İstanbul’la İlgili Yeni Araştırmaları Kaynağından Dinleyin!

0

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün yeni etkinlik dizisi “Bursiyer Konuşmaları,” kentin bilinmeyen yönlerini konu edinen bilimsel çalışmaları meraklılarıyla buluşturuyor. Enstitü’den araştırma desteği alan çalışmaların paylaşıldığı konuşma dizisi, Birinci Dünya Savaşı yıllarında işgal altındaki İstanbul’un eğlence hayatından, günümüz alternatif film gösterim mekânlarına, İstanbul’un köpeklerinden 1950’lerin “ideal Türk” tasvirine, pek çok konuyu gündeme taşıyor.

 


İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, 
Bizans, Osmanlı, Atatürk ve Cumhuriyet Araştırmaları bölümleri ve “İstanbul ve Müzik” Araştırma Programı’na yönelik akademik çalışmaları desteklemek amacıyla, geçtiğimiz yıl dört farklı burs kategorisinde açık çağrıda bulundu. Yeni yaklaşım ve yayımlanmamış belgelerle İstanbul çalışmalarına katkıda bulunacak araştırmaların değerlendirmeye alındığı programa çok sayıda araştırmacı başvurdu. Katılan adaylar arasından 11 araştırmacı, Doktora Sonrası Araştırma ve Yazma BursuDoktora Adayları için Araştırma ve Yazma BursuSeyahat BurslarıAkademik Etkinlik Bursları kategorilerinde destek almaya hak kazandı. Halen projelerine devam eden bu bursiyerler, Enstitü’nün düzenlediği konuşma dizisiyle çalışmalarını daha geniş bir kitle ile paylaşma fırsatı bulacak.

Savaş ve kentsel dönüşüm işgali altındaki İstanbul üzerine iki çalışma

Konuşma dizisinin ilk etkinliği, Ceren Abi ve Sezen Kayhan’ın katılımıyla 20 Şubat Perşembe günü gerçekleştirildi. Tarih doktorasını Kaliforniya Üniversitesi’nde tamamlayan Ceren Abi, “Levantinia? İşgal İstanbul’unda Eğlence ve Kültürel Mekânlar (1918-1923)” başlıklı çalışmasında, işgal eden ve edilenler arasındaki ilişkiler üzerinden kamusal alan ve eğlence mekânlarına ilişkin yerleşik literatürü sorguluyor. Birinci Dünya Savaşı’nın ve ardından gelen işgalin çeşitli kültürel aktivitelerle meşgul olmak için benzersiz fırsatlar yarattığı tespitinde bulunan araştırmacı, bu sosyal ve politik değişim döneminde toplulukların kültürel etkinliklere girişmek için keşfettikleri yeni motivasyonları mercek altına alıyor. İletişim alanındaki çalışmalarını Koç ve Antwerp Üniversitelerinin ortak doktora programında yürüten Sezen Kayhan ise “Büyük Perdeden Küçük Salona: İstanbul’un Alternatif Film Gösterim Mekânları” başlıklı araştırmasında alternatif film gösterim mekânları üzerinden, sinema izleyicisi ve şehir arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Son yıllarda İstanbul’da, alternatif film gösterim mekânlarının hızla artmasını kentsel dönüşüm nedeniyle şehirde kendine yer bulamayan sinema salonlarının kapatılmasına bağlayan çalışma, otoriter kültür politikalarının ve sermayenin İstanbul’daki seyir kültürünü nasıl değiştirdiğini keşfetmeyi amaçlıyor.

Bursiyer Konuşmaları’nın sonraki konuşmacıları ve konu başlıkları şöyle:

19 Mart 2020, 18.30
İstanbul’da 1720 Sûr-ı Hümâyun’u: Yeni Kaynaklar Işığında Bir Osmanlı Şenliğinin Bütünsel Analizi
Sinem Erdoğan İşkorkutan

Şiddet ile İhtimam Arasında: İstanbul’un Köpekleri
Mine Yıldırım

9 Nisan 2020, 18.30
Towards a New Turkishness: Islam, Education, and the “Ideal Turk” in the 1950s
Sinan Ekim

Early Modern Plays Depicting the Reign of Süleyman I
Sarah Knight

 

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü aynı zamanda bir kütüphane! Kütüphane çalışma saatleri hakkında ayrıntılı bilgi için web sitesini ziyaret edebilirsiniz: http://www.iae.org.tr

PAYLAŞIM
Önceki İçerikKayıp Oyun “C A R D E N I O” Tüm Sezon Boyunca Sahnede!
Sonraki İçerikFAIRMONT QUASAR ISTANBUL’DA CAZ RÜZGARI ESTİ
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan