Pera Film’in 5Harfliler iş birliğiyle düzenlediği “Göz Hizası” adlı film programı, dünyadaki tüm kadınlara ithafla, izleyiciyle buluşuyor. Gösterimlerin yanı sıra bir konuşma etkinliğinin de yer aldığı program, 7-28 Mart tarihleri arasında Pera Müzesi Oditoryumu’nda ücretsiz izlenebilir.

 

7 – 28 Mart 2020

Pera Müzesi Film Programları ve bağımsız internet yayını 5Harfliler, Dünya Kadınlar Günü kapsamında “Göz Hizası” başlıklı film programını gösterime sunuyor. Yazar Suna Kafadar küratörlüğünde hazırlanan seçki, görsel alanda çoğunlukla ‘bakılan’ olarak kodlanmış kadın bedenine ve hayatına, ‘göz hizasından’ bakmayı amaçlayan filmlere odaklanıyor.

Bakışla olan ilişkimizi sorgulayan kadın hikâyeleri

Hayatını dilediği gibi yaşamaya gayret eden, bunun için nice bedeller ödemiş kadınların hikâyelerine ve hayat kesitlerine odaklanan film seçkisi, sanattaki müdahalelerin ‘bakışla olan’ ilişkimizi nasıl dönüştürdüğünü gösteriyor. Deneysel sinemanın imkânlarından faydalanarak farklı mecraları, zamansallıkları ve üslupları bir araya getiren kısa ve uzun metraj filmler, izleyiciye yeni bir dünyanın kapılarını aralıyor. Deneyselliğin nasıl hayati bir düşünme ve çalışma pratiği olduğunu gösteren Göz Hizası, feminizm üzerine kafa yoran sanatçıların 1970’lerden bu yana sinema alanında keşfettiği yolları tarihsellikleri içinde izleme fırsatı sunuyor.

Avangart başyapıtlardan sanatsal videolara, Göz Hizası’ndan bakan yapımlar

Büyük çoğunluğu kadın yönetmenlerin filmleri ile kadın sanatçıların video çalışmalarından oluşan Göz Hizası seçkisi, Türkiye ve dünyadan farklı kuşakları bir araya getiriyor. Belçikalı yönetmen Chantal Akerman‘ın en bilinen filmi Jeanne Dielman, Commerce Rıhtımı, 23 numara, 1080 Brüksel, günlük yaşamı yavaş yavaş parçalanan bir kadının evrenini, yoğun bir karakter incelemesiyle aktarıyor. The New York Times’ın başyapıt olarak nitelediği film, sinema tarihinin en bütünlüklü mekân ve zaman tasvirlerinden birini sunuyor. İngiltere’nin en önemli avangart yapımlarından biri olan Sfenks’in Bilmeceleri, çoğu kesintisiz dairesel pan’lar şeklinde çekilmiş bir dizi bölümden oluşuyor. Laura Mulvey ve Peter Wollen’ın imzasını taşıyan filmde, kadınların temsili, anneliğin toplumdaki konumu ve anne-kız ilişkileri ele alınıyor.

Ünlü sanatçı Mona Hatoum, Mesafe Ölçümleri adlı videoda, sürgün ve yerinden edilme arka planı üzerinde kişi ve aile kimliğini sorguluyor. Beyrut’taki annesinin gönderdiği mektupları yüksek sesle okuyan Hatoum, Filistin kökenli ailesinden kopma ve tecrit olma duygularını görsel bir montajla izleyiciye yansıtıyor. Seçkinin diğer kısa filmlerinden Almanca Şarkı’da, ABD’li görsel sanatçı Sadie Benning, başıboş gezinen bir genci gri akşamüstleri boyunca takip ediyor. Siyah beyaz çekilen bu lirik filme, Bostonlu alternatif müzik grubu Come‘ın sert köşeli tınıları eşlik ediyor. Meksikalı video sanatı duayeni Ximena Cuevas, televizyondaki bir talk şova katıldıktan sonra, programın akışına nasıl el koyup konuyu baş aşağı çevirdiğini, Tombala adlı kısa filmiyle göz önüne seriyor.

Seçkinin Türk yönetmenlerinden Melisa Önel, Ben ve Nuri Bala adlı belgeselde, kadınlık ve erkeklik kategorilerinin dışına taşan feminist aktivist Esmeray‘ın hikayesini aktarıyor. Esmeray’ın kendi dilinden bir nevi biyografisi olan film; özlem, aidiyet, göç ve şiddet gibi konulara yine onun hikâyesi üzerinden bakabilmemizi sağlıyor. Kadının Sessiz Dikişi, Yalnız Edimler #4 ve Yalnız Edimler #6 adlı kısa filmleriyle programda yer alan Nazlı Dinçel, kendi görüntülerini içeren videolarda, boşanma, mastürbasyon, kürtaj gibi mahrem konuları tartışmaya açıyor. Çiçek Kahraman’ın Bütün Mahalleli Duysun adlı videosu ise, Türk sinemasına özgün bir alt tür olan mahalle filmlerinde, sokağın ortak temsil biçimlerine odaklanıyor. 1960-1985 arası Yeşilçam sinemasından farklı kadın temsillerini bir arada gösteren videoda, toplumsal cinsiyet temsillerinin de izi sürülebilir.

Göz Hizası film programı, 7 – 28 Mart tarihleri arasında Pera Müzesi Oditoryumu’nda ücretsiz izlenebilir.

Bu program kapsamındaki film gösterimleri ücretsizdir. Rezervasyon alınmamaktadır. Yasal düzenlemeler uyarınca aksi belirtilmediği sürece tüm film gösterimleri 18+ uygulamasına tabidir.

Gösterim Programı

Göz Hizası, 7 – 28 Mart 2020

7 Mart Cumartesi

14.00 Tombala (8′) + Bütün Mahalleli Duysun (5′) + Almanca Şarkı (5′) + Ben ve Nuri Bala (42′)

Raffle (8′) + Everybody Hear Me Out (5′) + German Song (5′) + Me and Nuri Bala (42′)

15.30 Jeanne Dielman, Commerce Rıhtımı, 23 numara, 1080 Brüksel (202’)

Jeanne Dielman, 23, quai du commerce, 1080 Bruxelles (202’)


8 Mart Pazar

16.00 Mesafe Ölçümleri (16′) + Kadının Sessiz Dikişi (10′) + Yalnız Edimler #4 (8′) + Yalnız Edimler #6 (11’)

Measures of Distance (16′) + Her Silent Seaming (10′) + Solitary Acts #4 (8′) + Solitary Acts #6 (11’)


12 Mart Perşembe

19.00 Sfenks’in Bilmeceleri (92’)

Riddles of the Sphinx (92’)


13 Mart Cuma

19.00 Jeanne Dielman, Commerce Rıhtımı, 23 numara, 1080 Brüksel (202’)

Jeanne Dielman, 23, quai du commerce, 1080 Bruxelles (202’)


14 Mart Cumartesi

15.00 Tombala (8′) + Bütün Mahalleli Duysun (5′) + Almanca Şarkı (5′) + Ben ve Nuri Bala (42′)

Raffle (8′) + Everybody Hear Me Out (5′) + German Song (5′) + Me and Nuri Bala (42′)

16.15 Konuşma: Feminist Filmlerde Deneysellik


21 Mart Cumartesi

17.00 Sfenks’in Bilmeceleri (92’)

Riddles of the Sphinx (92’)


28 Mart Cumartesi

14.00 Mesafe Ölçümleri (16′) + Kadının Sessiz Dikişi (10′) + Yalnız Edimler #4 (8′) + Yalnız Edimler #6 (11’)

Measures of Distance (16′) + Her Silent Seaming (10′) + Solitary Acts #4 (8′) + Solitary Acts #6 (11’)

PAYLAŞIM
Önceki İçerikTamer Levent yazdı: Sanat ve Yas
Sonraki İçerikBeethoven 250. Doğum Yılı Konseri
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan