Çikolata Bebekler Filmi Onur Haftası’nda Pera Film’de

0

Film Gösterimi Pera Film, Onur Haftası’nı “Çikolata Bebekler” filmiyle kutluyor

Pera Müzesi Film Programları, Onur Haftası’nı Çikolata Bebekler filminin çevrimiçi gösterimiyle kutluyor. Stephen Winter’ın yönetmenliğini yaptığı film göz alıcı, capcanlı bir siyasi hiciv. Çikolata Bebekler, 26 Temmuz’a kadar Pera Müzesi’nin web sitesi üzerinden izlenebilir.

Pera Film, koronavirüs önlemleri kapsamında film programlarını çevirimiçi olarak sunmaya devam ediyor. 26 Haziran günü, Onur Haftası kapsamında sunulacak olan Çikolata Bebekler aynı anda hem fantezi, hem trajedi, hem de komedi türleri arasında yer almayı başaran, ödüllü bir film. Üstelik, AIDS öykülerini konu alan birçok filmin tersine, eşcinsel beyaz erkeklerin çevresinde dolanmayı ve karakterlerine “kurban” damgası vurmayı reddediyor. Anlattığı kaotik hikâyeye ve göz alıcı drag queen’lerine uygun bir şekilde capcanlı ve coşku dolu bir tarza sahip olan Çikolata Bebekler 1997 yılındaki ilk gösteriminden bu yana izleyicileri güldürmeyi ve düşündürmeyi başarıyor.

Çikolata Bebekler 26 Haziran – 26 Temmuz tarihleri arasında Pera Müzesi wb sitesinden çevirimiçi olarak izlenebilir.

 

Çikolata Bebekler

Chocolate Babies

Yönetmen: Stephen Winter
Oyuncular: Suzanne Gregg Ferguson, Dudley Findlay Jr., Jon Jee, Michael Lynch

ABD, 1996, 83′, renkli

İngilizce; Türkçe altyazılı

HIV pozitif, kuir, genderkuir bireylerden oluşan bir grup eylemci, New York şehrinde gazete manşetlerindedir. AIDS salgınıyla bağlantılı siyasi yolsuzlukları ortaya çıkarmayı amaçlamakta, HIV pozitif kişileri fişlediklerine inandıkları, bazı muhafazakâr siyasetçilere bir dizi sürpriz saldırı düzenlemektedirler. Bu şehir gerillalarının ardındaki üst akıllar ise “ölümüne” diva Max Mo-Freak, azimli kız kardeşi Jamela, seks delisi ve aksi huylu Larva, uyuşturucu bağımlısı şantöz Lady Marmelade ve Max Mo’nun sevgilisi, idealist genç militan Sam’dir. Radikal aktivizm metotları kullanırken bir yandan da içki ve uyuşturucu âlemlerine dalan ekip, iç çatışmaları yüzünden hem amaçlarını hem de birbirlerine duydukları sadakati giderek yitirmeye başlar. Aradıkları huzur ve adaleti acaba bulabilecekler midir?

 

#EvdePeraMüzesi #MüzeEvde

PAYLAŞIM
Önceki İçerikO Ses Türkiye’nin Şampiyonu Ferat Üngür’den Ay Bakışlı Dilber
Sonraki İçerikNEVZAT SAYIN ‘MERAĞIN RENGİ KOYU SARI, İÇİNE BEYAZ KATARSANIZ MERAK AZALIR’
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan