TİYATROLAR ÇÖKÜŞTE!!!

0

Son zamanlar Covid-19 salgının artması üzerine tedbirler yoğun bir şekilde alınmaya başlandı. Kültür Sanat etkinliklerinin yapıldığı ortamlarda korona tedbirleri de özenli olarak alındı. Buna karşılık tiyatro ve kültür sanat etkinlikleri yapan kurumlar yine de cezanlandırıldı. Oysa tedbirin alınmadığı ortamlar kahvehaneler, düğünler derneklerdi. Buralara yönelik çözüm ve gerekiyorsa sınırlamalar konulmalıydı. Tedbirlerin alınmadığı bir Kültür Sanat etkinliğine denk gelmedim. Herkes maskesini takmış,  sosyal mesafeye uygun oturmuş, gösteriler açık havada genellikle yapılıyordu. Tiyatromuz yaşasın derken ve tiyatroya çözümler ararken tiyatroların tekrar yasaklanması üzerine Tiyatro Kooperatifi ortak bir açıklama yaptı. Bizlerde bu açıklamayı sizlerle paylaşıyoruz.

 

İKİ SEÇENEK VAR:

SEKTÖRÜN ÇÖKÜŞÜNE ŞAHİTLİK ETMEK YA DA

YILLARA DAYALI KÜLTÜREL MİRASA SAHİP ÇIKMAK!

 

İstanbul İli Umumi Hıfzıssıhha Meclisi’nin 11.09.2020 Cuma günü yapılan olağanüstü toplantısında alınan 89 sayılı kararın “Açık alanlarda yapılacak; konser, gösteri, festival vb. etkinliklere 14.09.2020 08:00’den itibaren hiçbir surette kesinlikle müsaade edilmeyecektir” maddesi ile birlikte tüm sahne sanatları faaliyetleri ne yazık ki durmuştur.

 

Mart ayında verilen öncelikli ilk tedbir kararıyla salonlarımız Temmuz ayına kadar tamamen kapatıldı. Sahne önü ve arkasındaki binlerce çalışan, 6 aydır gelir elde edememekte; ekonomik olarak çok zor zamanlardan geçmektedir.  Oluşturulan geçici önlemler de ne yazık ki yetersiz kalmaktadır. İstanbul İli Umumi Hıfzıssıhha Meclisi tarafından alınan bu karar; belediyeler ve özel sektörle beraber, sahne sanatlarına destek amaçlı üretilen açık hava sahnelerinde yer alma imkanını da ortadan kaldırarak sahne sanatları alanının son umudunu da tüketmiştir.

 

Kuşkusuz ki salgın koşullarında toplumun her bir zerresi çeşitli ölçülerde yara almış ve almaya devam etmektedir. Ancak bu gibi olağanüstü koşullara çözüm üretmesi gereken yegâne yapı, devlet mekanizmasıdır. Gerçek ve planlı risk yönetimi, ancak bu mekanizmayı işler kılmakla uygulanabilir. Anlık kararlar ve kısa dönemli çözümler, var olan problemi daha da derinleştirmekten öteye gitmemektedir.

 

Seyircimizin, oyuncularımızın ve emekçilerimizin sağlığı bizler için her şeyden önemli. Bu süreçte yapılan uygulamalarda bu hassasiyetimiz açıkça görülmektedir. Lakin Temmuz ayı itibarıyla, kontrollü serbestlik kapsamında Sağlık Bakanlığı’nca belirtilen tüm tedbir koşullarına uyulmasına rağmen; yayınlanan genelgeyle yasaklanan düğün, kına gecesi, nişan, nikah, sünnet düğünü vb. eğlencelere, “tiyatro” etkinliklerinin de salt eğlence olarak görülüp dahil edilmesi bizleri derinden yaralamıştır.

 

Bu nedenle tüm yetkililere sahne çalışanları, sahipleri ve sanatçıları adına açık çağrımızdır;

 

Devlet kurumları, sektör temsilcileri, bilim kurulları ile gerçekçi; geleceği hedefleyen; sanatın sürekliliğini önceliğine alan ve hak ettiği değeri teslim eden; sektördeki tüm çalışanların ekonomik ve sosyal haklarını göz önünde bulunduran planlamalarla sahne sanatlarını mümkün olan azami koşullarda korumak için elimizden geleni yapalım.

 

Bu konuda iş birliği yaparak, acil önlem ve kalıcı çözümler üretilmesini talep ediyoruz. Aksi halde çok yakın bir zamanda tüm alanın çöküşüne şahitlik edeceğiz. Buna engel olmak için Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarını sorumlu davranmaya ve beraber çözüm üretmeye davet ediyoruz.

 

Salgının ve sahne sanatlarındaki krizin yedinci ayına ve yeni tiyatro sezonuna girerken çözüm önerilerimizi yinelemek isteriz;

 

1) Salgın dönemine özel acil bir yardım fonu oluşturularak var olan krizin hafifletilmesi

2) Sahne sanatlarının ayakta kalması için gereken maddi koşulların oluşturulması

3) Var olan sahnelerin ayakta kalabilmesi ve seyirciyle buluşabilmesi için salonlarda standardın oluşturulması

 

Tiyatrolar, sahne çalışanları, sahipleri ve sanatçıları adına acil çözüm çağrımızı paylaşmanız dileğiyle…

 

Tiyatro Kooperatifi

PAYLAŞIM
Önceki İçerikVenedik’te eleştirmenlerin Büyük Ödül’ü ‘Hayaletler’e!
Sonraki İçerik31. Ankara Uluslararası Film Festivali’nin kazananları belli oldu. En İyi Film: Bilmemek
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan