DEVLET OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN MUHTEŞEM PRODÜKSİYON SEYİRCİSİ İLE BULUŞTU

0

 

CARMINA BURANA SANATSEVERLERE MUHTEŞEM MÜZİKLER EŞLİĞİNDE GÖRSEL BİR ŞÖLEN SUNDU!

İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen Carmina Burana, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Türk Telekom Opera Salonu sahnesinin tüm teknik imkanları ile 27 Nisan Cumartesi akşamı prömiyerini gerçekleştirdi.

Eser, solistleri, orkestrası, korosu, bale sanatçıları, çocuk korosu ve balesi,Modern Dans İstanbul sanatçıları ve özel tasarım ekiplerinin oluşturduğu yaklaşık 250 kişilik kadrosu ile “koreografik sahne kantatı” olarak sanatseverlerle buluştu. 

AKM Türk Telekom Opera Salonu’nun sahne matematiğinin gözler önüne serildiği eserde, sahnenin tüm teknik imkanları kullanıldı. Carmina Burana’yı izleyen sanatseverler, döner sahne, sağ ve sol ön ve arka vagonların geçişleri, sofita borularının her birine bir zaman kodu verilerek adeta hepsinin birden dans ettiğine şahit oldular. 

Carmina Burana yeni koreografisi ve rejisi ile sahnenin en üst seviyede kullanıldığı görsel bir şova dönüşürken, AKM Türk Telekom Opera Salonu mekatronik sahne tasarımı ile adeta sanatçılardan biri olarak göz doldurdu. Işık konsepti de bu görsel şovun bir unsuru olarak eserdeki yerini aldı.

Eserin rejisini Devlet Opera ve Balesi Genel Müdür Yardımcısı Volkan Ersoy ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi Bale Başkoreografı Ayşem Sunal Savaşkurt üstlendi.

Carmina Burana’da yer alan 24 parça, Volkan Ersoy’un yanı sıra Deniz Özaydın, Berk Sarıbay, Özgür Adam İnanç, Alper Marangoz ve Ferhat Güneş koreografileri ile hareket bulurken, eseri İstanbul Devlet Opera ve Balesi korosu ve solist sanatçıları, soprano Nazlı Deniz Süren, tenor Ufuk Toker ile baritonKevork Tavityan seslendirdi.

 

Beuern Şarkıları olarak da bilinen “Carmina Burana”, Münih’teki Bayern Kütüphanesi’nde bulunan, 11., 12. ve 13. yüzyıldan kalan 254 şiir ve dramatik metinden oluşuyor. Müzisyen kökenli bir aileden gelen Alman Carl Orff tarafından bu metinlerden seçilmiş şiirler üzerine sahne kantatı olarak 1936 yılında bestelenmiş ve ilk kez 8 Haziran 1937’de Frankfurt Operası’nda sahnelenmiştir. 

Carmina Burana, Carl Orff’un Tironfi (Zaferler) üçlemesinin ilk eseridir. Doğayı ve aşkı dile getiren metinlere dayanan eserin çoğu bölümleri Orta Çağ Latincesi ve bazı bölümleri Orta Çağ Almancası kullanılarak yazılmıştır. Eser ritmik ve metrik yapıya sahip olan şarkılardan oluşur.

Carmina Burana, 27 Nisan akşamı gerçekleşen prömiyerinin ardından yineAKM Türk Telekom Opera Salonu’nda 29 Nisan’da saat 20.00’de sahnelenecek.Eser 1-14 Haziran tarihlerinde yapılacak olan 15. Uluslararası İstanbul Opera ve Bale Festivali’nde yeniden sanatseverlerle buluşacak. 

C. ORFF

CARMINA BURANA 

Koreografik Sahne Kantatı / 1 Perde

Orijinal Metin: Johann Andreas SCHMELLER

Libretto: Carl ORFF / Michel HOFMANN

Orkestra Şefi: Tolga Atalay ÜN / Zdravko LAZAROV

Reji: Volkan ERSOY/ Ayşem SUNAL SAVAŞKURT

Koreografi: Volkan ERSOY, Deniz ÖZAYDIN, Berk SARIBAY, Özgür Adam İNANÇ, Alper MARANGOZ, Ferhat GÜNEŞ

Dekor Tasarımı: Ferhat KARAKAYA

Kostüm Tasarımı: Olcay Engin KAYMAZ

Işık Konsept: Burhan SEZER

Koro Şefi: Paolo VILLA

Mekatronik Tasarımı: İbrahim ERDEM 

Ses Efekt: Rahman Altın

PAYLAŞIM
Önceki İçerik31.İSTANBUL CAZ FESTİVALİ +1’Lİ GECE GEZMESİ’YLE KADIKÖY SAHNELERİNE YAYILIYOR
Sonraki İçerik43. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ ÖDÜLLERİSAHİPLERİNİ BULDU
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan