Tiyatro Pera’nın merakla beklenen ‘Ter’ oyunu 18 Ekim 2019’da prömiyer yapıyor. Yoğun bir prova sürecinden geçtikten sonra Zeynep Özden rejisi ile seyircisi ile buluşacak.Türkiye’de ilk kez Tiyatro Pera’da sahnelenen oyun, video görselliği eşliğinde izlenecek ve değişik bir sahne düzenlemesi içinde izleyenler de oyunun bir parçası olacak.

Şaşırtıcı kurgulama tekniğine sahip olan oyunda, olaylar zaman zıplamalarıyla 2000 – 2008 yıllarında gelişir. Ekonomik krizin sert hissedildiği bir ülkede bir gazetecinin işinden olan işçiler ile yaptığı röportajlar üzerine kurgulanır.  2000’li yıllarda ABD’de yaşanan büyük ekonomik kriz gerçeğinden yola çıkan yazar, Reading kentine gidip halkla yaptığı röportajlarla Ter oyununun temelini oluşturmuştur. Gerçek olaylardan yola çıkarak yazılmış olan oyun, kapitalist sistemin sömürgen vahşi tutumunu, işçi sınıfı dünyasından aktarır.

 Amerikalı yazar Lynn Nottage’ın Pulitzer ödüllü oyunu TER’i Zeynep Özden çevirip yönetti. 18 Ekim’de prömiyer yapacak olan oyunun dramaturgisini Şafak Eruyar, dekor-video tasarımını Can Apa, kostümünü Oxana Cozlova, ışığını Muhammet Saki yaptı. Oyunda görev alan oyuncular: Nesrin Kazankaya, Başak Meşe, Alican Yılmaz, Doruk Akçiçek, Bahar Karaoğlu, Ömer İvedi, Nazmi Karaman, Alican Öztürk.

 

Ter, 2000’li yıllarda, ABD’nin en yoksul kentlerinden biri olan Reading’te, çelik fabrikasında çalışan, zenci ve beyaz Amerikalı bir grup işçinin yaşamını konu alır. İş çıkışı toplandıkları, dertleştikleri, birbirlerini sevip kıskandıkları, dans ettikleri, bol içkili, cinsel göndermeli sohbetlerle eğlendikleri bar, oyunun asal mekanıdır. Barmen de aynı fabrikadan sakatlanarak ayrılmış eski bir işçidir. Barda Kolombiyalı genç bir göçmen çalışmaktadır ve o da fabrikada çalışmayı hayal etmektedir. Dedeleri bile aynı yerde çalışmış, doğdukları kentten neredeyse hiç çıkmamış bu insanlar, fabrikanın küçülme kararıyla bir anda işlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar. O güne dek, miras gibi devraldıkları fabrika işçiliği dışında hiç bir şey yapmamış, çocuklarıyla aynı yerde çalışan bu yakın arkadaş grubunu, işlerini kaybetmeleri durumunda, yoksulluk ve açlık bekleyecektir. Umutları ve beklentileri küçük olan işçilerin bar ve fabrika arasına sıkışmış dünyası artık yerini dayanışma, ihanet, uyuşturucu, göçmen karşıtlığı, ırkçılık, şiddet gibi sınavlarla yüzleşmeye bırakacaktır.

Ödüllü zenci kadın yazar Nottage’ın gözünden, Amerikan işçi sınıfına keskin ve duyarlı bir bakış.

Türkiye’de ilk kez Tiyatro Pera’da sahnelenen oyun, video görselliği eşliğinde izlenecek ve değişik bir sahne düzenlemesi içinde izleyenler de oyunun bir parçası olacak.

PAYLAŞIM
Önceki İçerikPera Müzesi’nden Yeni Bir Konser Serisi: “Pera’da Camerata”
Sonraki İçerikBerrin Uyar’dan ‘Kızkardeşler’ Filmi Üzerine Bir Değerlendirme
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan