Tiyatro Pera bu sezon oyunlarını yeni ve kalıcı mekanı Şişli BlackOut Sahnesi’nde sergileyecek.

Sezonu yeni oyunumuz “Herkes Tek Başına Ölür” ile 3 Ekim’de Açıyoruz! Ekim ayında geçen sezondan “Vanya, Sonya, Maşa ve Spike” ve “Ben Senim” adlı oyunlarımızla birlikte  çocuk izleyiciler için “Güliver’in Maceraları” da sergilenecek.

 

Hans Fallada’nın “Herkes Tek Başına Ölür” romanından Nesrin Kazankaya’nın uyarlayıp yönettiği oyun 3 Ekim’de prömiyer yapıyor. Oyunda görev alan saatçılar: Murat Göksu, Nesrin Kazankaya, Rüştü Onur Atilla, Başak Meşe, Zeynep Özden, Doğan Akdoğan, Oğuz İşçi, Dilşah Demir, Mustafa Sevim.

Çağdaş Alman edebiyatının önemli yazarlarından Hans Fallada’nın gerçek bir olaydan yola çıkarak yazdığı  “Herkes Tek Başına Ölür” adlı romanı, 2. Dünya Savaşı yılları Nazi Almanya’sına tanıklık etmekte.

Yıl 1940.  Berlin’de, sıradan bir işçi karı kocanın, Nazi yönetimine karşı yürüttükleri olağandışı ve alışılmadık direnişleri anlatılıyor. Otto ve Anna Quangel çifti, günlük, sıradan yaşamlarını sürdürürken cepheden gelen bir telgrafla aniden yaşamları alt üst olur, tek oğullarını savaşa kurban vermişlerdir. Yaşam artık eskisi gibi değildir. Karı koca, 200’den fazla, el yazısıyla yazılmış, Nazi karşıtı kartpostal ve mektupları, 1940-42 arasında Berlin’in dört bir yanına dağıtırlar. Kısa süredepolisiye bir takibin içinde bulurlar kendilerini.

Oyun, polisiye bir izlekte, sıradan, küçük insanların faşizme karşı tepkisizliklerini, korkularını, öfkelerini, ihbarcı ve işbirlikçi yaklaşımlarını ahlaki bakımdan sorgulamakta. Küçük insanın faşizmle imtihanı hüzün ve komedinin iç içe geçtiği naif bir anlatımla aktarılmaktadır.

 

Yücel Erten’in yönettiği “Vanya, Sonya, Maşa ve Spike” adlı oyunda görev alan sanatçılar: Şerif Erol, Tilbe Saran, Nesrin Kazankaya, Doğan Akdoğan, Başak Meşe ve Gamze İpek.

Çağdaş Amerikan tiyatrosunun önde gelen yazarlarından Durang, Çehov oyunlarına göndermeler yaparak günümüzde, ABD’de küçük bir kasabada geçen, özgün bir öykü oluşturur. Vanya ve evlatlık kardeşi Sonya, yaşamlarını hiç çalışmadan, kardeşleri Maşa’ya ait bir evde ve onun desteğiyle sürdürmektedirler. Maşa ünlü bir sinema oyuncusudur ve genç sevgilisi Spike ile eve gelir. Olaylar, bilici hizmetçi Kassandra ve Nina adlı komşu kızın dahil olmasıyla gelişir. Adlarının Çehov kahramanlarından olması, yazgılarını da belirlemiştir sanki. Taşra yaşamının umutsuzluğu, modern insanın yalnızlığı ana temadır. Zeki bir komedinin hüzünle buluştuğu bir yorum.

 

Vanya, Sonya, Maşa ve Spike”

Nesrin Kazankaya’nın yazıp yönettiği “Ben Senim” de ’80 kuşağından beş arkadaş, bir akşam yemeğinde bir araya gelirler. Beş arkadaşın buluşması, içki ve yemekle, sohbet ederek, eski günleri anarak mutlu ve eğlenceli başlar.  Gece ilerledikçe, sırlar, çatışkılar ortaya çıkar. İtiraflar, suçlamalar, geçmişin ağır yükleri ve takıntılar, seks ve şiddetin gölgesinde dile gelir. Dostlar meclisi, eğlenceden hüzne, kahkahadan gözyaşına, sabahı karşılar. Ancak yaşam bırakıldığı yerden davam etmek zorundadır.

 

GÜLİVER’İN MACERALARI

Animasyonlu Çocuk Oyunu

Jonathan Swift’in “Güliver’in Gezileri” masalından uyarlanan oyun, animasyon görüntüler eşliğinde oynanıyor. Beyaz perdede dev animasyon figürleri, Güliver’i “Devler Ülkesi”nde karşılıyorlar.

Maceracı Güliver’in gemisi kaza sonucu Devler Ülkesi’nin sahilinde karaya vurmuştur. Sahilde bir köylü tarafından bulunan Güliver şimdi bu kocaman insanların elinde bir oyuncak gibidir. Kafese kapatılır, panayırlarda sergilenir. Herkesin minik eğlencesidir artık.  Daha sonra devler diyarının kraliçesine satılır. Kral ve kraliçenin büyük ilgi gösterdikleri bir oyuncaktır ama sarayda onu pek çok da tehlike beklemektedir. Bakalım Güliver bu tehlikelerden nasıl kurtulup evine dönecek?

Müzikli, animasyon görüntülü, heyecanlı olay takibiyle çocukları eğlendiren, güldüren, hümanist bir oyun.

Jonathan Swift’in masalından uyarlayan ve yöneten: Oğuz İşçi

Oynayanlar: Animasyon Figürleri ve Oğuz İşçi

 

Tiyatro Pera 2018 Ekim Ayı Oyun Programı

 

3 Ekim Çarşamba  Saat 20.30    “Herkes Tek Başına Ölür” Prömiyer

 

5 Ekim Cuma           Saat 20.30    “Herkes Tek Başına Ölür”

6 Ekim Cumartesi    Saat 20.30    “Herkes Tek Başına Ölür”

7 Ekim Pazar            Saat 18.30    “Herkes Tek Başına Ölür”

10 Ekim Çarşamba  Saat 20.30     “Vanya, Sonya, Maşa ve Spike”

12 Ekim Cuma         Saat 20.30    “Herkes Tek Başına Ölür”

13 Ekim Cumartesi Saat 20.30    “Herkes Tek Başına Ölür”

14 Ekim Pazar         Saat 18.30    “Herkes Tek Başına Ölür”

17 Ekim Çarşamba  Saat 20.30     “Vanya, Sonya, Maşa ve Spike”

19 Ekim Cuma         Saat 20.30    “Herkes Tek Başına Ölür”

20 Ekim Cumartesi Saat 14.00    “Güliver’in Maceraları” 5 yaş üzeri çocuk oyunu

20 Ekim Cumartesi Saat 20.30    “Herkes Tek Başına Ölür”

21 Ekim Pazar         Saat 18.30    “Herkes Tek Başına Ölür”

24 Ekim Çarşamba  Saat 20.30    “Vanya, Sonya, Maşa ve Spike”

27 Ekim Cumartesi Saat 14.00    “Güliver’in Maceraları” 5 yaş üzeri çocuk oyunu

27 Ekim Cumartesi Saat 20.30    “Ben Senim”

28 Ekim Pazar         Saat 18.30    “Ben Senim”

31 Ekim Çarşamba Saat 20.30   “Vanya, Sonya, Maşa ve Spike”

Tiyatro Pera İletişim

Tel: 0554 539 70 27

www.tiyatropera.com,  pera@tiyatropera.com

twitter.com/TiyatroPera  facebook.com/TiyatroPera1  instagram.com/tiyatro_pera

instagram.com/tiyatro_pera

  • adres: Blackout Şişli #211 Sahnesi, Abide-i Hürriyet Cad. No: 211, Black Out C Blok
  • ŞİŞLİ / İstanbul

 

Arabalı seyircilerimiz oyun süresince Blackout Şişli #211 sahnesinin otoparkını ücretsiz kullanabilecek.

Bilet Fiyatları

Tam Bilet: 40 TL  İndirimli: 30 TL

Çocuk Oyunu: 20 TL

 

 

PAYLAŞIM
Önceki İçerikTARIK AKAN ETKİNLİKLERİ
Sonraki İçerikİstanbul Modern Sinema’da Yakın Temas
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan