Tiyatrokare, 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü’nde çok önemli bir projeye ışık yaktı: SÜPER İYİ GÜNLER!

Asperger sendromu taşıyan Christopher Boone’un sıradışı öyküsünü anlatan SÜPER İYİ GÜNLER, dünyanın bütün asal sayılarını ve başkentlerini ezbere bilen 16 yaşındaki bir gencin, insan ilişkilerinin gizemini çözmesindeki yolculuğunu anlatıyor.

Mark Haddon’un aynı isimli 2003 Whitbread Ödüllü romanı dünyada milyonlarca kişi tarafından okunduktan sonra, Simon Stephens tarafından oyunlaştırılmış ve Broadway, Londra sahnelerinde çok ses getirmişti. Tony, Oliver Ödülleri başta olmak üzere pek çok ödül alan oyun, dünyada birkaç ülkeyle eş zamanlı olarak 2018 Sonbaharı’ndan itibaren Ford Otosan’ın ana sponsorluğunda, T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Beko gibi kurum ve kuruluşların da desteğiyle Uniq İstanbul’da seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor.

Nedim Saban’ın dilimize kazandırdığı ve yöneteceği projenin koordinatörü ve ikinci yönetmeni ise Halim Ercan. Oyunun oyuncu ve tasarımcı kadrosu yakında belirlenecek. Oyun, Türk Tiyatrosu’na yenilik getirecek bir bakış açısıyla, oyunculuk, koreografi ve teknolojiyi harmanlayarak üç boyutlu animasyonlar eşliğinde özel bir dekor içerinde  sahnelenecek.

DÜNYA OTİZM FARKINDALIK GÜNÜ’NDE BASIN TOPLANTISI

Tohum Otizm Vakfı’nın çözüm ortağı olarak yer aldığı proje, Dünya Otizm Farkındalık Günü’nde basına Uniq İstanbul Çinili Köşk’te bir sabah kahvaltısıyla otizme mavi ışık yaktı.

Toplantıya Tiyatrokare adına Nedim Saban (Genel Sanat Yönetmeni), Halim Ercan (Proje Koordinatörü), Uniq İstanbul adına Sonay Yücel (Genel Müdür), Tohum Otizm Vakfı adına Betül Sencer Özen adına Serkan Özerbay (Pazarlama İletişimi Yöneticisi ), Gülay Teköz (Pazarlama İletişimi Ekip Lideri) ve proje destekçileri arasında yer alan Beko adına Pınar Gedik (Marka ve İletişim Grup Yöneticisi), Berna Alkan Koç (Sponsorluk ve Marka İş Birlikleri Yöneticisi) katıldı.

Asperger sendromu taşıyan ve otomobil çizimleriyle büyük hayranlık uyandıran 14 yaşındaki Mesut Uygun da basın toplantısına katılarak, çizimlerini paylaştı ve katılımcılara duygulu anlar yaşattı.

Proje kapsamında otistik çocuklarla çalıştıklarını da dile getiren Saban, şu değerlendirmede bulundu: Bu süreçte onları ötekileştirmeden sevmeyi öğrendik. Baştaki şefkat duygularımız, hayranlığa dönüştü. Anladık ki bu oyunun kahramanını koşulsuz sever ve onunla arkadaş olabilirsek, yeryüzündeki tüm ötekileri, öteki olarak gördüklerimizi seveceğiz. Belki de öteki olan, duygularını, düşlerini yitiren bizleriz.

Saban, projenin desteklenmesi adına yaklaşık 300 farklı şirketle diyalog kurulduğundan bahsederek, “bazı kurum ve kuruluşlar farklı sosyal sorumluluk alanları nedeniyle katılamadılar ama bizi gerçekten yüreklendirdiler. Bazıları ise salt algı yönetimi nedeniyle projeden uzak durdular. Otizm bir hastalık değil ama farz edin ki öyle bile olsa, bazı firmaların bu gerçekten uzak durması anlaşılabilir gibi değil” yorumunda bulundu.

Proje koordinatörü Halim Ercan da sinema gibi tiyatronun da artık endüstrileşmesi gerektiğini söyleyerek, “Tüm dünya artık sanayi 4.0’ı konuşuyor. Bizler ise tiyatro olarak neden inovasyonu, sürdürülebilirliği konuşmuyoruz” ifadelerini kullandı.

Uniq İstanbul’un genel müdürü Sonay Yücel de Uniq İstanbul olarak iddialı oyunlara ev sahipliği yapmak istediklerine işaret ederek, “Süper İyi Günler” de hayalini kurduğumuz oyunlardan biri, hem içerik, hem teknik olarak diye konuştu. Türkiye’de artık güzel salonlar yapılmaya başlandı ama salon yapmakla bitmiyor. Doğru içerik üretebilmek çok önemli” dedi.

Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Betül Selcen Özer de, toplumun birçok kesiminin otizmi biimediğine işaret ederek, Türkiye’de her 10 kişiden 8’i otizmin belirtilerini ne yazık ki bilmiyor ve anlatmak için en güzel araç da sanat” dedi.

Beko’dan Berna Alkan Koç, Ford Otosan’dan Gülay Teköz de Süper İyi Günler projesinin destekçisi olmaktan mutlu olduklarını belirttiler, sanatın önemine ve şirket politikalarında farkındalığın değerine değindiler. Gülay Teköz, otomobil tasarımcısı genç Mesut Uygun ile tanışmayı da günün sürprizi olarak değerlendirdi.

 

ÜNLÜLER DESTEK İÇİN YOLA ÇIKTI

Oyun kahramanının beş kırmızı otomobili yan yana gördüğü günlerin süper iyi geçeceğine inanmasından yola çıkan Tiyatrokare ekibi, otizmde farkındalık yaratmak amacıyla kırmızı bir otomobille yollara düştü.

Halim Ercan ve Nedim Saban kırmızı bir otomobille bir yandan İstanbul sokaklarında otizmle ilgili broşür dağıttılar, öte yandan da arabalarında ağırladıkları ünlülerle otizm farkındalığı ve sanat konularında sohbet ettiler. Ayrıca, Tohum Otizm Vakfı Özel Eğitim Okulu’nu da ziyaret ederek, öğrencilerle güzel paylaşımlarda bulundular.

Ünlü ralli şampiyonu Murat Bostancı, değerli oyuncular Beste Bereket, Gürgen Öz, Melek Baykal, Yeliz Kuvancı, Celile Toyon, Derya Beşerler, Gripin Grubu’nun solisti Birol Namoğlu, Tohum Otizm Vakfı Genel Müdürü Betül Selcen Özer, Kurucu Başkan Yardımcısı Aylin Sezgin ve otizmli 20 yaşındaki milli yüzücü Cem Sezgin duygulu anlar yaşadılar.

Boom ve Atölye Gri’den Bora Balbey, No. 25’den Nitsa Çukurel, Asitane’den Ceylan Naz Baycan, İlbak Holding ‘den Vedat Bozacı, Mckinsey’den Selin Kiper, RG/A’dan Ömür Kula, Cosa Basın’dan Aygün Aydın’ın desteğiyle gerçekleştirilen bu özel günün sonunda ortaya çıkan mesajlar Tiyatrokare’nin sosyal medya hesaplarından Nisan Otizm Farkındalık ayı boyunca paylaşılacak.

Bu özel projenin duyurusu için tarafınızın da katkılarını rica eder, süper iyi günler dileriz.

 

www.superiyigunler.com, www.tiyatrokare.com.tr

twitter: @superiyigunler, @tiyatrokare

instagram: @superiyigunleroyun, @tiyatrokare1992

facebook: www.facebook.com/superiyigunler, www.facebok.com/tiyatrokare1992

 

 

PAYLAŞIM
Önceki İçerikBiTiyatro’nun ‘Hiç Mi Bir Şeyim Yok’ oyunun Ekibi ile (Foto Galeri)
Sonraki İçerikikincikat Nisan 2018 Programı
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan