Annem Filminin Galasında Halkla İlişkiler Skandalı

0

Senaryosunu Ayşe Balıbey, Evren Erdoğan, Bener Karaçor’un yazdığı, Mustafa Kotan’ın Yönetmenliğini yaptığı Sumru Yavrucuk ve Özge Gürel’in başrollerini paylaştığı ‘Annem’ Filminin Galası yapıldı. Çok sayıda davetlinin katıldığı gala gecesinde Vicdanları rahatsız eden bir olay yaşandı.

Sabit Doğan

Bu akşam Kanyon’da düzenlenen ‘Annem’ filminin galasında tam bir halkla ilişkiler skandalı yaşandı. Gecenin halkla ilişkiler sorumlusu geceye davet edilen gazeteci- yazarlardan birini adeta tartakladı. Bunun üzerine konukların bir çoğu olayı protesto ederek filmi izlemeden ayrıldı.

Annem filminin gala programı saat sekizde verilen kokteyl ile başladı. Filme davetlilerden biri; ülkemizde kültür sanatın  duayen isimlerinden biriydi. Uzun süre ayakta bekledi. Bastonuna yaslandı. Ayakları ağrıyınca oturma gereksinimi hissetti. Kokteyl alanında hiç oturacak koltuk yoktu. Sanki gala sadece gençler içindi. Diğer konuklar onu alarak henüz açılmamış olan salonun kapısına kadar getirdi. Yetkililerden gösterim salonuna erken alınması rica edildi. Kapıda bekleyen yetkili adam “ Halkla ilişkiler sorumlumuzun onayı alınmadan içeri alamayız” dedi. Halkla ilişkiler sorumlusu bir kadın geldi. Davetliler durumu açıkladı. “ Davetliler bu kişinin Ayakta durmaktan yorulduğunu içeri 15 dk. Almamız mümkün mü” diye sordu. Halkla ilişkilerden bir hanım “ Bu bey kim oluyor” dedi ve devam etti. Orda bulunanlardan birisi bu kişinin adını soyadını ve hangi gazete de çalıştığını söyledi. Kadın oralı olmadı. Belli ki onu tanımıyordu. Devam etti… “Sizi buradan alamayız başka yerde izleyin diyerek eliyle de adamı itip duvara yasladı. ‘O bey’ kim olursa olsun sonuçta oraya davet edilmiş biriydi. Kaldı ki bir halkla ilişkilerin böyle bir organizasyonda kimleri davet ettiğini bilmemesi çok abes değil mi? Üstüne üstlük bu kişi 45-50 yılını kültür sanata vermiş, bu alanda tanınmaması mümkün olmayan bir kişininin geceyi organize edenler tarafından bilinmemesi çok yadırganacak bir durum. Kim olduğunu boş verelim kaldı ki orda bulunan bir engelli olsun. Böyle mi yaklaşılır. Konukların çoğu bu olaya tepki gösterdi. Ama yine de yetkililer ilgilenmedi.  Söz konusu kişi ile birlikte  bir çok konuk bu duruma tepki göstererek galayı terk etti… Benimde vicdanım bu durumu kaldıramadı. Büyük ümitlerle gittiğim filmi izlemeden ayrıldım.

Tanık olduğum bu durum vicdani olarak beni çok rahatsız etti. Zaten ayrıldığım içinde size filmin içeriği hakkında da bilgi veremeyeceğim için üzgünüm. Eminim Sumru Yavrucuk iyi oynamıştır. Yönetmen elinden geleni yapmıştır mutlaka…

 

Sonuçta filmde kim oynarsa oynasın, film isterse milyonlarca bilet satsın. Haftalarca kapalı gişe oynasın. Yurtiçi yurtdışı festivallerde ödüllerle dönsün. Ama bir filmin galasında, ömrünü kültür sanata adamış birinin engellilik hali görmezden gelinip bir halkla ilişkilerci tarafından itilip yok sayılıyorsa…. Sinema yapmak başka bir şey sinema kültürü edinmek bambaşka bir şey… Tiyatro yapmak başka bir şey tiyatro kültürü edinmek başka bir şey… Bizde sanat var ama sanat kültürü edinilmemiş maalesef…

İyi film yapmak iyi oyun oynamak ‘Sanat Kültürü’nü kazanmamız için yeterli değil demektir. Bu tür organizasyonlarda halkla ilişkiler sorumlusunun iyi seçilmesi gerekiyor.

Not: Söz konusu kişiye duyduğum saygıdan ve daha fazla incinmemesi için isim vermedim. Ama gerektiğinde Halkla İlişkiler sorumlusunun adını da açıklayabilirim.

Sabit Doğan

Ertesi Gün

Halkla İlişkiler Sorumlusu Özür Dilemek Yerine İnkar  Etti

Ertesi gün  gecenin halkla ilişkiler sorumlusu Gamze Kahraman Bostan’a ulaştık ve gecede mağdur bırakılan ve oradan kırgın bir şekilde ayrılan kişininin Hürriyet Gazetesi Kültür Sanat servisinden ve 35 yıldır Gösteri Dergisi’nin Yazı işleri sorumluluğunu üstlenen Hami Çağdaş’dan özür dileyip dilmediğini Sorduk. Devamında olay hakkında düşünceleriniz nelerdir dedik. Watsapp üzerinden sorduğumuz soruya aldığımız  cevap daha enterasandı. Halkla İlişkiler Sorumlusu Gamze Kahraman Bostan onlarca insanın gözü önünde yaşanan bu tatsız olayı tamamen reddettiğini, hiçbirinin doğru olmadığını  söyledi.

Filmin Yapımcısı Emre Oskay ise; “Bilgi ve Dahilim dışında gelişmiştir. Ekibim adına sizden özür dilerim” dedi.

Şahsen tanık olduğum ve benimle birlikte onlarca kişinin gözü önünde yaşanan bu olay için geceden kırgın ayrılan Hami Çağdaş’ı arayıp küçücük bir özür dilenebilirdi.

HAMİ ÇAĞDAŞ

Onca davetlinin gözü önünde yaşanan bu olayı sizlerin vicdanlarına bırakıyorum. Basın yayın ve sanat camiası Hami Çağdaş’ı iyi bilir. Bunca zamanla özenle çıkardığı Kültür Sanat Dergisi Olan ‘Hürriyet Gösteri Dergisi’ni gerçek kültür sanat insanları mutlaka okumuştur. Biraz onun yerine kendinizi koymanızı istiyorum. Ömrünüzü Kültür Sanata adıyorsunuz. Bir davete gidiyorsunuz. Uzun bir süre ayakta bekletiliyorsunuz…  bastonlusunuz ….Ayakta duramayacak durumdasınız. Oturacak veya yaslanacak bir yer arıyorsunuz… fenalaşıyorsunuz… başınız dönüyor …  davetliler 10 dk erken girsin salonda biraz oturabilsin diye halkla ilişkilerden rica ediyor. Kapıya kadar gidiliyor. ve bir el sizi durduruyor.. Durun… giremezsiniz … Siz kimsiniz… giremezsiniz burada diye itiliyor….  oradakiler açıklıyor…  halkla ilişkiler sorumlusu’ndan tekrar “Hayır…” cevabı. Giremezsiniz … Bu kapıdan siz giremezsiniz diyor….  ama Kim olduğu önemli değil bu sıradan engelli birisi de olabilirdi. (Kaldı ki oraya gelmiş ve rahatsızlanmış herhangi biri de olabilirdi. )  Hami Çağdaş seviyeyi düşürmemek adına oradan ayrılıyor.

Tüm bunların sonucunda ondan bir  özür bile dilenmiyor.

Olayı Kamuoyunun vicdanına bırakıyorum…

 

PAYLAŞIM
Önceki İçerik2019 Yılı Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü’nü Üç Tiyatro Ekibi Paylaştı  
Sonraki İçerikHülya Muradlı: Sanata Müdahale Etmeden İlerici bir yöntemle çalışacağız
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan