR MERKEZİ

1 ARALIK PAZARTESİSAAT 20:00    MALTEPE TÜRKAN SAYLANK.M.

 

TURNE PROGRAMI

11 KASIM SALISAAT 20:00   GAZİANTEP

12 KASIM ÇARŞAMBASAAT 20:00   ANTAKYA

13 KASIM PERŞEMBESAAT 20:00    ADANA

14 KASIM CUMASAAT 20:00         İSKENDERUN

22 KASIM CUMARTESİSAAT 20:00    BİLECİK

30 KASIM PAZARSAAT 20:00    ANKARA TİYATRO FESTİVALİ

 

 

‘LEYLA’NIN EVİ’

14 EKİM SALISAAT 20:00    PROFİLO KÜLTÜR MERKEZİ

19 EKİM PAZARSAAT 18:00    KADIKÖY HALK EĞİTİM MERKEZİ

20 EKİM PAZARTESİSAAT 20:30    ATAKÖY YUNUS EMRE K.M.

30 EKİM PERŞEMBESAAT 20:30    PROFİLO KÜLTÜR MERKEZİ

31 EKİM CUMASAAT 20:30    PROFİLO KÜLTÜR MERKEZİ

8 KASIM CUMARTESİSAAT 20:30    KADIKÖY HALK EĞİTİM MERKEZİ

13 KASIM PERŞEMBESAAT 20:30     MALTEPE TÜRKAN SAYLAN K.M.

15 KASIM CUMARTESİSAAT 20:30    PROFİLO KÜLTÜR MERKEZİ

21KASIM CUMASAAT 20.30 PROFİLO KÜLTÜR MERKEZİ

23 KASIM PAZARSAAT 15.30    PROFİLO KÜLTÜR MERKEZİ

 

TURNE PROGRAMI

24 EKİM CUMASAAT 20:00 ERZURUM ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ

25 EKİM CUMARTESİ SAAT 20:00     ERZİNCAN MÜFTÜLÜK SALONU

26 EKİM PAZARSAAT 18:00     DİYARBAKIR DEVLET TİYATROSU

2 KASIM PAZAR SAAT 15:00     ANKARA ŞİNASİ SAHNESİ

3 KASIM PAZARTESİSAAT 20:00    ANKARA ŞİNASİ SAHNESİ

www.dirensanat.com

PAYLAŞIM
Önceki İçerikEKİM AYINDA BACH KONSERLERİ
Sonraki İçerikİKSV SALON’DA TEK PERDELİK İKİ OYUN
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan