Bu yıl 31. kez gerçekleştirilen 39. İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma ve Ulusal Kısa Film Yarışması’nın ödül töreni Sakıp Sabancı Müzesi’nde yapıldı.

Ulusal Yarışma

Ulusal Yarışma’dan iyi filme verilen Altın Lale Ödülü için, yapımı 2019-2020 sezonunda tamamlanan 11 film yarıştı. Ulusal Yarışma jürisi En İyi Film, En İyi Yönetmen, Jüri Özel Ödülü, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Senaryo, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Kurgu ve En İyi Özgün Müzik olmak üzere toplam 9 dalda ödül verdi.

Altın Lale’yi Ümit Ünal’ın yönettiği Aşk, Büyü vs. kazandıJüri “Sadeliğiyle, karakterlerini ve anlattığı çevreyi romantize etmeden, hikâyesini çabasızca aktardığı, hem içerden hem de dışarıdan bütünlüklü bir bakış sunduğu ve bizi her adımda öyküsüne biraz daha inandırdığı” gerekçesiyle filmi seçti.

Ödülü jüri başkanı yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun takdim etti. Ulusal Yarışma’da Altın Lale En İyi Film Ödülü, 200 bin TL para ödülüyle destekleniyor.

Onat Kutlar anısına verilen Jüri Özel Ödülü’nü Orçun Behram’ın yönettiği Binakazandı. Jürinin “Sinemamızda pek örneği bulunmayan ‘beden korkusu’ türünde, hikâyesi kadar atmosferi ve ses tasarımıyla da sürükleyen, didaktik olmadan günümüze ve sinema tarihine sayısız göndermesi olan distopik tür filmi” olarak tanımladığı Bina’ya ödülü oyuncu Berk Hakmantakdim etti.

Jüri Özel Ödülü 50 bin TL para ödülüyle destekleniyor.

En İyi Yönetmen Ödülü, Nasipse Adayız filmiyle Ercan Kesal’a verildi. Yazar Hakan Bıçakçı’nın açıkladığı ödül, Anadolu Efes Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş tarafından takdim edildi.

En İyi Yönetmen ödülü 50 bin TL para ödülüyle destekleniyor.

En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü Aşk, Büyü vs. filmindeki rolleriyle Selen Uçer ve Ece Dizdar kazandı. Ödülü sinema ve tiyatro oyuncusu Metin Akpınar takdim etti. En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü Körleşme filmindeki rolüyle Fatih Al kazandı. Ödülü yapımcı Sevil Demircitakdim etti.

En İyi Senaryo Ödülü’nü Aşk, Büyü vs. filmiyle Ümit Ünal, En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü’nü Bina filmiyle Engin Özkaya, En İyi Kurgu Ödülü’nü Nasipse Adayız filmiyle Ali Aga, En İyi Özgün Müzik Ödülü Bina filmiyle Can Demirci kazandı.

Ulusal Kısa Film Yarışması

İstanbul Film Festivali’nin kısa film yapımını özendirmek, bu alanda gelişimi desteklemek ve nitelikli filmleri izleyiciyle buluşturmak amacıyla başlattığı Ulusal Kısa Film Yarışması’nda bu yıl 12 film yer aldı. Jüride kısa film yönetmenleri Konstantina Kotzamani ile Gökalp Gönen ve oyuncu Boran Kuzum yer aldı.

Jüri, En İyi Kısa Film Ödülü’nü “Esrarengiz bir atmosfer ile ölümü, ölü zamanları ve rüyaları karakterin parçalı yolculuğunda bir araya getiren sonsuz bir döngü. Sinematik dili ile kıyıları ve günlük yaşamı bir tutulmanın altında içine sığdırmış gizemli bir film. Türk sinemasında yeni bir güneş gibi parıldayan” ifadeleriyle Arda Çiltepe’nin yönettiği Siyah Güneş filmini layık gördü.

Ödülü, geçen yılın kazananı yönetmen Gökalp Gönen açıkladı.

Mansiyon kazanan filmi oyuncu Boran Kuzum açıkladı. Jüri “Bu coğrafyada hikâye anlatabilmek için olanakların kısıtlı olduğunun bilincinde olan genç sanatçılar olarak diğer jüri üyeleriyle, ilerde anlatacağı hikâyeleri merakla beklediğimiz bir yönetmene ve ekibine, bize daha fazla hikâye anlatmasına vesile olmasını umarak bu ödülü vermek istiyoruz. Bütün filmi bize tatlı bir tebessümle izleten, bir yaz tatilinin ve sayfiye yerinin atmosferini iki arkadaş üzerinden büyüleyici bir şekilde anlatan” diyerek Ergin Erden’in Ahtapot filmini Mansiyona layık gördü.

Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü

İstanbul Film Festivali’nde, 2013’de hayatını kaybeden yönetmen ve yapımcı Seyfi Teoman anısına da bir ödül veriliyor. Altı kurmaca ilk filmin aday olduğu Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü jürisinde yönetmen Emine Emel Balcı, oyuncu Özgür Emre Yıldırım ve müzisyen Ahmet Kenan Bilgiç yer aldı.

Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü’nü kazanan Bina filminin yönetmeni Orçun Behram, CMYLMZ Fikirsanat aracılığıyla verilen 30.000 TL para ödülünün de sahibi oldu.

Jüri “Sinemanın tüm öğelerini uyum içinde kullanarak yarattığı bütünlüklü atmosferi ve anlatımındaki cesur tavrı sebebiyle, etkili bir tür denemesi ortaya koyarak gelecek işlerine dair merak uyandırdığı” gerekçesiyle filmi seçti.

FIPRESCI Ulusal Yarışma Ödülü

Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu FIPRESCI İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma kapsamında bir ödül veriyor. Bojidar Manov’un başkanlık yaptığı jüride Ofer Liebergall ve Aylin Sayın Gönenç yer aldı.

Jüri “Yalın ama etkili bir biçimde anaakım siyaset sahnesini perdeye aktaran film, iktidarın kırılgan olduğunu gösteriyor ve bu kırılgan ilişkilerin paraya, seküler ve modern olmayan teşkilatlara, geleneklere bağlı olduğunu vurguluyor. Ana akım siyaset sahnesinde yer almak isteyen bireyin zayıflıklarını resmederken meselenin sınıfsal boyutunun da altını çizmeyi ihmal etmiyor” gerekçesiyle Ercan Kesal’ın yönettiği Nasipse Adayız filmini Ulusal Yarışma FIPRESCI Ödülü’ne layık gördü.

Ödülü festivalin Türkiye Sineması Danışma Kurulu üyelerinden, FIPRESCI temsilcisi sinema yazarı Esin Küçüktepepınar açıkladı.

Yarışma heyecanı 9–20 Ekim’de devam edecek

Ulusal Yarışma ve Ulusal Kısa Film Yarışması ödül töreni sona ererken 9–20 Ekim’de fiziksel olarak gerçekleştirilecek 39. İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Belgesel Yarışması bölümünde yer alacak filmler de açıklandı. Filmler şöyle:

• Ah Gözel İstanbul, Yönetmen: Zeynep Dadak

• Atık Sözlüğü: Tanımların ve İmajların Geri Dönüşümü, Yönetmen: Alper Şen

• Asfaltın Altında Dereler Var! Yönetmen: Yasin Semiz

• Göbeklitepe Sakinleri, Yönetmen: Sedat Benek

• Kadınlar Ülkesi, Yönetmen. Şirin Bahar Demirel

• Kuyudaki Taş, Yönetmen: Gökçin Dokumacı

• Maddenin Halleri, Yönetmen: Deniz Tortum

• Mimaroğlu, Yönetmen: Serdar Kökçeoğlu

• Miss Holokost Survivor, Yönetmen: Eytan İpeker

• Muhammed Ali, Yönetmenler: Nursen Çetin Köreken, Ümit Köreken

• Tenere, Yönetmen: Hasan Söylemez

PAYLAŞIM
Önceki İçerikPera Müzesi Film Programları Pera Film’den Yeni Çevrimiçi Seçki
Sonraki İçerik‘MENAJERİMİ ARA’NIN AFİŞİ VE İLK BÖLÜM FRAGMANI YAYINLANDI!
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan