1. Anadolu Tiyatro Ödülleri Başarı ve Emek ödüllerini alan Diyarbakır şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Handan Ekici; konuşmasında “ İstanbul’da tiyatro yapmak çok kolay oysa Diyarbakır’da tiyatro yapmak çok zordur” dedi. Bizde Diren Sanat olarak dikkat çekici konuşmanın detaylarını Handan Ekici’ye sorduk.

Kaç yıldır Diyarbakır’da tiyatro yapıyorsunuz?

  • Bu benim 30. Yılım 1988 yılında Devlet Tiyatroları ile başladım. 1990 yılında Şehir Tiyatroları’na geçtim. Ondan önce de Dicle Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde çalıştım. Hem üniversite hem şehir tiyatrosunu birlikte yürüttüm. Bugüne kadar devam ediyor.

 

  • İstanbul’da Tiyatro yapmak çok kolay dediniz. Nedir İstanbul ile Diyarbakır’da tiyatro yapmak arasındaki fark?

 

  • Diyarbakır’da en önemlisi oyuncu bulmak çok zordur. Konservatuvar gibi bir lüksünüz yoktur. Bir tiyatro teksini bulmak çok zordu ancak üniversitenin kütüphanesinde bulabiliyorduk. Ben 1990’lı yıllarda bahsediyorum şimdi. Daha sonrasında oyuncu yetiştirmek ve hoca bulmak çok zordur. Biz kendi imkanlarımızla bir şeyler öğrenmeye çalıştık. Mutfaktan geldik daha doğrusu dekoru kostümü vs. İle. Orhan Asena ve Ziya Demirel tarafından Veysel Öngören ile birlikte 1990 yılında Şehir Tiyatroları kuruldu. Tüm bu koşulların zorluğu yetmiyormuş gibi turneye gitmek istediğimizde hiçbir şekilde can güvenliğimiz yoktu.1990’lı yıllarda bahsediyorum. Sahneyi açıyorsunuz ve hiçbir seyirci ile karşılaşmıyorsunuz.
  • Nasıl böyle bir güçlüğü aştınız? Ya da bırakıp gelmeyi düşünmediniz mi?

 

  • Tiyatro sevgisi böyle bir şey. Kurşun geçirmiyormuş gibi zannediyorsunuz kendinizi ama kurşun geçiriyor. Türkiye’de 1990’lı yıllarda Ercişe Van’a hiç bir tiyatro turneye gitmez iken biz gittik.
  • Oyunlarınızı seçerken bu can güvenliği zorluğunu göz önüne alıyor musunuz?
  • Alıyoruz tabiki….
  • Bunu seçersek can güvenliğimiz daha çok tehlikeye girer, şunu seçelim dediğiniz oldu mu?
  • Yoo tam olarak öyle değil. Daha çok evrensel oyunlar seçiyorduk. Bölgenin dertlerini anlatan oyunlarda seçtik. Komedi, dram, çocuk oyunu gibi oyunlarda oynadık. Bunları seçerken de tabi ki repertuar kurullarımız vardı. Bunları gözeterek seçtik. Ama oralarda bir Molleir’de oynadık. Shakesapear’de oynadık.
  • Halkın genel ilgisi nasıldı?
  • Halk tiyatroyu çok seviyor. Şu anda devlet tiyatrosu var… Şehir Tiyatrosu var…   8-9 tane özel tiyatro var. Üniversitenin tiyatrosu var. Sahnelerimiz genelde ful seyirci alıyor. Şu anda mesela biz Tamara’nın Çığlıkları’nı oynuyoruz iki kişi…. Halk tiyatroya yabancı değil. Sezonun başından beri oynuyoruz. Bir kadın mülteciyi anlatan bir oyun. Deneysel bir oyun aslında. Onunla İstanbul Tiyatro Festivali’ne katılmayı düşünüyoruz. Alternatif tiyatro festivaline katılacağız. Şu anda Türkiye’yi dolaşıyoruz biz. Önümüzdeki Pazar günü Ankara Tiyatro Festivali’nde oynayacağız.

 

  • Diyarbakır’da en çok ilgi gören oyun hangisi? Ne tür oyunlar halkın ilgisini çekiyor?
  • Tabi ki yöresel oyunlar daha çok ilgi çekiyor. Kadın sorunsalı üzerinde işlenen oyunlar daha çok ilgi çekiyor. Orada kadına gerçekten çok büyük bir değer veriliyor. Doğuda aslında bir Anaerkillik var aslında.
  • Sürekli yaşanan can güvenliği endişesi piskolojinizi nasıl etkiledi? Yada kendinizi nasıl toplarladınız?

Belirli bir şeyden sonra hayat size normal geliyor. Normal şartlar diye bir şey var ya.. Size göre normal nedir? Bize göre normal nedir? Zaman geçtikçe onun normalleşmesi problemin kendisini teşkil ediyor. Düşünün bir ay boyunca helikopter tepenizde dönüp dolaşıyor. Bir ayın sonunda bakıyorsunuz helikopter sesi yok… gitmiş … olmaması bir süre sonra size anormal gelmeye başlıyor…. şimdi bunların hangisi

PAYLAŞIM
Önceki İçerikTamer Levent: Kadercilik ve Sanat
Sonraki İçerik“Işıltılı Haşareler” Oyunu Sahnelerde
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan