Cinsiyet eşitsizliği, müzik endüstrisini dönüştürüyor

0

Pek çok sektörde olduğu gibi müzik endüstrisinde de süregelen cinsiyet eşitsizliği sorunları, yeni bir dönüşüme kapı araladı. Kadın müzisyenler için dayanışma, savunuculuk, eğitim ve birlikte üretim platformu, kadın müzisyenlerin Türkiye’de daha çok temsil alanına sahip olması ve onları desteklemek amacıyla yürüttüğü faaliyetlerle özel ödüle layık görüldü.

Dünya genelinde pek çok sektörde mücadele konusu olan cinsiyet eşitsizliği, yerel müzik endüstrisinde bir dönüşüme kapı araladı. Kadın müzisyenler için dayanışma, savunuculuk, eğitim ve birlikte üretim platformu Sisters Music Chain, kadın müzisyenlerin Türkiye’de temsil edilmesi adına yürüttüğü faaliyetlerle Kadın Dostu Markalar’ın Farkındalık Ödülleri kapsamında jüri özel ödülüne layık görüldü. Ağırlıklı olarak İstanbul ve İzmir’de faaliyetlerini sürdüren platform, henüz dördüncü ayında 250 üyeye ulaşırken bu başarıların rüzgarıyla büyümeye devam ediyor. 

Sisters Music Chain Kurucusu Dr. Funda Lena ise konuya dair şu açıklamada bulundu: “Kadın müzisyenlerin Türkiye’deki müzik sektöründe özellikle bestecilik, aranjörlük, ses mühendisliği gibi rollerdeki temsilleri oldukça düşük. Ancak gelin görün ki, bu rollerde yetişmiş çok sayıda kadın müzisyen var. Sisters Music Chain olarak, kadın müzisyenlerin birbirlerine destek oldukları bir yapı kurduk. Platformdaki kadın müzisyenler, müzik alanındaki farklı konularda hem birbirlerinden hem de işin uzmanlarından bilgi alarak kendilerini geliştiriyor.”

“Türkiye’de müzik endüstrisi erkek egemenliği altında”

Türkiye’deki müzik endüstrisinde erkek popülasyonunun yüksek olduğuna dikkat çeken Dr. Funda Lena, “Türkiye’deki müzik sektöründe özellikle yönetimsel ve teknik rollerde büyük bir erkek hakimiyeti var. Oysa, ülkemizde çok yetenekli ve iyi eğitimli birçok kadın müzisyen bulunuyor. Fakat, kadınların sektörde hak ettikleri yerlere gelmelerinin önünde birçok engel mevcut. Bu engellerin varlığı, ailelerin yetenekli kız çocuklarını müzik sektörüne yönlendirmesine de engel oluyor. Belki de Türkiye, dünya çapında ses getirebilecek yeni kadın müzisyenlerden mahrum kalıyor. Biz de sektöre getirdiğimiz dayanışma ruhu ve gelişim ortamı sayesinde, daha adil ve eşit bir müzik sektörü yaratılmasına katkıda bulunuyoruz. Platformda, kadın müzisyenlerin ihtiyaç duyduğu her konuda eğitimler organize ediyoruz. Kadın müzisyenlerin sektörde karşılaştığı sorunları ele alarak yapıcı politikaların geliştirilmesinin ve uygulanmasının önünü açıyoruz” dedi.

“Kuruluşumuzun ilk aylarında çalışmalarımızla ses getirmeye başladık”

Platformun çatısı altındaki kadın müzisyenlerin hem yeni şarkı prodüksiyonları hem de üst düzey sahne gösterilerinin hazırlığı içinde olduğunu ifade eden Sisters Music Chain Kurucusu Dr. Funda Lena, sektörde cinsiyet rollerindeki değişime katkıda bulunmak için farkındalık yaratılması gerektiğini düşünüyoruz. Online platformlarda en çok dinlenen ilk 100 şarkı listeleri incelendiğinde kadın şarkıcıların oranı %40 civarında seyrediyor. Kadın söz yazarlarının oranı ise %15-20, kadın bestecilerin oranı %8-10 civarında. Kadın aranjör oranı ise 0. Yine popüler müzik alanında kadın eşlikçi müzisyen oranı da oldukça düşük. Aslında bu alanda yetişen profesyonel müzisyenler Türkiye’de mevcut” şeklinde konuştu. 

“Bu ödül, yaratmak istediğimiz farkındalık için oldukça önemli bir kilometre taşı”

Sisters Music Chain Kurucusu Dr. Funda Lena, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu ödül de faaliyetlerimiz için oldukça önemli bir kilometre taşı. Sesini duyurmak, daha görünür olmak ve sistemin dayattığı eşitsizliğe karşı gelmek isteyen tüm kadın müzisyenleri platformumuza bekliyoruz. Türkiye’nin her yerinden profesyonel ve amatör kadın müzisyenlere açığız.”

PAYLAŞIM
Önceki İçerikRap sanatçılarına destek platformundan, minimum 400 genç yeteneğe ücretsiz klip çekimi
Sonraki İçerikYAZAN KADINLAR KALEMLERİNİ BİRLEŞTİRDİ, İLK ÖYKÜ KİTAPLARI ÇIKTI
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan