Star Wars: The Force Awakens ile bu muhteşem evrenin bir parçası olan John Boyega’nın hayalleri büyük. Genç oyuncu, Star Wars ile üne kavuşmasını iyi değerlendirerek tiyatroda ve beyazperdede daha sıkı roller üstlendi, tüm bunlar olurken kendi prodüksiyon şirketini de kurdu. Oyuncuyla Red Bulletin’da yayınlanan röportaj www.redbull.com adresinde de yer alıyor.

Disney’in LucasArt’ı satın almasıyla hayranlarının karşısına yeni hikâyeler ve karakterlerle çıkan Star Wars evreni, yeni yıldızlar yaratmaya devam ediyor. “Star Wars: The Force Awakens” ile üne kavuşan İngiliz oyuncu John Boyega, vicdanı hür bir ‘stromtrooper’ karakterini canlandırarak Disney’li ilk Star Wars filminde boy göstermişti. Finn karakteriyle akıllara kazınan Boyega, Star Wars sonrasında tiyatro projelerinde ve beyazperdede rol aldı, karşısına çıkan her fırsatı değerlendirirken kendi prodüksiyon şirketini de kurdu.

“Star Wars: Son Jedi” filminin gösterime girmesini fırsat bilen Red Bulletin dergisi genç oyuncuyla bir röportaj gerçekleştirdi.

Star Wars sayesinde bir anda parladın ve çok da para kazandın. Bunca parayla ne yaptın?

-UpperRoom Productions isimli kendi prodüksiyon şirketimi kurdum.

Lüks ürünlere hiç para harcamadın mı? Bir yat ya da villa?

-Hayır almadım. Çünkü projeler geliştirmeyi daha çok istiyorum. Büyük oyuna dâhil olan ve kendi çizdiğim yolda ilerleyen bir kariyerim olmasını düşlüyorum. Bunu yapmanın yolu da kendi düzenini kurmaktan geçiyor. Disney ve tüm efsanevi prodüksiyon stüdyoları işe sıfır noktasından başladılar. Şimdi benim zamanımın geldiğini hissediyorum. Kapı kapanmadan ayağımı sıkıştırdım ve kapıyı araladım.

Luke Skywalker ve Walt Disney’in bir karışımı gibi mi?

-Ben hem iyi bir aktör hem de önemli bir adam olmak istiyorum. Biz her zaman tüm insanların eşit şanslara sahip olduğunu söylüyoruz ve ben kariyerimin en başında hangi noktaya ilerlemem gerektiğini anladım. Gelip geçici bir yıldız olmak istemiyorum. Fırsatların peşinde koşan değil, fırsat sunan insan olmak istiyorum. UpperRoom Productions olarak ilk yapımımız olan Pacific Rim 2 ile gurur duyuyorum. Walt Disney sadece çocukları mutlu etmek istiyordu, bense bu çemberi daha da genişletmek ve herkese ulaşmak istiyorum.

Sence bu tür girişimlere adım atmak için doğru bir zamanda mıyız?

-Yaratıcı fikirlere ihtiyaç var. Geleceğin sanatçılarıyla temas ettiğimiz bir projemiz var ve bu ufkumuzu genişletiyor. Bunun dışında mesela, çok iyi hikâyeleri olan eski gazetecilerle buluşuyorum.

Hiç başarısız olma ihtimalini düşündün mü?

-Başarısızlık, başarının bir parçasıdır. Eğer yemek pişiriyorsanız içine tuz da eklemek zorundasınız, ama dozunu ayarlamalısınız. Denge çok önemli. Hayatın formülü bu.

Peki, başarısızlıkla nasıl başa çıkıyorsun?

-Başarısızlık beni motive ediyor. Bir çözüm yolunun olduğunu biliyorum ve onu aramaya koyuluyorum. Başarısızlık yüzünden kabuğumuza çekilseydik biz insanlar şu an bu hale gelemezdik. Ben de şahsen bunun bir parçası olmaya çalışıyorum.

Ticari olarak başarıya ne kadar yakınsın sence?

-Bir film pazarlamak kolay bir iş değil. Ama oyunun diğer faktörlerini de es geçmemek lazım, mesela Detroit’in kariyerim için çok önemli bir yerde olduğunu düşünüyorum. Çünkü kariyer ancak uzun ömürlü olursa değerlidir. Bu filmin okullarda ve Amerikan polis teşkilatınca yeni işe alınanlara izletileceğini biliyorum.

Sence Star Wars’tan ne öğrenebiliriz?

Bence Star Wars’ın bir mesajı var. Kendimi öne çıkarmaya çalışmıyorum ama, Finn ilk teaser yayınlandığından beri olayın önemli bir parçasıydı. Kişisel olarak değil, tamamen benim ten rengimle alakalı bir şeyden bahsediyorum. Benim gibi bir aktörü Star Wars hikâyesinde önemli bir yere yerleştirmek yeni bir hamleydi ve bir anlamı vardı. O stormtrooper’ın kaskını değişim için çıkarıyor olması da önemli bir mesajdı.

Star Wars’ta inanç ‘The Force’ tabiriyle tanımlanıyor. Senin babanın da bir vaiz olduğunu biliyoruz. Maneviyata ve inanca ihtiyaç duyan birisi misin?

Ben bir Hristiyan’ım ama en iyisi olduğum söylenemez. Maneviyata yürümek sizi mükemmeliyete ulaştıracak diye bir garanti yok. Beni ben yapan şey yetiştirilme tarzım ve dünya görüşüm.

star wars 8 ile ilgili aramalar

star wars 8 türkçe dublaj

star wars 8 ne zaman çıkacak

star wars 8 fragman

star wars 8 trailer

di oyuncular

Röportajın tamamı, https://www.redbull.com/tr-tr/star-wars-yildizi-john-boyega-roportajiadresinde yer alıyor.

PAYLAŞIM
Önceki İçerikGaleri Işık’ta seramik ve resim bir araya gelecek
Sonraki İçerikZorlu’da sizleri Yeni Yıl Konserleri Bekliyor
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan