ANİMASYON FİLM FESTİVALİ

0



kolajCanlandıranlar Derneği ve Fransız Kültür Merkezi, Uluslarası Canlandırma Günleri’ni 7 – 8 Ekim’de İstanbul’da gerçekleştirecek. Katılımın ücretsiz olacağı festivalde 35’i aşkın film gösterilecek, çocuklara yönelik iki atölye ve söyleşiler düzenlenecek. Festivalin onur konuğu ise Fransız animasyon sinemasının efsane ismi Michel Ocelot.

 

İstanbul çocuklar ve içindeki çocuğu her daim canlı tutan yetişkinler için düzenlenecek uluslararası bir etkinliğe ev sahipliği yapacak. Canlandıranlar Derneği ve Fransız Kültür Merkezi’nin organize ettiği, AFCA (Fransız Canlandırma Sinema Derneği), İstanbul Animasyon Festivali, TRT Çocuk ve Bahçeşehir Üniversitesi’nin desteklediği Uluslararası Canlandırma Günleri (UCG) 7 ve 8 Ekim 2013 günlerinde Taksim’de Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. UCG’de 35’i aşkın film gösterilecek, çocuklara yönelik iki atölye ve söyleşiler yer alacak. Canlandırma sanatı ile dopdolu, hem büyüklere hem de küçüklere hitap edecek bu iki günde tüm etkinlikler ücretsiz izlenebilecek. UCG’yi Fransız animasyon sinemasının efsane yıldızı Michel Ocelot onurlandıracak.

Trendy Pazartesi, Ailevi Salı!

UCG’nin iki günü ayrı hedef kitleler için tasarlandı. Pazartesi günü büyüklere yönelik, salı günü ise çocuklar dahil tüm seyircilerin zevk alabilecekleri filmler gösterilecek.

6 Ekim Pazartesi günü, avangart filmleri sevenlere hitap ediyor.

Öğle seansında geçen sene çıkan, Couleur de Peau, Miel (Ten Rengi, Bal) gösterilecek. Gerçek görüntü, 2D ve 3D animasyonları karışıtıran bu filmde, Belçikalı bir aile tarafından evlat edinilen Koreli bir çocuğun hikayesi anlatılıyor. Jung kendi hayatını anlatan bu otobiyografik çizgi romanını Laurent Boileau ile birlikte filme uyarladı.

Öğleden sonra İstanbul Animasyon Festivali, Efe Efeoğlu tarafından hazırlanan çok özel iki seçki sunacak. İlk 75 dakikalık program festivalde son 10 yılda sunulan en iyi filmleri bir araya getiriyor. İkinci 75 dakikalık seçki ise 2013’e ait ve Türkiye’de hiç gösterilmemiş filmlerden oluşuyor.

Akşam seansı ise, dünyada büyük beğeni toplayan ve İstanbul’da henüz gösterilmemiş olan Joan SFAR’ın Hahamın Kedisi (2011). Filmde bir papağan yedikten sonra konuşmaya başlayan ve papağanın sahibi olan Hahamın kızına aşık olan bir kedinin maceraları konu ediliyor. Bu film için “Genel anlamda insanlık ve özelikle aptallık üzerine çok çağdaş bir eleştiri” diyor Paris Match yazarı Alain Spira.

Salı günü ise daha çok Michel Ocelot etrafında yapılandırıldı. Öğle seansı Michel Ocelot’nun İstanbullu seyircilerle özelikle paylaşmak istediği Azur ve Asmar’a yer veriyor. Film Michel Ocelot’nun anlatmayı sevdiği türden fantastik ögeler içeren şiirsel bir öykü.  Azur ve Asmar, beraber büyütülmüş ve sonradan zorla ayrı düşürülen iki arkadaşı, sarışın mavi gözlü soylu bir ailenin oğlu Azur ile dadısının koyu tenli kumral oğlu Asmar’ı merkeze alır. Kardeş gibi büyüyen çocuklar yetişkin olduktan sonra dağda hapsolmuş Djin perisini kurtarmak için rakip oluverirler.

Michel Ocelot ile Yuvarlak Masa

Michel Ocelot 1976’da çocuklara yönelik bir televizyon dizisiyle başladığı profesyonel hayatında kısa metrajdan uzun metraja geçince geniş bir tanınırlık kazandı. Her filmi milyonlarca izleyiciye ulaştı ve çok sağlam finansal geri dönüşler yaratabildi. Üstelik bunları yüksek sanat değerlerini gözeterek başardı. Türkiye’de animasyon uzun metrajı üzerinde çalışan veya projesi olan yönetmen, senarist veya yapımcılar ile Michel Ocelotbir araya gelerek fikir alışverişinde bulunabilecek. Bu yuvarlak masa buluşmasıBahçeşehir Üniversitesi’nde yapılacak.

Michel Ocelot: Fransız canlandırma sinemasının en büyük yıldızı

Michel OcelotNis’e yakın küçük bir şehirde doğan Michel Ocelot’nun  çocukluğu Afrika’da Gine’de geçer. Paris’e yerleşmeden önce gençlik yıllarını Fransa’nın kuzey batısındaki Anjoubölgesinde yaşar. Kendi kendini yetiştiren Ocelot, tüm kariyerini canlandırma sinemasına atfetti. 3 Mucit (1980, Bafta En İyi Kısa Metraj Animasyon, Londra) veZavalı Kambur (1983, En İyi Animasyon Cesar’ı, Paris) ürettiği kısa metrajlar arasında.

1998 yılında çıkan ilk Kirikou’yu Michel Ocelot meşhur eder, Kirikou ve Cadı geniş kitlelerin ve eleştirmenlerin beğenisini toplamayı başarır. Bu ilk başarıyı, gölgelerle eski öyküler anlatan Prens ve Prensesler‘i ve Bénédicte Gallup ile beraber çektiği yeni birKirikou, Kirikou ve Yabani Hayvanlar takip eder.  Dördüncü uzun metrajı, Azur ve Asmar (2006) Akdeniz’in iki yakasında geçen bir peri masalıdır. Film Cannes Film Festivali’nde Quinzaine des Réalisateur bölümüne seçilir.

2008’de Ocelot’nun Kirikou’dan önce çektiği bütün kısa metrajları, Michel Ocelot’nunSaklı Hazineleri başlığı altında DVD olarak yayınlanır.

Gölge tiyatrosu ve 3 boyutlu animasyon teknikleriyle çekilen Gecenin Hikayeleri (2011) 61. Berlin Festivali’ne seçilen tek Fransız uzun metrajlı film olur.

2012’de Kirikou’nun yeni maceları, Kirikou Erkekler ve Kadınlar adıyla seyircilere sunulur.

Michel Ocelot şu sıralar 1900’lü yılların Paris’inde geçen yeni bir uzun metraj üzerinde çalışıyor.


Michel Ocelot Filmleri:

Uzun metraj: Kirikou ve Cadı (1998), Prens ve Prensesler (2000), Kirikou ve Yabani Hayvanlar (2005), Azur ve Asmar (2006), Gecenin Öyküleri (2011), Kirikou Erkekler ve Kadınlar (2012).

Kısa metraj: 3 Mucit (1979), Eşitlik Kızları (1981), Zavallı Kamburun Efsanesi (1982), Dört Dilek (1987), Düğüne Misafir (2008).

Televizyon: Gédéon (1976), Duygusuz Prenses (1986), Sine Si (1989), Güzel Kız ve Büyücü (1992)

ANİMASYON FESTİVALİ PROGRAMI:

viewer (1)2viewer

 

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.