5. HANGİ İNSAN HAKLARI FİLM FESTİVALİ'NİN TEMASI: 'DİRENİŞ'

0

 

Hangi İnsan Hakları? Film Festivali’nin 5’incisi 14-18 Aralık 2013’te #direniş temasıyla gerçekleşiyor. Dünyanın her köşesindeki hak ihlallerini konu alan pek çok filmin ve konuğun katılımıyla gerçekleşecek olan festivalin posteri boş bir çerçeveden ibaret…

5. HANGİ İNSAN HAKLARI? FİLM FESTİVALİ’NİN TEMASI ‘DİRENİŞ’

#DirenİnsanHakları!

 

Hangi İnsan Hakları? Film Festivali’nin 5’incisi 14-18 Aralık 2013’te #direniş temasıyla gerçekleşiyor. Dünyanın her köşesindeki hak ihlallerini konu alan pek çok filmin ve konuğun katılımıyla gerçekleşecek olan festivalin posteri boş bir çerçeveden ibaret…

direniş

DOCUMENTARIST ekibi tarafından gerçekleştirilen Hangi İnsan Hakları? Film Festivali, 14-18 Aralık 2013 tarihlerinde 5. yılını kutluyor. Ana teması #direniş olarak belirlenen festivalde Gezi Parkı direnişi ile ilgili filmlere geniş bir bölüm ayrılıyor. Bu seneki festival programında ayrıca göçmenlik, kadın hakları, ekoloji gibi temalara değinen 40’a yakın film yer alıyor. Hafta boyunca bir çok yan etkinliğin yapılacağı festivalde gösterim ve etkinlikler SALT Beyoğlu, Aynalı Geçit Etkinlik Mekânı, Dutch Chapel, Tütün Deposu ve Cezayir Salonu’nda gerçekleşiyor.

 

Bu yılın festival posteri, ‘direniş’ ruhuna uygun olarak, herkesin kişisel yaratıcılığına açık olarak tasarlandı. Festival dileyen herkesi, çerçeve içinde beyaz bir zemin olarak basılan posterin içini #bencedireniş hashtag’ine uygun biçimde doldurmaya ve son halinin fotoğrafını sosyal medyada paylaşmaya davet ediyor.

1

Festivalde seyirciyle ilk kez buluşacak olan başlıca filmler arasında, Suriye’deki bir Filistin kampındaki gençlerin hayatına odaklanan “Yarmouk’un Gençleri” (The Shebabs Of Yarmouk, Axel Salvatori-Sinz); genç kuşağın umutsuzluğunu şiirsel bir dille anlatan bol ödüllü Gürcistan filmi “Her Şeyi Yok Eden Makine” (The Machine Which Makes Everything Dissapear, Tinatin Gurchiani); Hırvatistan’da üniversitelerin özelleştirilmesine karşı patlak veren öğrenci eylemlerini ve kitlesel boykotu ele alan “Kuşatma” (Blockade, Igor Bezinović); ABD’deki hapishanelerde ağır mahkumların sanatla ayakta durma çabasını konu alan ve İsveç’te yılın en iyi belgeseli seçilen “Geceleri Uçarım” (At Night I Fly, Michel Wenzer); Afganistan’daki kadın mahkumların durumunu gözler önüne seren “Parmaklıklar Arkasında Burkasız Yaşam” (No Burqas Behind Bars, Nima Sarvestani); Capo Verde’de endüstriyel balıkçılığın mahvettiği denizleri konu alan “Kum Taneleri” (Sandgrains, Jordie Montevecchi-Gabriel Manrique) gibi önemli filmler yer alıyor.

Türkiye’den ise hayvan haklarından etnik azınlıklara kadar uzanan bir konu yelpazesi sunan, “Taşkafa: Bir Sokak Hikayesi’’ (Andrea Luka Zimmerman), “ODTÜ Ayakta” (Film Kolektifi), “Hay Vay Zaman” (Nezahat Gündoğan), “Kıyı Kıyı” (Özlem Sarıyıldız), “Antigoni Küçük Adamız Hayatımız” (Nilüfer Uzunoğlu), “Termik İstemeyruk” (Caner Özdemir), “Bir Fincan Türk Kahvesi” (Nazlı Eda Noyan-Dağhan Celayir), “Mazgal” (Cemil Oğuz) başta olmak üzere geniş bir seçki yer alıyor.

 

Hangi İnsan Hakları Film Festivali, bu yaz kaybettiğimiz değerli sinema insanı Tuncel Kurtiz’i de çok özel bir filmle anıyor: Tuncel Kurtiz’in anısına, ustanın 1978’de İsveç Televizyonu için yaptığı yaptığı ve Türkiye’de hiç gösterilmemiş olan “E5: Ölüm Yolu” adlı belgeseli festivalin günyüzüne çıkarıp programa aldığı filmler arasında. Özel gösterimlerden biri de, Marcel Ophüls’ün belgesel tarihinin klasikleri arasında sayılan “Acı ve Merhamet”e (Le chagrin et la pitié, 1969) ayrıldı. Filmin gösterimi sonrasında Fransız eleştirmen Ophr Levy, “Bellek Oluşturma ve Dönüştürme Sürecinde Belgeselin Rolü” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirecek.

HIHFF_Laura_salt

5. Hangi İnsan Hakları? Film Festivali programında Gezi direnişi ile ilgili filmlere de özel bir bölüm ayrılıyor. Haziran başında Documentarist’e konuk olarak İstanbul’a gelen ve isyanın patlamasıyla, soluğu Gezi’de alarak çekimler yapmaya başlayan Tomaş Doruşka ve Akile Nazlı Kaya’nın sonradan Çek Televizyonu için hazırladığı “Ağaçlarla Başladı: Gezi Parkı’nda İsyan” (It Started With Trees: Revolt in the Gezi Park) adlı filmin Türkiye’deki ilk gösterimi festival kapsamında gerçekleşecek. Pek çok kısa filmin buluşacağı Gezi bölümünde, isyan sırasında medyanın tavrını ele alan ve Antalya’da Jüri Özel Ödülü kazanan “Tornistan” (Ayce Kartal) da yer alırken, Fatih Pınar’ın Gezi’deki polis şiddetiyle ilgili olanlar başta olmak üzere toplumsal olaylara dair gerçekleştirdiği video-röportajları da festivalde topluca gösteriliyor.

İlki geçen yıl gerçekleşen ve büyük ilgi gören Video-Eylem Atölyesi, bu sene yurtdışından katılımlar ve daha geniş bir programla Dijital Aktivizm Atölyesi başlığıyla hayata geçecek. Gezi sonrasında video-eylem kavramının daha da önem kazanması, festivalin gelenekselleştirmeyi amaçladığı sözkonu atölyeyi daha da yaşamsal kılıyor. Bu atölyeyle birlikte, Festival programından 16 filmlik bir seçki 19-22 Aralık tarihlerinde Batman’a da taşınacak.

HIHFF_VideoEylem_atolye

Çeşitli ülkelerden pek çok uluslararası konuğu ağırlayacak olan Festival, Gezi Parkı direnişine rastladığı için DOCUMENTARIST 2013’te kaçırılan filmlerden bir seçkiyi de programına katıyor. Seyirci anketiyle belirlenen ve yeniden gösterilecek filmler arasında Antalya’da Altın Portakal kazanan “Tek Başına Dans” (Dancing Alone, Biene Pilavci), geçen sene IDFA’nın açılışını yapan “Yanlış Zamanda Yanlış Yerde” (Wrong Time Wrong Place, John Appel), trajik bir kadın cinayeti öyküsünü anlatan “Bahar” (Carin Goeijers), başka bir cinayetin kurbanı Pippa Bacca’yı konu alan “Gelin” (The Bride, Joel Curtz) ve ile kişisel bir öyküyü şiirsel bir dille ele alan “Belville Bebeği” (Belville Baby, Mia Engberg) gibi belgeseller yer alıyor.

İsveç Başkonsolosluğu, Hollanda Başkonsolosluğu, SALT, Armada Oteli, Fransız Enstitüsü, Hırvatistan Konsolosluğu, Anadolu Kültür’ün işbirliği ve pek çok kurumun desteğiyle gerçekleşen 5. Hangi İnsan Hakları? Film Festivali, ayrıca çeşitli performans, çocuk atölyeleri, panel ve söyleşilere sahne olacak. Tüm gösterim ve etkinlikler, SALT Beyoğlu, Aynalı Geçit Etkinlik Mekânı, Dutch Chapel, Tütün Deposu ve Cezayir Salonu’nda ücretsiz olarak izlenebilir.

 

Festival hakkında geniş bilgi için: www.hihff.org

Basın iletişim: press@documentarist.org

PAYLAŞIM
Önceki İçerikYAŞAR İLKSAVAŞ : ‘ASİ KUŞ’
Sonraki İçerikD22'DE 'YİRMİ BEŞ' İN GALASI YAPILDI
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan