TÜRKİYE’nin ilk ve en köklü film festivali ‘Uluslararası Antalya Film Festivali’nde bu yıldan başlayarak iki afiş kullanılacak. Genel afişin yanı sıra Festival, her yıl bir sanatçının eserini festivalin ‘sanatsal’ afişine taşıyacak.

Bu zenginliğin ilk adımı Anadolu mitolojisi ile sözlü kültürden beslenen, efsaneleri güncele renklerle bağlayan sanatçı Ahmet Güneştekin’le atıldı. Festivalin genel afişinde Altın Portakal Venüs Heykeli’yle birlikte onbinlerce Antalyalı yer alırken, sanatsal afişte ressam Ahmet Güneştekin’in 2015 yılında Venedik Bienali’nde sergilendiğinde büyük ses getiren ‘Adem ile Havva’ serisinden bir tablosu yer alıyor.

Farklı kültürlere ait mitolojik anlatıları, şimdiki zamana gönderme yaparak yeniden yorumlayan Güneştekin’in eserlerinde olduğu gibi festival de bu yıl, farklı kültürlerde yaşanan ‘Göç, mültecilik, ekonomik, sosyal ve duygusal dışlanmışlık’ gibi hikayeleri ‘Çağdaş Masallar’ başlığı altında sinemaseverlerle buluşturuyor. Filmlerin odak noktasında, yaşadığımız yüz yılın büyük göçlerinin ötekileştirdiği, ölümü göze alan hayata koşan mülteci yaşamlarının başrolündeki İNSAN yer alıyor.

Türkiye’den ve dünyadan 55 filmi ağırlayacak festivalin Genel Sanat Yönetmenliği’ni Avrupa Film Akademisi Başkan Yardımcı Mirsad Purivatra, Artistik Direktörlüğü’nü ise Saraybosna Film Festivali Başkanı Mike Downey üstleniyor.

PAYLAŞIM
Önceki İçerikAnadolu Ateşi Çeşme ve Kuşadası’nda
Sonraki İçerikMüziğin ve Eğlencenin Buluşma Noktası: Performans Sokağı
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan