Yusuf Dündar “Yabancı”, “Göç Dalgası” ve “Günışığına Mektup” oyunlarının ardından yepyeni bir oyununu daha tiyatro dünyamıza kazandırıyor. Uzun soluklu bir çalışmanın sonucunda okurlarıyla/seyircileriyle buluşmaya hazırlanan, önsözünü Emrah Eren’in, arka kapak yazısını ise Pınar Çekirge’nin kaleme aldığı “Mavi Hamak”, Dramatik Yayınları etiketiyle raflardaki yerini alacak. Hafta ortasından itibaren tüm internet satış kanalları üzerinden ve seçkin kitabevlerinden edinilebilecek oyun, 3 Kasım’da TÜYAP Kitap Fuarı’nda Dündar tarafından imzalanacak.

Emrah Eren’in Oyun İçin Yazdığı Önsözden:

“Mavi Hamak”ta Türkiye’yi de, 1600’lerin Amerika’sını da, 20. yüzyılın Avrupa’sını da görmek mümkün. Tigra ve Luvi bu zamanların herhangi birinde, herhangi bir tarihte yitirmiş olabilirler geçmişteki huzurlu yaşamlarını. General’in üniformasının rengini de siz seçin. Hangisini görürseniz görün, bu yüzleşmeden kaçmayın ama. Çünkü insanlığın acımasızlığıyla yüzleşmek zorundayız. Her birimiz. Ancak böyle iyileşebiliriz.

Pınar Çekirge’nin Oyun İçin Yazdığı Arka Kapak Yazısından:

Geliştirdiği yepyeni dille hem coğrafyasını aşan hem de zamanı arkasına alarak geçmişle geleceği tek bir çizgide birleştiren Dündar’ın bu eseri; okunmayı, üzerinde düşünülmeyi ve konuşulmayı fazlasıyla hak ediyor. Ustalıklı akışı kadar sıkıca dokunmuş öyküsüyle güçlü etkiler bırakan “Mavi Hamak”ı sıcağı sıcağına, sözcüklerin kadim kokusunu içinize çekip kimi repliklerin altını çizerek okuyacağınızdan eminim.

PAYLAŞIM
Önceki İçerik4. KADIKÖY TİYATRO ŞENLİĞİ BAŞLIYOR
Sonraki İçerik“FİLMLE BİRLİKTE BEN DE DÖNÜŞTÜM”
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan