Murat Karahan’ın Sahneye Koyduğu “TROYA” Sahnelendi

0

Troya’nın UNESCO Kültür Mirası Listesine girişinin 20. yılında, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü görkemli bir “Dünya Prömiyeri” sahneledi.

Biletleri haftalar öncesinden tükenen eserin kapalı gişe gerçekleşen temsilini 3500’ü aşkın izleyici büyük bir beğeni ile izledi.Orkestra, Koro, Bale olmak üzere aynı anda 300 sanatçının sahnede olduğu eserin prömiyer gecesine izleyiciler yoğun ilgi gösterdi.

Ulu Önder Atatürk’ün anıldığı bir video ile başlayan temsilde davetliler arasında Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Nuri Aksoy da vardı.

Proje yaratıcılığını ve Sanat yönetmenliğini ünlü tenor, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Murat Karahan’ın üstlendiği eserin bestesi Bujor Hoinic’e, librettosu Artun Hoinic’e, rejisörlüğü Recep Ayyılmaz’a, koreografisi Volkan Ersoy’a ait.

Bir Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü prodüksiyonu olan eser; tarihin en önemli savaşlarından birine sahne olan ve İzmir’li ozan Homeros’un kaleme aldığı “İlyada Destanı”ndan, yaşandığı Anadolu’nun kadim değerine ve görkemine yakışır bir dekor, ışık, ses, görüntü, renk, müzik ve dansın büyüsü ile sahneye taşındı.

İki Genel Müdür Aynı Sahneyi Paylaştı.

Ülkemizin köklü sanat kurumlarının Genel Müdürleri; Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt ile Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat Karahan aynı sahneyi paylaştı. Mustafa Kurt ise Homeros’u canlandırdı.

Biri aşkına diğeri ülkesine sahip çıkan iki erkek kardeş rolünde Murat Karahan Troya Prensi “Paris”, Tan Sağtürk ise Paris’in Kardeşi “Hektor” rolünde idi.

Başrol kostümlerini ünlü modacı Atıl Kutoğlu’nun tasarladığı eserde Devlet Opera ve Balesi dansçılarından, 2015 yılında görevli olduğu turneden dönerken kaza geçiren Bora Acar Zöngür de özgün koreografisi ile sahnede yer aldı. Dekor tasarımını Özgür Usta’nın yaptığı operanın kostümleri Aydan Çınar imzası taşıyor.

UNESCO tarafından ‘Dünya Kültürel Miras’ listesine alınışının 20.yılında, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü bağlı bulunduğu Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hedef ve amaçları doğrultusunda sanatsal olarak bu sürece muhteşem bir epik opera ile destek vermenin heyecanını ve uluslararası bir kültür ve turizm vizyonuna dönüştürülen bu sürecin içinde olmanın gururunu yaşıyor.

www.dirensanat.com

PAYLAŞIM
Önceki İçerik“ÇAKALLARLA DANS 5” Sinema Filminin Galası Yapıldı
Sonraki İçerik‘Suç Unsuru’ Filmi Malatya Film Festivali’nde Gösterildi
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan