ROBERT WİLSON ‘ÜÇ KURUŞLUK OPERA’ İLE İSTANBUL’DA

0

Bertolt Brecht’in ‘Üç Kuruşluk Opera’sı Avrupa’nın en önemli tiyatro topluluklarından Berliner Ensemble’ın yorumuyla İstanbul’da. Farklı dünyaları buluşturan sahneleme anlayışı ve yarattığı estetik ile günümüzün en önemli yönetmenleri arasında gösterilen Robert Wilson’ın yönettiği oyun 13 Mayıs Cuma ve 14 Mayıs Cumartesi günleri Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde sahnelenecek. Robert Wilson’un tüm işleri gibi, bu çalışması da  dansı, hareketi, ışığı, metni, tasarımı birbiri içine geçiren bir bütün oluşturuyor. Oyunun popüler kültürün bir parçası haline gelmiş, oyun boyunca orkestra tarafından çalınacak olan üzikleri ise önemli Alman besteci Kurt Weil’a ait.

DIE DREIGROSCHENOPER

20. yüzyılın en önemli Alman şairi, oyun yazarı, tiyatro yönetmeni, Berliner Ensemble’ın ve Epik Tiyatro’nun kurucusu Bertolt Brecht’in, İngiliz yazarJohn Gay’in ilk sahnelendiği 1728’de çok ses getiren oyunu ‘Dilenciler Operası’ndan 20. yüzyılın iklimine uyarladığı ‘Üç Kuruşluk Opera’, güncelliğini her dönemde korumuş, tiyatro ve tasarımı şaşırtıcı bir biçimde buluşturan müzikli bir gösteri. Brecht’in tiyatro tarihinde çok önemli bir yere sahip olan eseri, maceralarla dolu bir antikahramanlar dünyası aracılığıyla sadece geçmişe ışık tutmakla kalmıyor, bugünün dünyasına ait çok somut gerçekleri işleyerek, günümüzü farklı bir bakış açısıyla yorumlamaya da imkân tanıyor. Gösteri, ahlak değerlerini irdeleyip savaşın korkunçluğunu sergilerken, müzikal açıdan zengin ve esprili biçiminden de kesinlikle ödün vermiyor. Hem ciddi hem şamatacı, hem sarkastik hem duygu dolu bu şiirsel metin, izleyicisini bir yandan eğlendirip güldürürken öte yandan parodik yapısı ve ironik içeriğiyle düşündürüyor. Müzikleriyle seyirciyi sürekli uyanık tutan, onu her an eğlendiren müzikal bir şölen.

Robert Wilson,
Robert Wilson,

Amerikalı yönetmen ve tiyatro dünyasının dahi yorumcusu Robert Wilson, tiyatro ve operanın yanı sıra disiplinlerarası projeleriyle de dünyada adını duyurdu. “Sahne sihirbazı” olarak değerlendirilen Wilson, Bastille Operası, Odeon Tiyatrosu, BAM, Lincoln Center, Berliner Ensemble, Atina ve Avignon festivallerinin yanı sıra İstanbul Tiyatro Festivali’nde de büyük ilgi gören oyunlarıyla sanatseverlere tiyatro sanatının güçlü ve çarpıcı örneklerini sundu. Çalışmalarında Giorgio Armani’den Lady Gaga’ya, Tom Waits ve Lou Reed’den, William Dafoe ve Mikhail Baryshnikov’a, Arvo Pärt’ten Philip Glass’e kadar birçok farklı sanatçıyla işbirliği yaptı. The New York Times gazetesi Wilson’u “çağdaş tiyatro dünyasının devi” olarak tanımlıyor. Olivier Ödülü de dâhil dünya çapında pek çok ödül sahibi olan Wilson’a ayrıca 1998 yılında İstanbul Tiyatro Festivali’nin Onur Ödülü de sunulmuştu.  

DIE DREIGROSCHENOPER

1949’da Bertolt Brecht tarafından kurulan ve bugün çağdaş Alman tiyatrosunun tartışmasız en güçlü temsilcisi olan Berliner Ensemble’ın repertuarında Brecht’in yapıtlarının yanı sıra Shakespeare, Schiller ve Büchner gibi tiyatro tarihinin önde gelen yazarlarının eserleri de yer alıyor. Dünyanın en önemli tiyatro topluluklarından Berliner Ensemble ile çalışan dünya çapındaki yönetmenler arasında Heiner Müller, Peter Stein, Luc Bondy, Claus Peymann ve Robert Wilson gibi isimler bulunuyor.

Gösterinin biletleri 21 Ocak Perşembe gününden itibaren, Biletix’ten ve hizmet bedeli olmadan ana gişe İKSV’den Pazar hariç her gün 10.00-18.00 saatleri arasında temin edilebilecek.

 

PAYLAŞIM
Önceki İçerik‘KİMİNLE KONUŞUYORSUN?’
Sonraki İçerikBİR DEĞİŞİM ÖYKÜSÜ:SHİRLEY
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan