İran şiirinin isyankar sesi, güçlü kadın şair Furuğ Ferruhzad’ın kısacık ve çarpıcı yaşam hikâyesini, Şebnem İşigüzel yazdı, Berfin Zenderlioğlu rejisiyle Nazan Kesal sahneye taşıyor.


/strong>

“Kuş ölür, sen uçuşu hatırla” diyerek bize özgürlük için mücadele etmenin, her türlü engele rağmen yaşama tutunmanın yollarını gösteren, dünyaya bakışımızda ufuklar açan Furuğ Ferruhzad’ın bu niteliklerini ihmal etmeden tutkuları ve acılarıyla tiyatro sahnesine taşıyan Nazan Kesal  ve yönetmen Berfin Zenderlioğlu ile bir söyleşi gerçekleştirdik.  ‘Yaralarım Aşktandır’ oyununun yaratılma serüvenini konuştuk. Bu söyleşide, geniş bir seyirci topluluğuna ulaşmasındaki etkenlerden, günümüzde gittikçe yoğunlaşan kadın  şiddetinden de değinmemek olmazdı… Kadını ele alış biçimi bakımından ‘Yaralarım Aşktandır’ oldukça önemli. Tek kişilik oyunlar reji ve oyunculuk açısından kolaylıkları kadar zorlukları da olan bir tür. Nazan Kesal, canlandırdığı kişinin sadece fiziksel – tarihsel kişiliğini değil psikolojisini de seyirciye aktarmayı başarıyor. Bunda rejinin katkısını da yabana atmayalım. Bütün bu söylediklerimi Nazan Kesal bir cümlede özetliyor aslında: “Sahnede kendimi tamamen unutup, Furuğ’un elini kalbimde taşıdım. Hatta kendimin bile konuşulmasını istemiyorum. Oyunun, karakterin derdi ne ise o konuşulsun istiyorum”….

 Düşünce böyle olunca, takdir edilesi bir oyun ortaya çıkıyor. Nazan Kesal’ı tanıdığım için çok mutlu olduğumu söylemeliyim. Çok sıcak, samimi, idealist, kararlı, sahici bir tiyatro sanatçısı. Onunla ‘Yaralarım Aşktandır’ oyununu konuşurken hüzünlenmiş olsam da  böyle sanatçılarımızın olması beni ümitlendirdi. Oyunun yönetmeni Berfin Zenderlioğlu ile de daha önce söyleşiler yaptım. İzlediğim oyunlarında kültürel bileşkeler oluşturduğu rejileri oyunun mesajını güçlendiren katkıları ile tiyatromuzun önemli yönetmenlerinden biri oldu. Her iki sanatçıya da DirenSanat’a gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür ediyorum. Umarım Kadıköy Moda Sahnesi’nde bir matine sonrası yaptığımız söyleşiden sizlerde keyif alır ve yorumlarınızı bizimle paylaşırsınız.

 

PAYLAŞIM
Önceki İçerikBu  yemin başka yemin : Hipokrat  /Rengin Uz’un Yazısı 
Sonraki İçerik‘İlk Film Seminerleri’
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan