İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nden;

“THE RAKE’S PROGRESS” (Hovardanın Sonu) “Şeytan; hovarda kalplere, ellere ve zihinlere, her zaman yaptıracak bir iş bulur.”

Dünyada ilk kez 1951 yılında sahnelenen, İstanbul’da sahnelendiği sezonlarda büyük ilgi gören “The Rake’s Progress” (Hovardanın Sonu), bu sezonda da seyirci ile buluşmaya hazırlanıyor.

Igor Stravinsky’nin bestelediği eserin, Librettosu (opera metni), W.H. Auden and Chester Kallman tarafından kaleme alındı. Aytaç Manizade’nin rejisi ile sahnelenecek eser, komedi ve trajedi öğeleri içeren konusu ile dikkat çekiyor. 18.yy İngiltere’sinde geçen ve İngilizce olarak seslendirilen eser; Hovardalığı iş edinmiş Tom Rakewell’in çöküşü üzerine kurulu. Sonradan şeytan olduğu ortaya çıkan Nick Shadow’a uyarak, evlenmeyi düşündüğü Anne Trulove’ı terk edip Londra’ya gönül eğlendirmeye gider. Üç kağıtçı Shadow yüzünden başına gelmedik olay kalmayan Tom’un hikayesi, Londra’daki bir tımarhane’de son bulur.

Orkestra şefliğini Can Okan’ın yaptığı eserin dekor tasarımı Efter Tunç’a, kostüm tasarımı Ayşegül Alev’e, koro yönetimi Paolo Villa’ya, ışık tasarımı Yakup Çartık’a, devinim ve jest ise Canberk Yıldız’a ait.

Operanın başrollerinde; Kenan Dağaşan, Ali Haydar Taş (Trulove), Otilia İpek, Burcu Soysev , (Anne Trulove), Caner Akın, Onur Turan (Tom Rakewell), N.Işık Belen , Umut Tingür (Nick Shadow), Peyman Dorkan, Arzu Semerci (Mother Goose), Aylin Ateş, Jaklin Çarkçı, Özge Kalelioğlu (Baba the Turk), Ahmet Baykara, Çağrı Köktekin (Sellem), Sercan Gazeroğlu, Yücel Özeke (Keeper of the madhouse) dönüşümlü olarak rol alıyorlar.

13-14-17-18-20-21 Mart 2020

Kadıköy Bld. Süreyya Opera Sahnesi

PAYLAŞIM
Önceki İçerikAKBANK KISA FİLM FORUM: SENARYO YARIŞMASI FİNALİSTLERİ BELİRLENDİ
Sonraki İçerikMurathan Mungan Ankaralı hayranlarıyla imza gününde buluşuyor
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan