SALT’ın Kasım 2015’te Paris İklim Değişikliği Konferansı (COP21) paralelinde, iklim değişikliğinin etkileri karşısında müze ve kültür kurumlarının sorumluluklarını tartışmak üzere başlattığı Bu son şansımız mı? SALT Galata’da devam ediyor. 2017 Bonn İklim Değişikliği Konferansı’nı (COP23) takiben, Thank You for the Rain [Yağmur İçin Teşekkürler] (2017) belgesel filminin İstanbul’daki ilk gösterimiyle başlayacak olan programda, iklim değişikliğiyle bağlantılı çevre sorunları ile çeşitli araştırma ve girişimleri inceleyen sekiz belgesel film yer alıyor.

 

Tüm filmler orijinal dilinde Türkçe ve İngilizce altyazılı olarak gösterilecektir. SALT, Eylül 2015’te petrol, kömür veya gaz şirketlerinden destek kabul etmeyeceğini duyurmuştur.

 

 

Görsel

Thank You for the Rain [Yağmur için Teşekkürler] (2017) filminden bir kare ©Autlook Films

GÖSTERİM PROGRAMI

14 Kasım Salı, 19.00

Julia Dahr, Thank You for the Rain [Yağmur İçin Teşekkürler], 2017

15 Kasım Çarşamba, 19.00

Mert Gökalp, Lüfer – Boğazın Prensi, 2015

17 Kasım Cuma, 19.00

Paul-Jean Vranken ve Jean-Christophe Lamy, Les Liberterres [Özgürlük İçin Topraklar], 2015

 

18 Kasım Cumartesi, 14.00

Alessandro Bernard ve Paolo Ceretto, Waste Mandala [Çöp Mandala], 2015

 

18 Kasım Cumartesi, 15.30

Jeff Orlowski, Chasing Coral [Mercan Peşinde], 2017

 

18 Kasım Cumartesi, 17.30

Seth Kramer, Daniel A. Miller ve Jeremy Newberger, The Anthropologist [Antropologlar], 2015

 

19 Kasım Pazar, 15.30

Cosima Dannoritzer, The E-Waste Tragedy [E-Atık Felaketi], 2014

 

19 Kasım Pazar, 17.30

Marshall Curry, If A Tree Falls: A Story of the Earth Liberation Front [Eğer Bir Ağaç Devrilirse: Yeryüzü Özgürlük Cephesinin Hikâyesi], 2011

Medlemmer av drivhuset Kwoola Mathina Group, et lokalsamfunnsinitiativ for å lære seg klimatilpasningsmetoder, med en klar melding.

Gösterim: Thank You for the Rain [Yağmur İçin Teşekkürler] (2017)

14 Kasım Salı, 19.00

SALT Galata, Oditoryum

Yönetmen: Julia Dahr

87 dakika

İngilizce; Türkçe altyazılı

Bir insan anormal hava şartlarının getirdiği yıkımla tek başına savaşabilir mi? Kenya’da çekim yaptığı sırada çiftçi Kisilu Musya ile tanışan yönetmen Julia Dahr’ın 2017 yapımı belgesel filmi Thank You for the Rain [Yağmur İçin Teşekkürler] Musya’nın sıradan bir aile üyesinden iklim değişikliğiyle mücadele eden bir lidere dönüşüm sürecine odaklanıyor. Genç çiftçinin sel, kuraklık ve fırtınalarla geçen dört yılın çevreye etkilerini kaydettiği video görüntülerini de içeren belgesel film, işsizlik ve yoksulluğa yol açan bu sürecin zorunlu yer değiştirmeyle ilişkisine dikkati çekiyor. İklim değişikliği bağlamında kentleşme, toplumsal cinsiyet ve asimilasyon konularını ele alan filmin İstanbul’daki ilk gösterimine SALT Galata ev sahipliği yapacak.

 

Gösterimin ardından Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Levent Kurnaz’ın katılımıyla bir konuşma gerçekleştirilecektir. ​

 

 

 

 

Görsel

Thank You for the Rain [Yağmur için Teşekkürler] (2017) filminden bir kare ©Autlook Films

 


Gösterim: Lüfer – Boğazın Prensi (2015)

15 Kasım, 19.00

SALT Galata, Oditoryum

 

Yönetmen: Mert Gökalp

63 dakika

Türkçe; İngilizce altyazılı

 

İstanbul Boğazı ve Marmara Denizi’ndeki canlı çeşitliliği giderek yok oluyor. Yönetmen Mert Gökalp’in 2015 yapımı belgesel filmi Lüfer – Boğazın Prensi , nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan, İstanbul’un sembollerinden lüfer balığına odaklanıyor. Gökalp, balıkçı, aktivist ve kentte yaşayan insanlarla yaptığı görüşmeleri de içeren belgesel filminde lüferin hikâyesini su altı çekimleri eşliğinde incelikle ele alıyor.

 

Gösterimin ardından yönetmen Gökalp ve film ekibinin katılımıyla bir söyleşi gerçekleştirilecektir.

 

 

Görsel

Lüfer – Boğazın Prensi (2015) filminden bir kare ©Mert Gökalp

 


Gösterim: Les Liberterres [Özgürlük İçin Topraklar] (2015)

17 Kasım, 19.00

SALT Galata, Oditoryum

 

Yönetmen: Jean-Christophe Lamy ve Paul-Jean Vranken

82 dakika

Fransızca, Almanca, İtalyanca, Flamanca; Türkçe ve İngilizce altyazılı

 

Dört çiftçinin tarımın ticarileşmesine karşı başlattığı isyanın canlı bir tasvirini sunan Les Liberterres [Özgürlük İçin Topraklar] (2015), mevcut tarım yöntemlerini reddeden bu güçlü ve etkileyici karakterlerin Avrupa’dan Afrika’ya uzanan hikâyesini anlatır. Açlık ve yetersiz beslenmeyi sadece bilimin sonlandırabileceğini savunan arşiv belgelerini eleştirel bir yaklaşımla değerlendiren belgesel film, dünyanın dört bir yanındaki çiftçilerin ortaklaştığı noktaya dikkati çekiyor: Toprağın dili.

Gösterimin ardından Mustafa Alper Ülgen’in katılımıyla bir konuşma gerçekleştirilecektir.

Görsel

Les Liberterres [Özgürlük İçin Topraklar] (2015) filminden bir kare ©Koan Production


Gösterim: Waste Mandala [Çöp Mandala] (2015)

18 Kasım, 14.00

SALT Galata, Oditoryum

Yönetmen: Alessandro Bernard ve Paolo Ceretto

52 dakika

Nepali ve İngilizce; Türkçe ve İngilizce altyazılı

 

Nepal’deki hızlı tüketim alışkanlıkları ile kitle turizminin yol açtığı çevre kirliliği, ülkenin el değmemiş doğası ve tapınakları kadar dikkati çekmiyor. 2011’den bu yana Himalayalar ve kutsal alanlara bırakılmış çöpleri toplayan Green Soldiers [Yeşil Askerler] gönüllüleri, bu esnada toplumdaki duyarsızlığın yanı sıra, giderek yozlaşan kültürel kimlikleriyle yüzleşiyor. Tüm güçlüklere rağmen toplumda ahenk ve güzelliğin sembolü olacak bir iz bırakmaya kararlı olan grup, Katmandu’nun kutsal meydanlarından birinde çöpten bir Mandala inşa etmek üzere işe koyuluyor.

Alessandro Bernard ve Paolo Ceretto’nun 2015 yapımı belgesel filmi Waste Mandala [Çöp Mandala], Green Soldiers’ın Mandala’dan güç alarak değişimin başlangıcını müjdeleyecek bir sembol bulma gayretini anlatıyor.

 

Görsel

Waste Mandala [Çöp Mandala] (2015) filminden bir kare ©Zenit Arti Audiovisive

 


Gösterim: Chasing Coral [Mercan Peşinde] (2017)

18 Kasım, 15.30

SALT Galata, Oditoryum

 

 

Yönetmen: Jeff Orlowski

89 dakika

İngilizce; Türkçe altyazılı

 

Dalgıç, fotoğrafçı ve bilim insanlarından oluşan bir ekip, yok olma tehlikesi altında olan mercan resifleri üzerine bir araştırma yapmak üzere okyanusta bir maceraya atılır. Büyük umutlarla çıktıkları bu yolculukta teknik aksaklıklar ve doğa koşullarından kaynaklı bir dizi sorunla karşılaşırlar. Her şeye rağmen su altındaki trajik dönüşümü belgelemeye devam eden grup, irade ve bilgi birikimleri sayesinde olağanüstü ve etkileyici keşifler yapar. Chasing Coral [Mercan Peşinde] (2017), yolculuk sırasında elde edilen bulguları sunarken su altının gizemli dünyasını nefes kesen bir görsellikle aktarıyor.

 

Gösterimin ardından yazar ve yönetmen Mert Gökalp’in katılımıyla bir söyleşi gerçekleştirilecektir.

 

Görsel

Chasing Coral [Mercan Peşinde] (2017) filminden bir kare ©Exposure Labs

 


Gösterim: The Anthropologist [Antropologlar] (2015)

18 Kasım, 17.30

SALT Galata, Oditoryum

 

Yönetmen: Seth Kramer, Daniel A. Miller ve Jeremy Newberger

78 dakika

İngilizce, Rusça, İspanyolca; Türkçe ve İngilizce altyazılı

 

İklim değişikliğinin yerli halkların gündelik yaşamına etkisi üzerine araştırmalar yapan antropolog Susie Crate ile kızı Katie, Güney Pasifik’ten Sibirya’ya uzanan beş yıllık bir yolculuğa çıkar. The Anthropologist [Antropologlar] (2015), ikilinin bu serüvenini küresel bağlamdaki değişimlerin izole kültürlere etkisini araştıran dünyaca ünlü antropolog Margaret Mead (1901-1978) ile kızının hikâyesiyle özdeşleştirir. Yönetmenler Seth Kramer, Daniel A. Miller ve Jeremy Newberger,

anneler ile kızlarının yıllara meydan okuyan ilişkisi üzerinden iklim değişikliğine dair özgün bir hikâye sunuyor.

 

 

 

Görsel

The Anthropologist [Antropologlar] (2015) filminden bir kare ©Ironbound Films

 


Gösterim: The E-Waste Tragedy [E-Atık Felaketi] (2014)

19 Kasım, 15.30

SALT Galata, Oditoryum

 

 

Yönetmen: Cosima Dannoritzer

86 dakika

İngilizce; Türkçe altyazılı

 

Milyonlarca ton ağırlığındaki elektronik atıkların akıbeti ne oluyor? Yönetmen Cosima Dannoritzer’in 2014 yapımı belgesel filmi The E-Waste Tragedy [E-Atık Felaketi], yüksek geri dönüşüm maliyetleri nedeniyle yasa dışı yollar kullanılarak dünyanın yoksul bölgelerine gönderilen atıkların izini sürüyor. Belgesel film izleyiciyi bu hukuk dışı dolaşımın izinde Afrika’dan Asya’ya, Avrupa’dan Kuzey Amerika’ya bir yolculuğa çıkarırken tüketicilerin rolünü de tartışmaya açıyor.

 

 

Görsel

The E-Waste Tragedy [E-Atık Felaketi] (2014) filminden bir kare ©Media 3.14

Gösterim: If A Tree Falls: A Story of the Earth Liberation Front [Eğer Bir Ağaç Devrilirse: Yeryüzü Özgürlük Cephesinin Hikâyesi] (2011)

19 Kasım, 17.30

SALT Galata, Oditoryum

Yönetmen: Marshall Curry

85 dakika

İngilizce; Türkçe altyazılı

 

If A Tree Falls: A Story of the Earth Liberation Front [Eğer Bir Ağaç Devrilirse: Yeryüzü Özgürlük Cephesinin Hikâyesi] (2011), 2000’lerin başında FBI tarafından “ABD’nin en önemli yerel terör tehdidi” olarak tanımlanan Earth Liberation Front’un (ELF) [Yeryüzü Özgürlük Cephesi] kuruluş ve dağılışının dikkat çekici hikâyesini anlatıyor. Çevreciler açısından çalkantılı bir dönem olan 1995-2001 yıllarına değinen belgesel film, 2005’te ELF’deki faaliyetleri nedeniyle tutuklanan, örgütün en önemli üyelerinden Daniel McGowan’ın dönüşüm ve radikalleşme sürecine odaklanıyor. Yönetmen Marshall Curry, arşiv belgeleri ve örgüt üyeleriyle yapılan görüşmeler eşliğinde çevrecilik ve aktivizm konularını değerlendirirken toplumdaki terörizm algısına dair bir sorgulama yapmayı mümkün kılıyor.

 

Gösterimin ardından Sabancı Üniversitesi, ​İstanbul Politikalar Merkezi’nden Ümit Şahin’in katılımıyla bir konuşma gerçekleştirilecektir.

 

 

Görsel

If A Tree Falls: A Story of the Earth Liberation Front [Eğer Bir Ağaç Devrilirse: Yeryüzü Özgürlük Cephesinin Hikayesi] (2011) filminden bir kare ©Bullfrog Films

 

PAYLAŞIM
Önceki İçerik“İntiharın Genel Provası”nın Prömiyeri yapıldı/ Tiyatroadam’ın yeni oyunu
Sonraki İçerikGöbeklitepe: Türkiye’nin Kültür Tacında Yepyeni Bir Mücevher
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan