‘Her Şey Çok Güzel Olacak’ Filminin Devam Filmi Çekilecek

0

55. Antalya Film Festivali’nin onur ödüllerinden birisini almaya değer görülen Cem Yılmaz, ‘Her Şey Çok Güzel Olacak’ın devam filmini Antalya’da çekmek istediğini söyledi.

Cem Yılmaz ve Ömer Vargı, Av Mevsimi filmi gösteriminin ardından soruları yanıtladı.

55. Uluslararası Antalya Film Festivali’nde, Cem Yılmaz söyleşisi büyük ilgi gördü.. Yarın akşam yapılacak ödül töreninde ‘Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ alacak olan Cem Yılmaz, ‘Av Mevsimi’ filminin gösteriminin ardından 1998’de başladığı sinema yolculuğunun kapısını açan ‘Her Şey Çok Güzel Olacak’ filminin yönetmeni Ömer Vargı’yla birlikte katıldığı söyleşide katılımcıların sorularını yanıtladı.

Uluslararası Antalya Film Festivali’nin ‘yönetmen ve oyuncularla söyleşiler’ bölümünün söyleşisinde Cem Yılmaz, hikayesini yazdığı ve başrolünde oynadığı ilk filmi ‘Her Şey Çok Güzel Olacak’ın 20 yıl sonra hala konuşulmasından ve sevilmesinden çok memnun olduğunu ifade etti. Yılmaz, Mazhar Alanson ve Ömer Vargı’yla birlikte ‘Her Şey Çok Güzel Olacak’ın devam filmini çekmeyi hep düşündüğünü, hatta böyle bir beklenti de olduğunu hissettiğini söylediği konuşmasında, ‘Eğer bir gün bu devam filmi çekilirse belki de Antalya’da çekeriz” dedi.

Her Şey Çok Güzel Olacak’ı Ömer Vargı’yla birlikte bir komedi filmi olarak tasarlamadıklarını belirten Cem Yılmaz, ocakta gösterime girecek ‘Karakomik Filmler’ için de heyecanlı olduğunu söyledi.

Cem Yılmaz ve Ömer Vargı, Av Mevsimi filmi gösteriminin ardından soruları yanıtladı.

Yılmaz, ilk kez farklı bir deneme yaptığını, birer saatlik iki filmin tek seansta gösterileceğini açıkladı. Cem Yılmaz, ‘Her Şey Çok Güzel Olacak’ta birlikte kamera karşısına geçtiği Mazhar Alanson’la ilgili bir anısını da paylaştı: ‘Mazhar ağabeyle çalışmak zordur. Huylu biridir. Huysuz diyemem, huyludur. Filmin ilk çekimlerini izlemek için stüdyoya girdik. Mazhar ağabeyi yaptığımız ilk çekimleri izledikten sonra ‘Yahu ben bütün film boyunca aynı beyaz gömleği mi diyeceğim? diye sordu. Huylu işte.” Bu anıya filmin yönetmeni Ömer Vargı “Bana da gömleğimin sırtı ütüsüz, kırışık çıkmış” diye sitem etmişti” diyerek katıldı.

‘HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK’I TEKNEDE YAZDIK!

Usta yönetmen Ömer Vargı ise Cem Yılmaz’la aynı sahneyi paylaşmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Cem Yılmaz’ı ilk kez Leman Kültür’de izlediğini söyleyen Ömer Vargı ‘Gösterinin ardından Cem’in yanına gittim. ‘Seninle inşallah film yapacağız’ dedim. ‘Tamam’ dedi. Her Şey Çok Güzel Olacak’ın senaryosunu 1 ay boyunca kaldığımız teknede yazdık’ diye konuştu.

2019 MART AYINDAN İTİBAREN SAHNE GÖSTERİLERİNE YENİDEN BAŞLAYACAĞIM.

Salondaki seyircinin sevgisi ile karşılaşan Cem Yılmaz, “sahneyi özlediğini” fark ettiğini dile getirirken,seyirciden gelen bir soru üzerine tek kişilik gösterilerinin Mart ayından itibaren başlayacağını müjdeledi. Cem Yılmaz, gösterinin adını da ilk kez Antalyalı sinemaseverlerle paylaştı: ‘CMYLMZ Diamond Elit, Platinum Plus. Bu ismi ben değil seyirci hak ediyor. Bunu ilk birine söylediğimde ‘Gösterinin adı bilet fiyatlarına yansıyacak mı?’ diye sordu. Merak etmeyin, bilet fiyatları aynı olacak.’,

Moderatörlüğünü Yekta Kopan’ın yaptığı söyleşinin yapılacağı AKM Aspendos salonunun önünde saatler öncesinden uzun kuyruklar oluştu. Salon dışında kalanlar için AKM içerisinde ekranlar kuruldu. Antalyalı sinemaseverlerin büyük bir ilgiyle izlediği söyleşi sık sık kahkahalarla kesildi, salonda çok eğlenceli ve unutulmaz anlar yaşandı.

PAYLAŞIM
Önceki İçerik“MÜSLÜM” Filminin Vizyon Tarihi ve Afişi Yayınlandı
Sonraki İçerikÜlkelerin Oscar adayları Filmekimi’nde!
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan