İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın açılış oyunu Şebnem Köstem, Esin Umulu ve Yeliz Şatıroğlu’nun birlikte sahne aldığı ‘Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin’ oyunu oldu.  Farklı kuşaktan gelen üç kadının hikayesini İstanbul motifini de katarak bizleri bambaşka bir paralel evrene sürükleyen oyunun oyuncuları ile bir araya geldik. Kahve sohbeti tadında bir söyleşi gerçekleştirdik.

istanbul Şehir Tiyatroları Sezon Minimal ile pandemi sürecinde çok başarılı oyunlar çıkardı. Bunlardan birisi de Murat Mahmut Yazıcıoğlu’nun yazıp yönettiği ‘Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin’ oyunu… Yüreğimizde hem İstanbul’un geçmiş hatırasını hem bugününü Hem de geleceğini hissettiren oyun; Üç kadının diyalog kurmadan, göz göze gelmeden başka bir dünyada yaşamlarının çakışmalarını anlatıyor.  Öyle ki  oyun süresince yerlerinden oturarak  sınırlı bir mekanı nasıl sınırsız bir alana dönüştürüyorlar. İzleyici adeta paralel bir evrende yolculuk yapıyor. Sanki her şeyi bir an içersinde görüyoruz. Ayrıca İstanbul şehri de burada başka bir kahraman… Hepsini röportajımızda bulabilirsiniz.

Bizi adeta evrenin bambaşka  kollarına bıraktılar. Zaman ve mekandaki anlık değişmeler o kadar hızlı idi ki;  dekor ve aksesuarlara gerek kalmadan, bir an bir durmayan akıcı temposu ile seyirciyi derinden sardı. Bir anda anlatılan hikaye kendi ailemiz, kendi hatıralarımız ve kendi yaşamsal yolculuğumuz oldu.

Bizlere hiç yabancı gelmedi.  Elbette salonda izleyenlere de ‘bu biziz’ dedirtmiştir. Kim kendi annesini, anneannesini gençliğini görmezki bu oyunda. Altından kalkılması zor bir rejiyi yüksek bir oyunculuk performansı göstererek aktaran oyuncuları kutluyorum.

Tamda pandemi sürecinde ihtiyacımız olan oyunu en ideal şekliyle bizlere sundular. Bu röportajda böylesine zor hazırlanan oyunun her şeyini konuştuk. prova süreçleri, oyunculuk anlayışları, oyunculuğa bakış biçimleri her şeyden önemlisi oyunculuklara kattıkları  ruh bambaşka idi. Röportajı yaptığımda oyundan aldığım enerjinin aynısını aldım. Ekibin birbirine ne kadar bağlandığını gördüğümde ise elbetteki böylesine kaynaşmış bir ekip böyle başarılı oyunlar çıkarır dedim içimden.

 

nbsp;

PAYLAŞIM
Önceki İçerikŞehir Tiyatroları Zehir Oyunu Seyirci ile Buluştu
Sonraki İçerik10. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nde jüri üyeleri açıklandı
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan