YAŞAR İLKSAVAŞ:’MÜZİKSİZ EVİN KONUKLARI’

0

 

YAŞAR İLKSAVAŞ
YAŞAR İLKSAVAŞ

Tiyatro insandır. Tiyatronun konusu da, tiyatroyu tiyatro yapan da insandır. İnsanî olan, insanla ilişkili olan her şeydir tiyatro. Tiyatro Kare’de sergilenen Neil Simon’ın Müziksiz Evin Konukları da insanı çeşitli boyutlarıyla sahneye getirmesi açısından bu tanıma çok uyan, hiç eskimemiş ve hiç eskimeyecek oyunlardan biri.

1940’lı yıllarda, New York’un orta halli mahallelerinden birindeyiz. Eddie, kanserden ölen karısının hastane masraflarını ödemek için borçlanmış, bu borcunu ödemek için tefeciden borç almış, tefecinin giderek artan alacağını ödemek için de uzaklarda oldukça ağır bir iş bulmuştur. Bu işe gidebilmek için iki çocuğunu, Jay ve Artie’yi uzun süredir görmediği annesinin, kızı Bella’yla birlikte yaşayan Granma Kurnitz’e bırakmak zorundadır.

Babanneyi en iyi tanımlayacak sözcük sanırım çeliktir. Kalbi çelik gibi katılaşmış yaşlı bir kadındır. Ağlamanın da, yakınmanın da, gürültü yapma ve altıdan sonra müzik dinlemenin de kendisi tarafından yasaklandığı bir evde yaşamaktadır. İki çocuğunu kaybetmiştir. Eddie ezik ve özsaygıdan yoksundur. Diğer oğlu mafyayla iş çevirmektedir ve iki mafya üyesi tarafından aranmaktadır. Kızı Gert psikolojik kökenli, cümlelerini tamamlamasını engelleyen kronik astım hastasıdır. Ve evde yaşayan diğer kızı Bella, kendisini sevecek bir adamla evlilik hayalleri ve altı çocuk sahibi olma düşleri kuran, çocuk kalmış, son derece temiz yürekli bir kızdır. Boş zamanlarında bu düşlerini Hollywood filmlerine giderek tatmin etmektedir.

Neil Simon’un her zamanki ustalığıyla yazdığı oyun her ne kadar büyükanne merkezli olsa da, aslında Bella’nın dramında yoğunlaşan bir yapıt. Yani “Parkta Çıplak Ayak” gibi iki başrollü bir yapıt. Bu yapıtı Nedim Saban başarıyla dilimize kazandırıp yönetmiş. Serpil Tezcan’ın usta işi kostümleri hem dönemi, hem de karakterleri başarıyla yansıtıyor. Kostümlerde büyükannenin sertliğini, otoriterliğini, Bella’nın çocuksuluğunu rahatlıkla görebiliyoruz.  Barış Dinçel’in kostümleri de evdeki kasvetli, neşeden yoksun, ağır havayı oldukça başarılı taşımış sahneye. Ne ki yönetmene biraz daha yardımcı olup black-out’ların azaltılmasına yardımcı olamaz mıydı, diye düşünüyorum. Çok güzel bir tempoda akıp giden oyun uzayan black-out’lar yüzünden zaman zaman seyircinin etkilenimini bozuyor.

 

OYUNDANTiyatro Kare bu oyunu 22 yıl önce ilk oyunu olarak sahnelemiş ve babaanneyi  Macide Tanır gibi büyük bir oyuncu akıllara kazınan bir yorumla oynamıştı. Macide Tanır’dan sonra bu rolü yorumlamaya ancak Serpil Tamur gibi bir sanatçı cesaret edebilirdi. Serpil Tamur babaanneyi yalın, yalınlığı içinde görkemli, her anı değerlendiren, hiçbir abartıya yer vermeyen etkileyici bir oyunculukla yorumluyor. Neyi niçin yaptığını çok iyi bilen bir sanatçı Serpil Tamur. Bu yorumu sayesinde büyükanneyi çok iyi anlıyor, acılarına ortak oluyorsunuz.

Özge Özder de çok zor bir rolün çok başarılı bir oyuncusu. Bella’yı tüm boyutlarıyla taşıyor sahneye. Duygusal geçişlerinde son derece inandırıcı. 1472048_10153566068380217_1919482025_nDaha sahneye çıktığı ilk anda seyirciyle diyalog kuruyor, seyircinin sempatisini kazanıyor.

Diğer oyuncular bu ikilinin performansını yakalayamasa da belli bir düzeyin altına düşmeyerek oyunun zevk ve ilgiyle izlenilmesine katkıda bulunuyorlar.

Müziksiz Evin Konukları başarıyla yönetilmiş, Serpil Tamur ve Özge Özder başta olmak üzere başarıyla yorumlanmış, tiyatro hazzı, tiyatro tadı veren bir duygusal komedi. Kanımca bu tiyatro mevsiminin adından söz ettirecek yapıtlarından.

 

www.dirensanat.com

* kaynak gösterilerek yapılan kısa alıntılar dışında her hakkı saklıdır.

PAYLAŞIM
Önceki İçerikSANATÇILARDAN ORTAK BİLDİRİ
Sonraki İçerikSERPİL TAMUR’UN 50.SANAT YILI KUTLANDI
YAZAR VE ÇEVİRMEN 1949 yılında İstanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesi, Galatasaray İktisadî ve Ticarî Bilimler Akademisi'ni bitirdi. İşletme İktisadı Enstitüsü'nde master yaptı. Kom Tekstil ve Konfeksiyon Fabrikaları A.Ş.'de 29 yıl idarî ve malî işler müdürlüğü ve genel müdür muavinliği yaparak üst düzey görevlerde çalıştı ve aynı fabrikadan emekli oldu. Yaşamının uzunca bir döneminde İhsaniye Altsokak'ta, ailesiyle oturdu. Üniversite yıllarında tiyatro ve kitap eleştirileriyle denemeler yazmaya başladı. Sonra yalnızca tiyatro eleştirileri yazmayı sürdürdü. Yine üniversite yıllarında başladığı çevirmenliği de hiç bırakmadı ve 2000 yılında emekli olduktan sonra çeviriye ağırlık verdi. Yeni Gazete, Hürriyet, Dünya, Hürgün, Yeni Ortam, Gazette 13, Son Saat gazetelerinde tiyatro ve kitap eleştirileri, Cumhuriyet gazetesinde derleme ve derleme çevirileri yayınlandı. Hürriyet Gösteri, Tempo, Papirüs, Yeni Dergi, Yeni Ufuklar, Oluşum, Yeni İş Dünyası, Çağdaş Sanat, Aylık, Best, Downtown dergilerinde 1970'den bu yana tiyatro eleştirileri ve diğer yazıları yayınlandı. De Yayınevi, Can Yayınları, Gelişim Yayınları, Bilgi Kitabevi, Kelebek yayınları, Altın Kitaplar, Doğan Kitap, Everest ve Oğlak yayınlarında elliye yakın çevirisi çıktı.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.