2017/2018 Tiyatro sezonunun Nisan ayında Tatavla Sahne’de prömiyer yapan fiziksel tiyatro  oyunu “An” Ocak ayında da sahne alıyor. Metni olan olan sözün kullanılmadığı bir oyun. Hiç sözün adece hareket performansına dayalı oyun  seyircinin dikkatini çekti. 

AN oyunu aynı zamanda tiyatroda metnin yeri nedir? tartışmasına da bir açıklık getiriyor. Müzik, dans, bedensel performansla da bir konunun gayet güzel işlenebileceğini tiyatroseverlere ispatlıyor. Seyircilerin gösterdiği ilgi bunun en güzel kanıtı. Tiyatroya gelen seyirci de bir kendi düşüncesinde yeni yaratımlara girmek istiyor. Tıpkı kitap okumada yaşanan haz gibi…

 

Özge Midilli’nin tasarımını ve koreografisini yaptığı oyunda,  Semah Tuğsel, Tuğrul Arsever, Müge Çiçek, Ertan Kılıç ve Özge Midilli oynuyor. Oyunun müzik tasarımını Emrah Can Yaylı üstlenirken oyunda 6. Oyuncu gibi rol alan video görsellerinin görüntü yönetmeni ise Buğrahan Özbideciler.

Herkesin baştan sona soluk almadan izlediği oyunda, zamanın başlangıcından bugüne bireyi ve toplumları yozlaştıran, doğadan ve doğal olandan uzaklaştıran herşey bir film karesi gibi işleniyor. Oyunun tasarımcı Özge Midilli An’dan şöyle bahsediyor;

“Zaman çok hızlı ilerliyor, oğlum çarçabuk büyüme telaşında, içimde dışımda zihnimde tarifsiz bir hız…oysa ben hep anlarin tam ortasında duraliyorum, iyi geliyor sanki …derken büyükler gibi konuşmaya başlıyorum, “bizim zamanımızda ..”diye başlayan cümleler kuruyorum. Büyümüşüm demek ne kadar hızlı..oysa ben hala öğle güneşi çillerimi çıkarmasın diye evimizin  bahçesinde ki koca çınar ağacının gölgesine sığınmışım , karıncaları  besliyorum…ben hep ağaçlara sığınıyorum. Bu aralar az korku var içimde…aşka, inançlara ve insanların buz kesmiş hallerine korkum var ..Beşer olanın bu yasam yarışı ürkütüyor beni, kimsenin en’i , bir diğerinin ötekisi olmak istemiyorum…ben an’in içinde bir anı olarak kalmak istiyorum ve diyorum ki “müziğin sesini duyamayanlar, dans edenleri deli sanıyor “sevgimle…”

 

              Birçok  temsilini kapalı gişe oynayan oyunu yeni yılda 25 Ocak Cumartesi günü Saat: 18:00 da izleyebilirsiniz. Etkinlik biletlerini Tiyatro Gişesinden,

0 212 233 52 30 numaralı telefonu arayıp rezervasyon yaptırarak alabilirsiniz. Ayrıca elektronik bilet kanalı olan Biletix den de online olarak bilet temin edebilirsiniz. Biletler tükenmeden hemen yerinizi alın!!!

 

Oyun Fragmanı için;

//www.youtube.com/watch?v=HFo6mXsJQmo

PAYLAŞIM
Önceki İçerik‘Neyzen’ Işıl Kasapoğlu Rejisi ile Zorlu PSM’de
Sonraki İçerikNotre Dame’si Kanburu Müzikali Tramp’ta
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan