İran müziğinin iki ustası 9 Kasım’da İstanbul’da

0

Anoushiravan Rohani’nin büyüleyici melodileri ve Homayoun Shajarian’ın eşsiz sesi aynı sahnede İstanbul’da buluşuyor. İranlı iki usta müzisyeni Epifoni organizasyonuyla 9 Kasım Cumartesi akşamı Ülker Sports Arena’da buluşturacak unutulmaz konserin biletleri online etkinlik platformu Biletinial’da satışta.

 Anoushiravan Rohani’nin büyüleyici melodileri ve Homayoun Shajarian’ın eşsiz sesi, müziğin sınır tanımayan evrensel dilinin kutlanacağı özel bir konserle İstanbul seyircisiyle buluşuyor. İranlı iki usta müzisyen, Epifoni organizasyonuyla 9 Kasım Cumartesi akşamı Ülker Sports Arena’da sahne alacak. Klasik İran melodilerinin zamansız cazibesinin batı müziğinin canlı ritimleriyle buluştuğu, kültürlerin ve müzik dehasının kaynaşacağı bu olağanüstü gecenin biletleri Türkiye’nin lider ve en kapsayıcı online etkinlik platformu Biletinial’da satışa çıktı.

Homayoun Shajarian’ın İstanbul’a dönüşünü işaret eden bu özel konserde, müzik türlerini kusursuz bir şekilde kaynaştırmasıyla tanınan Shajarian ve grubu kültürel sınırları aşan büyüleyici bir performans sunmak için sahneye çıkacak.

Benzersiz müziğiyle Doğu ve Batı arasında köprü oldu

Homayoun Shajarian’ın müzikal soyu, başarılı müzisyenlerden oluşan bir aileden gelen geleneklerle dolu. Geleneksel vokal tekniklerinin saygın bir ustası olan babası Maestro Mohammadreza Shajarian, bir sanat formu olarak Pers müziğinin manzarasını şekillendirmede önemli bir rol oynadı. Shajarian’ın kendi müzik serüveni beş yaşında, tombak olarak bilinen İran el davulunun ritimlerini ilk kez keşfetmesiyle başladı. Müzik dünyasının derinliklerine indikçe, Farsça yaylı bir telli çalgı olan kemençeyi benimsedi ve sonunda Tahran Müzik Konservatuarı’ndaki çalışmaları sırasında ana odak noktası haline getirdi.

Anoshirvan Rohani’nin müzik yolculuğu coğrafi sınırları aşarak dünya çapındaki müzik çevrelerinde uluslararası beğeni kazandı. Onu farklı kılan, küresel müzik sahnesinde saygı duyulan bir figür olarak durduğu İran sınırlarının ötesindeki dikkate değer başarısıdır. Hafif klasik müzik türüne yaptığı olağanüstü katkılar, Doğu ve Batı müzik gelenekleri arasında büyüleyici bir köprü görevi görerek benzersiz bir müzikal kimlik oluşturdu.

PAYLAŞIM
Önceki İçerikTimuçin Esen ile Leyla Tanlar “Dönüş” filminde buluştu
Sonraki İçerikSezonun Son Parlayan Yıldızları 29 Nisan’da İş Sanat’ta
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan