RENGİN UZ: 100 YIL DAHA …ÖZGÜRCE…

0

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, 100. Yaşını, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen görkemli bir geceyle kutladı. Kentimizin tiyatrosunda perdeler hiç kapanmasın, hep özgürlüğe açılsın…

RENGİN UZ
RENGİN UZ

Doğrusu artık umudumu kesmek üzereydim; Kentin tiyatrosu, Şehir Tiyatroları 100. yaşına basıyor ama ne bir kutlama ne özel bir oyun. Darülbedayi’nin ilk oyunu olan ‘Çürük Temel’in yeniden sahnelenişi dışında ses seda yok. Neyse sonunda beklenen haber geldi; Şehir Tiyatroları 100. Yılını ‘ 100 Yıl Daha…’ başlığıyla 100 Yılın Tiyatro Şarkıları’nı sunarak kutlayacaktı. Yeni Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu elini çabuk tutmuştu. Umarım bu kutlamayı, 100. Yıla dair oyunlar, sergiler, konferanslar, açık oturumlar izler.

Şehir Tiyatroları, öncelikle mesleki açıdan ama bu kentte yaşayan, sanatla beslenen, tiyatroya değer veren her vatandaş gibi benim için de çok kıymetlidir. Üstelik orası benim annemin babamın tiyatrosudur. Hafta sonları beni elimden tutup götürdükleri, bana tiyatroyu sevdiren, yeni dünyaların kapısını açan kurumdur. Bedia Muvahhit’i, Suna Pekuysal’ı, Feridun Karakaya’yı, Kamran Usluer’i tanıdığım yerdir…

‘100 Yıl Daha’ kutlama gecesi, Cemal Reşit Rey Salonunda yapıldı. Cemal Reşit Rey Orkestrası, şef Hakan Elbir yönetiminde parçalara eşlik etti. Öncelikle, Erhan Yazıcıoğlu’nu, bütün emek verenleri kutluyorum. Ve işte çok iyi hazırlanılmış bu özel geceden izlenimlerim;

– Mumlar eşliğinde girdik kapıdan içeri. Davetiyede belirtilen ‘Siyah giyim mecburiyeti’ne sonuna dek uyulmuştu. Herkes simsiyahtı, kimileri boynuna, sarı renkte şehir tiyatroları fuları takmıştı. Muhsin Ertuğrul’un çalışma odasının fuayede sergilenmesi çok güzel bir ayrıntı olmuştu.

– Gecede, şerbet ve boza ile idare ettik! Tabii ki gönül başka türlü olmasını isterdi ama, sanat kurumlarının kapatılması konusu gündeme geldiği için o kadar üzülmüştük ki ‘Buna da şükür’ dedik ve bize bunu dedirttikleri için de kendimizden utandık!

–  Alaturkalık içimize işlemiş. Saat 20.00’de başlayacak geceye İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ancak 20.35’de teşrif edebildi! Böylece gece yarım saat gecikmeli başladı. Muhsin Ertuğrul’un kulakları çınlasın, onun zamanında olsaydı, perde açılır ve kim olursa olsun kapıda beklerdi!

– Böyle kutlama gecelerinde, genellikle adettendir, belediye başkanları, genel sanat yönetmenleri, müdürler, yönetmenler sahneye çıkar, konuşur da konuşur. Ellerindeki kağıttan veya irticalen ama illaki çok uzun. Böylece program başlamadan ruhumuz kararır. Bunu yapmadıkları için teşekkür ediyorum. Ayrıca, Şehir Tiyatrosu’nu Şehir Tiyatrosu yapan ve artık aramızda olmayan oyuncuların tek tek anılmaması salona bir hüzün dalgası yayılmaması açından iyi oldu. Onlar zaten o gece bizlerle birlikteydi…

– Tek sayfa da olsa elimize gecenin akışıyla ilgili bir broşür verilmeliydi diye düşünüyorum. Ya da gecenin sonunda armağan ettikleri, akışla ilgili bilgilerin de yer aldığı katalog girerken verilseydi – ya da sadece o sayfanın çıktısı alınsaydı- ozaman ‘ Bu şarkı hangi müzikalden, kim söylüyor?’ gibisinden konuşmalar olmayacaktı. Katalogdaki ‘Bu gece neler izleyeceksiniz?’ bölümü, bizim için ‘Bu gece neler izledik’ oldu!

– Eğer elimizde bir broşür olsaydı, gecenin açılışını yapan ‘100 Yıl Daha’ şarkısının sözlerini Engin Alkan’ın yazdığını, bestesini Selim Atakan’ın yaptığını bilerek dinleyecektik. Geceye büyük emek veren Selim Atakan, neredeyse bütün şarkıları yeni baştan yaratmıştı.

– Ben,’ 100. Yılın Şarkıları’ denilince, sadece Şehir Tiyatrosu’nda sahnelenen müzikallerden seçmeler olacak diye düşündüm. Dediğim gibi elimde bilgi de olmayınca. Ama öyle gelişmedi, yıllar boyunca sahnelenmiş müzikallerden, tiyatromuza emek veya gönül vermiş sanatçıların seslendirmesiyle bir seçki oluşturulmuştu. Pek de hoş olmuştu…

– Şehir Tiyatrosu’nun kutlama gecesinin yönetmenliğini üstlenen Arda Aydın, belli ki büyük bir aşk ve disiplinle çalışmış. Kolay değil tiyatronun içinden ve dışından (üstelik de ünlü) onca kişiyi bir arada tutmak, onlarla prova yapmak, bir bütün oluşturmak. Arda’nın tiyatroyu ve kurumunu ne kadar sevdiğini biliyorum ve emekleri için kutluyorum. Keşke ‘Hamlet’ tiradıyla birlikte onun güzel sesini de dinleyebilseydik…

– Şimdiki Genel Sanat Yönetmeni ama Şehir Tiyatroları’nın çok eski oyuncusu Erhan Yazıcıoğlu’nun, Kamran Yüce’nin ‘ Ben Oyuncuyum’ şiirini okuması çok anlamlıydı…

– Şehir Tiyatroları’nda, Gencay Gürün döneminde konuk sanatçı olarak görev yapan Cihan Ünal, gecede başrollerden birini üstlendi. Oyunculuğunu ve deneyimini konuşturdu. Damdaki Kemancı’dan Sütçü Tevye’nin çok popüler olan ’Ben Bir Zengin Olsam’ parçasını dinlerken, onu yıllar önce aynı müzikalde damat adayı terzi rolünde izlediğimi hatırladım.

– Cihan Ünal, Turan Oflazoğlu’nun 4.Murat ve William Shakespeare’in Atinalı Timon oyunlarından tiradlar okudu ki baya bir zülfü yare dokundu! Teşekkürler…

– Sanatçının, değerli ölümsüzler ve değersiz ölümsüzler üzerine yaptığı konuşma büyük alkış aldı, Atatürk ve Gandi ne kadar değerliyse, Hitler ve Mussolini de o kadar değersizdi…Alkışlara gülüşmeler karıştı! Cihan Ünal fazlasıyla takdir edildi…

– 100 yıllık kurumun kurucusu Muhsin Ertuğrul’dan başka, genel sanat yönetmeni olarak sadece salonda bulunan Gencay Gürün’ün adı anıldı ve sahneye davet edildi. ‘Beni Bedrettin Dalan bu göreve çağırdı’ derken Kadir Topbaş’ın yüzünü görmek isterdim!

– Sezai Altekin, Zihni Göktay ve Funda Postacı’dan, Lüküs Hayat operetinin kendisi kadar ünlü şarkısı ‘Ah Berelim’ en çok alkışı alan şarkı olurken Suna Pekuysal’ın ruhu da şad oldu. Sezai Altekin’in enerjisini, sahne sempatisini ne kadar özlemişim. Sezai mutlaka yuvasına dönmeli, seyircinin karşısına çıkmalı. Yeni kuşak bu büyük tiyatro sanatçısını sahnede tanımalı. 100.yılını kutlayan Şehir Tiyatrosu için de büyük kazanç olur. Onun ‘Biz Aşağıda İmzası Olanlar’ oyunundaki performansını hangimiz unuttuk ki!

– Gecenin güzel sürprizlerinden biri de, Lüküs Hayat’ın unutulmaz oyuncusu Atacan Arseven’in, Nükhet Duru’yla operetin ‘ Zorlan Değil’ şarkısına yaptığı düetti. Birsen Kaplangı’yı da saygıyla andık…

– Gecenin iki Keşanlı Ali’si Erhan Yazıcıoğlu ve Engin Alkan kol kola Keşanlı Ali Destanı’ndan ‘ Mertlik Belası’nı söylediler. İlk Keşanlı Ali, Engin Cezzar sağlık sorunu nedeniyle geceye katılamamıştı ama 12 yaşında Şehir Tiyatrosu ile tanışan Gülriz Sururi sahneye çıktı ve sözünü sakınmadan doğrudan Kadir Topbaş’ı hedef alarak, ötekileştirmeden tiyatroya desteğin sürmesini diledi. Harikaydı. Alkışlar hem ona, hem Engin Cezzar’a hem Keşanlı Ali’yi yaratan Haldun Taner’e gitti…

– Ayça Varlıer’ın sahne ışığı başka türlü, sesi çok güzel, kendi çok güzel, sahneye yakışıyor, parlıyor. Chicago müzikali’nden All That Jazz’da harikalar yarattı. Onun Amatör ruhunu hiç kaybetmediği için bu kadar başarılı olduğunu düşünüyorum.

– Şehir Tiyatrosu’ndan Pelin Pudak (Kadın Deniz Gibidir/Keşanlı Ali Destanı), iyi oyuncu olduğu kadar iyi de bir şarkıcıymış…

– Burak Kut, Emre Altuğ, Hakan Aysev; Mesleğe saygılı, tiyatroya saygılı…Geceye renk kattılar.

– Erol Evgin’in ‘Hisseli Harikalar Kumpanyası’ ile nostalji yaşadık. Çiğdem Talu, Melih Kibar, Adile Naşit, Turgut Boralı, Asuman Arsan, artık aramızda olmayan bu güzel insanları bir kez daha andık, anılara daldık, Erol Evgin’i bir kez daha sevdik.

– Hisseli Harikalar Kumpanyası’nı defalarca izleyen Bedia Muvahhit’in, Erol Evgin’e,’ Hep Böyle Kal şarkısını benim gözlerimin içine bakarak söyle’ demesine çok güldük…

– Toron Karacaoğlu, en güzel İstanbul görüntüsünün önünde ‘İstanbul’ derken, bu İstanbul beyefendisini, Şehir Tiyatrosu’nun büyük oyuncusunu canı gönülden alkışladım. Sevgi ve saygılarımı sundum.

– Nükhet Duru, ‘7 Kocalı Hürmüz’ müzikalinden ‘Ey Tanrım’ ı söylerken, konuk şef Önder Bali bir yandan orkestrayı yönetiyor bir yandan da Nükhet’e laf yetiştiriyordu. Nükhet Duru da Erol Evgin gibi tiyatrocu dostuydu, sıcaktı, samimiydi…

– Şehir Tiyatroları’nın Engin Alkan yönetmenliğindeki başarılı müzikali, İstanbul Efendisi’nden bestesi Tatyos Efendi, güftesi Ahmet Rasim’e ait olan ‘Sakın Geç Kalma Erken Gel’ i seslendiren koro alkışı fazlasıyla hak etti.

– Bu güzel gecenin en anlamsız ve yersiz olayı finalde yaşandı. Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu’ Sinemamız da 100. yılını kutluyor’ diyerek, konuklar arasında bulunan Kadir İnanır’ı sahneye davet etti! Hem de ‘Türk Sinemasının en iyi aktörü ’olduğunu ilan ederek. Buna hiç mi hiç gerek yoktu. Sinemanın100. yılının kutlandığı bir gece olsa Erhan Yazıcıoğlu sahneye çağrılır mıydı? Ayrıca Kadir İnanır zaten ‘Akil insanlığa’ soyunarak imajını zedelemişti. ‘Akil İnsan’a ön sıralardan bir ‘yuh’ geldi ama neyse ki devamı gelmedi…Yoksa bir hiç uğruna bu görkemli geceye, onca sanatçının emeğine yazık olacaktı.

– Konuşmalar sona kalmıştı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da gecenin sonunda, Erhan Yazıcıoğlu’nun daveti üzerine sahneye çıktı. Topbaş, gençliğinde Dram Tiyatrosu’na gittiğinden, tiyatroya olan sevgisinden söz ederken kafama takıldı; Daha iki yıl önce Şehir Tiyatroları’nın görev ve çalışma yönetmeliğinde değişiklik yapıldığında, repertuar belirleme yetkisinin Genel Sanat Yönetmeni’nden, sanatçılardan alınıp belediyenin bürokratlarına verildiğinde, Topbaş bu kararı hararetle savunmamış mıydı! ‘Şehir Tiyatroları kapatılamaz’ diye yollara düştüğümüzde, Harbiye Sahnesi’nin önünde oturma eylemi yaptığımızda Topbaş nerelerdeydi? Muhafazakar Sanat adını verdikleri ve hiç bir biçimde karşılığı olmayan bir düşünceye inanmıyor muydu!

– Erhan Yazıcıoğlu, Kadir Topbaş’a çok teşekkür etti, bana göre Kadir Topbaş’ın da Şehir Tiyatrosu’na teşekkür borcu var. Kendi yönetimlerinin icraatleri yüzünden her geçen gün biraz daha bunalan, nefes almakta zorlanan, bu kentte yaşamaktan bıkıp usanan vatandaşa insani değerlerini hatırlatıyor TİYATRO…Dar gelirli vatandaşa ulaşabilir ücrette oyun sahneliyor. Çocukları unutmuyor. Herkes kendi semtinde tiyatro izleyebiliyor.

Hadi bu bir milat olsun. 100. yaşına basan bu kurumu gerçekten bağrınıza basın, tiyatro sevginiz göstermelik kalmasın. Korkmayın özgür tiyatrodan, tiyatrocudan. Tiyatro kapatmayın, tiyatro açın. Gurur duyun Şehir Tiyatrosu ile Devlet Tiyatrosu ile, bütün perde açan tiyatrolara saygı duyun…

İSTANBUL’UMUZUN TİYATROSU, NİCE 100 YILLARA…ALKIŞLARLA…ÖZGÜRCE…

RENGİN UZ

www.dirensanat.com

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.