T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle düzenlenen 31. Ankara Uluslararası Film Festivali’nin kazananları belli oldu. Festivalde ulusal uzun, belgesel ve kısa film kategorilerinde gerçekleşen yarışmaların birincileri bu gece Büyülü Fener Sineması’nda düzenlenenen ve pandemi önlemleri nedeniyle seyirciye kapalı gerçekleşen gecede belli oldu. Ulusal Uzun Film Yarışması’nda En İyi Film Ödülü Leyla Yılmaz’ın “Bilmemek” filmine verilirken; En İyi Yönetmen Ödülü “Topal Şükran’ın Maceraları” filmiyle Onur Ünlü’ye, Mahmut Tali Öngören En İyi İlk Film Ödülü ise Cihan Sağlam’ın yazıp yönettiği “Uzun Zaman Önce” filmine verildi. Yarışmada Ayten Başer Yetimoğlu’nun “İçimdeki Küller” adlı filmi en iyi belgesel, Yılmaz Özdil’in yönettiği “Barê Giran” (Ağır Yük) da en iyi kısa film seçildi. Festivalin Ankara temalı kısa ve belgesel film üretimini teşvik etmek amacıyla bu yıl ilkini verdiği VEKAM Özel ÖdülüYasin Semiz’in “Asfaltın Altında Dereler Var!” adlı filmine gitti.

 

  1. Ankara Film Festivali’nin ödülleri belli oldu!

 

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle düzenlenen 31. Ankara Uluslararası Film Festivali’nin kazananları belli oldu. Festivalde ulusal uzun, belgesel ve kısa film kategorilerinde gerçekleşen yarışmaların birincileri bu gece Büyülü Fener Sineması’nda düzenlenenen ve pandemi önlemleri nedeniyle seyirciye kapalı gerçekleşen gecede belli oldu. Ulusal Uzun Film Yarışması’nda En İyi Film Ödülü Leyla Yılmaz’ın “Bilmemek” filmine verilirken; En İyi Yönetmen Ödülü “Topal Şükran’ın Maceraları” filmiyle Onur Ünlü’ye, Mahmut Tali Öngören En İyi İlk Film Ödülü ise Cihan Sağlam’ın yazıp yönettiği “Uzun Zaman Önce” filmine verildi. Yarışmada Ayten Başer Yetimoğlu’nun “İçimdeki Küller” adlı filmi en iyi belgesel, Yılmaz Özdil’in yönettiği “Barê Giran” (Ağır Yük) da en iyi kısa film seçildi. Festivalin Ankara temalı kısa ve belgesel film üretimini teşvik etmek amacıyla bu yıl ilkini verdiği VEKAM Özel Ödülü, Yasin Semiz’in Asfaltın Altında Dereler Var!” adlı belgesel filmine gitti.

 

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle ve Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından düzenlenen 31. Ankara Uluslararası Film Festivali’nin kazananları bu gece (10 Eylül) belli oldu. Küresel pandemi önlemleri nedeniyle seyirciye kapalı olarak Büyülü Fener Sineması’nda gerçekleşen ve sunuculuğunu Ünsal Ünlü’nün yaptığı gecede ulusal uzun, belgesel ve kısa film dallarında ödüller sahiplerini buldu.

 

“Festival yapmak çölde lale yetiştirmek gibi bir şeydir”

Festival adına kapanış konuşmasını Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı Başkanı İrfan Demirkol yaptı ve şunları söyledi: “Covid-19 salgını nedeniyle, sinemaların kapanması, festivallerin ertelenmesiyle ilgili olarak, hep ‘ne yapabiliriz’in yanıtını bulmaya çalıştık. Ne zaman? Nasıl? Nerede? Niçin? Tüm sorulara en sağlıklı, en güvenli, en mantıklı yanıtları bulmalıydık. Festival ekibimizle, danışmanlarımızla ve bilim insanlarıyla toplantılar yaptık. Pandemi koşullarında, en yüksek güvenli ve sağlıklı önlemleri alarak, gerçek anlamda festivalimizi yapmaya karar verdik. Gençlerin ustalarla buluştuğu, filmler üzerine tartışmaların olduğu, festival havasının korunduğu, hasretin giderildiği bir festival olsun istedik. Bilime inanmayı, sorumluluk almayı ve mücadele etmeyi seviyoruz herhalde… Festivalimizin kurucusu Mahmut Tali Öngören, “Festival yapmak çölde lale yetiştirmek gibi bir şeydir” dememiş miydi zaten. Bu zorlu süreçte bizlerle olan ve desteklerini esirgemeyen, siz sanatçı dostlarımıza, sevgili jüri üyelerimize, sinema yazarlarımıza, sinema seyircilerimize, sponsorlarımıza ve tüm festival ekibine yürekten teşekkür ederiz.”

 

En İyi Film “Bilmemek”

Ulusal Uzun Film Yarışması’nda bu yıl 10 film yarıştı. Başkanlığını yönetmen Yeşim Ustaoğlu’nun yaptığı ve kurgucu Aylin Zoi Tinel, oyuncu Berkay Ateş, oyuncu Tuğçe Altuğ ve sinema yazarı Uğur Vardan’dan oluşan Ulusal Uzun Film Yarışması Jürisi, “Bencil, sıkışmış dünyalarından çıkamayan bireylerin, büyümekte olan bir çocuğu anlamadaki acizliklerini çok etkileyici bir dille anlatabilme becerisi ve toplumsal çürümeye yaptığı vurgudan dolayı” “Bilmemek” filmini En İyi Film seçti.

 

Leyla Yılmaz’ın yönettiği “Bilmemek”, 50 bin TL değerindeki En İyi Film Ödülü’nün yanı sıra; En İyi Yardımcı Rolde Kadın Oyuncu (Senan Kara) ve En İyi Yardımcı Rolde Kadın Oyuncu (Emir Özden) dallarında da ödüllerin sahibi oldu.

 

‘En İyi Yönetmen’ Onur Ünlü

En İyi Yönetmen Ödülü ise “Topal Şükran’ın Maceraları” filmiyle Onur Ünlü’ye verildi. Emel Erden de aynı filmdeki çalışmasıyla En İyi Sanat Yönetmeni Ödülü’nü kazandı.

 

‘Uzun Zaman Önce’ye 3 ödül

Festivalin kurucusu Mahmut Tali Öngören adına verilen En İyi İlk Film Ödülü’nü bu yıl, Cihan Sağlam’ın yazıp yönettiği “Uzun Zaman Önce” adlı filmi kazandı. Jüri kararında, “Erkek egemen dünyanın yozlaşmış iktidar ilişkileri içinde insanın kendisi gibi olabilme halinin elinden alınmışlığını ve sevebilmenin imkansızlığını güçlü karakterler ve tutarlı atmosferle anlatabilmesinden dolayı” denirken; filmdeki performansıyla Serdar Orçin’e En İyi Erkek Oyuncu Ödülü, Uygur Yiğit’e de En İyi Özgün Müzik Ödülü verildi.

 

‘En İyi Kadın Oyuncu’ Selen Uçer

En İyi Kadın Oyuncu Ödülü, “Aşk, Büyü Vs.”deki performansıyla Selen Uçer’e verildi. Filmin yönetmeni ve yazarı Ümit Ünal da Onat Kutlar En İyi Senaryo Ödülü’nü kazandı.

 

Yarışmada ayrıca, En İyi Görüntü Yönetmeni “Şair” filmi ile Hakan Körezli seçilirken, Maryna Er Gorbach ve Aziz İmamoğlu da Omar ve Biz” ile En İyi Kurgu Ödülü’nün sahibi oldular.

 

SİYAD Ödülü Topal Şükran’ın Maceraları”na

Hasan Nadir Derin, Kerem Akça ve Kurtuluş Özyazıcı’dan oluşan Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Ödülü de, “Sinemamızda benzerine pek rastlamadığımız bir anlatım tarzını kullanarak toplumumuzda kadının sessizleştirilmesini zekice vurguladığı için” Onur Ünlü’nün Topal Şükran’ın Maceraları” filmine verildi.

‘İçimdeki Küller’ En İyi Belgesel

11 filmin yarıştığı ve akademisyen Nihan Gider Işıkman, yönetmen, senarist ve yapımcı Rena Lusin Bitmez ile yönetmen ve belgesel yapımcısı Zeynep Gülru Keçeciler’in jürliğinde yapılan Ulusal Belgesel Film Yarışması’nın birincisi ise Ayten Başer Yetimoğlu’nun “İçimdeki Küller oldu. 20 bin TL değerinde En İyi Belgesel Film Ödülü’nün sahibi olan ve 31 Ocak 2008 tarihinde Zeytinburnu’ndaki Davutpaşa Emek İş Hanı’nda yaşanan patlamayı konu alan “İçimdeki Küllerin ödül gerekçesinde, “Samimi ve güçlü karakter kuruluşu, konunun detaylandırılmasında başvurulan araştırma ve arşiv çalışmasının yeterliliği ve önemli bir bellek çalışması olması nedeniyle” denildi.

 

Yılın kısa filmi ‘Barê Giran’

Ulusal Kısa Film Yarışması’nda bu yıl 14 film yarıştı ve akademisyen Andreas Treske, yapımcı Bulut Reyhanoğlu ve oyuncu Şenay Gürler’den oluşan Ulusal Kısa Film Yarışması Jürisi, Yılmaz Özdil’in “Barê Giran (Ağır Yük)” adlı filmine 10 bin TL değerindeki En İyi Kısa Film Ödülü’nü verdi. Jüri kararında ise şunlar söylendi:“‘Barê Giran’ kadrajdan oyuncu seçimine, ses tasarımından kamera kullanımına, yalın anlatım dili, oyuncu yönetimi, mekânları konuyu desteklemek için en iyi şekilde kullanması, görüntülerin sinematografik etkileyiciliği ve diyalogların gerçeklik ve sadelikle verilmesi ile ön plana çıkıyor. Detay çalışmalarıyla Robert Bresson’un ‘Balthazar’ filmini hatırlatması ve sinema sanatına uyumlu olması ile dramaturjinin kusursuzluğu ve kısa film için uygun anlatım formatının olması jüriyi etkilemiştir. Sonuç olarak; anlattığı konunun derinlikli ve evrensel olmasıyla En İyi Kısa Film Ödülü’ne layık görülmüştür.”

 

VEKAM’dan Ankara filmine ödül

Ankara Uluslararası Film Festivali’nin Koç Üniversitesi’nin Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM) ile ortaklaşa düzenlediği ve Ankara temalı kısa ve belgesel film üretimini teşvik etmek amacıyla bu yıl ilkini verdiği 10 bin TL değerindeki VEKAM Özel Ödülü’nü ise, Yasin Semiz’in “Asfaltın Altında Dereler Var!” adlı filmi kazandı. Akademisyen İpek A. Çelik Rappas, belgesel yönetmeni Kerime Senyücel ile akademisyen Seçil Büker’den oluşan jüri, kararında şunları söyledi: “Belgesel, Ankara’da yapılaşma ve çarpık kentleşmenin çevre ve insan üzerinde etkileri gibi güncel ve önem arz eden bir konuya beklenmedik bir bakış açısıyla, Ankara’nın dereleri ve su kaynakları üzerinden, yaklaşarak jüri üyelerinin dikkatini çekmiş ve beğenisini kazanmıştır. Güncel bir probleme tarihi yaklaşımı ile derinlik kazandırmış bu çalışma, arşiv ve bilir kişiler üzerinden yapılan araştırmalara dayanarak kurgulanmış ve bu niteliği ile yarışma duyurusunda belirtilen kriterlere riayet etmiştir. Belgesel ayrıca ilgili kent sakinleri ve şehir planlamacılardan sahne sanatçılarına uzanan geniş yelpazede Ankaralılara mikrofon uzatarak çevre sorununu kişilere etkisi ve kişilerin sorunlara yaklaşımları üzerinden aktarma başarısını göstermektedir. Tüm bunların yanında özellikle giriş ve son plandaki müzik ve animasyon kullanımı görselliğe estetik katmaktadır.” “Asfaltın Altında Dereler Var!” ayrıca, VEKAM Kütüphanesi ve Arşivi’ne girmeye de hak kazandı.

 

Yerli ve genç sinemaya destek

Ankara Uluslararası Film Festivali’nin Türkiye sinemasının yeni yaratıcılarına ve yenilikçi projelerine destek olmak amacıyla düzenlediği Ulusal Uzun Proje Geliştirme Desteği Yarışması’nın kazananı Murat Uğurlu’nun “Hak Edilmiş Bir Öpücük” adlı projesi olmuş ve 30 bin TL tutarında para destekli ödül festivalin Açılış Töreni’nde verilmişti.

 

Festivalde yarın son gün

Festivalin son günü olan 11 Eylül‘de ise Dünya Sineması bölümünden filmler gösterilecek. Éric Rohmer’in 1970 tarihli başyapıtı “Claire’s Knee / Clairein Dizi, Macar sinemacı Zoltán Fábri’nin 1956 yapımı klasiği “Profesör Hannibal, Nina Hoss’un San Sebastián ve Stockholm film festivallerinden ödüllerle dönen performansıyla öne çıkan gerilim dozu yüksek drama “The Audition / Seçmeler”, bağımsız İtalyan sinemacı Danilo Caputo’nun etkileyici bir isyan ve yeniden doğuş hikâyesi anlattığı filmi “Sow the Wind / Rüzgârı Eken”, Almanyalı yönetmen Arne Körner’in yönettiği kara komedi “Gasmann” ve Polonyalı yönetmen Andrzej Munk’un adını Beethoven’ın 3. senfonisinden alan savaş komedisi “Eroica”, bu yıl festivalin son gösterimleri olacak.

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından düzenlenen 31. Ankara Uluslararası Film Festivali’nin biletleri, Kızılay Büyülü Fener Sineması gişelerinden ve biletinial.com’dan satın alınabilir.

Ankara Uluslararası Film Festivali

3-11 Eylül 2020, Kızılay Büyülü Fener Sineması

 

ÖDÜLLER

 

ULUSAL UZUN FİLM YARIŞMASI

 

En İyi Film (50.000 TL)

Bilmemek / Leyla Yılmaz

Yapımcılar: Evren Parlar, Ateş İlyas Başsoy, Chris Elsey

Mahmut Tali Öngören En İyi İlk Film (10.000 TL)

Uzun Zaman Önce / Cihan Sağlam

En İyi Yönetmen

Onur Ünlü / Topal Şükran’ın Maceraları

En İyi Kadın Oyuncu

Selen Uçer / Aşk, Büyü Vs.

En İyi Erkek Oyuncu

Serdar Orçin / Uzun Zaman Önce

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu

Senan Kara / Bilmemek

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu

Emir Özden / Bilmemek

Onat Kutlar En İyi Senaryo

Ümit Ünal / Aşk, Büyü Vs.

En İyi Görüntü Yönetmeni

Hakan Körezli / Şair

En İyi Sanat Yönetmeni

Emel Erden / Topal Şükran’ın Maceraları

En İyi Özgün Müzik

Uygur Yiğit / Uzun Zaman Önce

En İyi Kurgu

Maryna Er Gorbach, Aziz İmamoğlu / Omar Ve Biz

Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Ödülü

Topal Şükran’ın Maceraları / Onur Ünlü

 

ULUSAL BELGESEL FİLM YARIŞMASI

 

En İyi Belgesel Film (20.000 TL)

İçimdeki Küller / Ayten Başer Yetimoğlu

 

ULUSAL KISA FİLM YARIŞMASI

 

En İyi Kısa Film (10.000 TL)

Barê Giran (Ağır Yük) / Yılmaz Özdil

 

VEKAM ÖDÜLÜ

VEKAM Özel Ödülü (10.000 TL)

Asfaltın Altında Dereler Var! / Yasin Semiz

 

ULUSAL UZUN PROJE GELİŞTİRME DESTEĞİ YARIŞMASI

En İyi Proje (30.000 TL)

Hak Edilmiş Bir Öpücük / Murat Uğurlu

PAYLAŞIM
Önceki İçerikTİYATROLAR ÇÖKÜŞTE!!!
Sonraki İçerik‘Menajerimi Ara Dizisi’nde Konuk Oyuncu:Rıza Kocaoğlu
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan