ÇEHOV’DAN SEÇME ÖYKÜLER

0

Dünyaca ünlü yazar Anton Çehov’un kısa öykülerinin yer aldığı Bir Devlet Memurunun Ölümü Yılmaz Gruda’nın ustalıklı çevirisiyle İnkılâp Kitabevi tarafından yayımlandı.

Modern kısa öykülerin kurucularından olan Çehov, Rus edebiyatında gerçek bir yenilikçiydi. Az sözle çok şey anlatan, sıradan insanları yapıtlarının kahramanı yapan Çehov’un bu kitabında on sekiz öykü yer alıyor. Çehov, kitaptaki öykülerinde insan hallerini ironik bir dille ele alıyor.

Derin anlatımı, irdeleyen bakış açısı ve eğlenceli üslubu ile okuyucuya ulaşan kitap dünya klasiklerinin arasında yer alıyor.

Arka Kapak Yazısı

Rus öykü ve oyun yazarı Anton Çehov, Çarlık Rusyası’nın çöküş dönemindeki taşra yaşamını, insan ilişkilerinin kopukluğunu, bunalımlı bir toplumun bireylere yansıyan tedirginliğini şiirsel bir gerçeklik içerisinde dile getirdi. İnsan ruhunun en derinine inerek bireyin sınırsız yalnızlığını işlediği öykülerinde, yalın bir anlatım ve lirik bir duyarlılıkla sıradan insanların anlamsız gibi görünen yaşamlarına anlam kattı. İnce bir ironi duygusuyla harmanlanmış öykülerinde kaba ve çirkin olanı açığa çıkartarak, iyimserlik duygusunu ön plana alan Çehov, modern öyküye dramatik bir yoğunluk katmıştır. Anton Çehov’un öykülerinden yapılmış özenli bir seçkiyi, Yılmaz Gruda’nın ustalıklı çevirisi ile sunuyoruz.

Anton Çehov

1860’ta Rusya’nın Taganrog kentinde doğdu. Çehov, Taganrog’daki Yunan Okulu ile Taganrog Gymnasium’da (daha sonra Çehov Gymnasium olarak değiştirildi) eğitim aldı. 1879 yılında liseyi bitirdikten sonra Moskova Tıp Fakültesi’ne yazıldı. Tıp Fakültesi’nde okurken ailesinin geçimine katkıda bulunmak için bir süre Antoşa Çehonte ve Dalaksız Adam gibi takma adlarla gazetelere ve dergilere yazılar, kısa mizah öyküleri yazmaya başladı. Moskova ve Petersburg gülmece dergilerinde yüzlerce öykü, nükte, dramatik taslaklar yayımladı. Kısa öykü alanında tarihteki en büyük yazarlar arasında sayılan Çehov, bu dönemde yazdığı yazılarını ilk kitabı Melbourne’ün Masalları’nda bir araya getirdi. 1886’da Alacalı Hikâyeler, 1887’de Masum Sözler ve Alacakaranlıkta kitapları çıktı. Rus oyun ve kısa öykü yazarı Çehov, 1888’de Alacakaranlıkta adlı kısa öykü koleksiyonuyla “Yüksek Artistik Değere Sahip En İyi Edebi Ürün” dalında Puşkin Ödülü’nü kazandı.

Oyun yazarlığına tek perdelik oyunlarla başladı. Sahnelenen ilk başarılı oyunu Ivanov’dur (1887). Çehov, 1896’daki Martı gösteriminden sonra tiyatroyu bırakmıştır fakat oyun, Moskova Sanat Tiyatrosu tarafından 1898’de yeniden sahnelenmiştir. Moskova Sanat Tiyatrosu, daha sonra Çehov’un Vanya Dayı’sını sahneye koymuş ve Çehov’un son iki oyunu Üç Kız Kardeş ile Vişne Bahçesi’nin galasını yapmıştır.

Anton Çehov, 15 Temmuz 1904’te 44 yaşında Almanya’da öldü.

Yılmaz Gruda

14 Temmuz 1930’da İstanbul’da doğdu. Şair; tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu; oyun ve roman yazarı; reklamcı; çevirmen.

Yazarlık/sanat yaşamı, 1942 yılında roman ve şiir yayımıyla başladı. “Mavi” ve “İkinci Yeni” şiir akımında yer aldı. İkisi ödüllü, yedi şiir kitabı; seçkin dergi ve gazetelerde sinema, tiyatro ve kitap eleştirileri; “Karşı Roman” başlığı altında üç romanı yayımlandı.

1952 yılında tiyatroya geçti. Dördü ödüllü, 150’den fazla oyunda oynayıp bir o kadar oyunu yönetti. İstanbul ve Ankara radyolarında çeşitli ülkelerin oyunlarını mikrofona koydu. Tiyatro bağlamındaki görüşleri Şu Bizim Tiyatromuz adıyla yayımlandı. Büyük Rus yazarı Anton Çehov’dan Tek Perdelik 9 Oyun’u çevirdi. M. C. Anday Oyun Yazarlığı Büyük Ödülü’nü kazandı. Altı oyunu sahnelendi. 1958 yılında, Türkiye’de ilk kez, “Çağdaş Meddah/Stand-up” ve “Ortaoyunu” ile 15 vatandaşımızın yer aldığı “Muhabbet/Talk Show” gösterilerini sahneye ve ekranlara getirdi.

Beş uluslararası ödüllü 250’yi aşkın film ile 20’yi aşkın uzun süreli dizide rol aldı. Sanat etkinliklerine koşut, 15 yıl reklam sektöründe metin yazarı ve yaratıcı direktör olarak çalıştı. İzlenimleri Biraz Reklam Alır mısınız? adıyla yayımlandı.

Halen, Sadri Alışık Tiyatrosu’nun sahnelediği Frankenstein adlı oyunda yer alan ve Çolpan İlhan Sahnesi’nde “Çivi Kabare Tiyatrosu”nu yöneten Gruda, Beylikdüzü Belediye Tiyatrosu’nda yönetim ve öğretim Görevlisi olarak çalışmaktadır.

Bir Devlet Memurunun Ölümü, Anton Çehov, İnkılâp Kitabevi, 136 sayfa, Klasik, İstanbul, 2018.

Genel yayın yönetmeni Ahmet Bozkurt

Yayıma hazırlayan Bülent Ulus

Kapak tasarım Şevval Ulusoy

Sayfa tasarım Şevval Ulusoy

PAYLAŞIM
Önceki İçerikBU FESTİVAL SENİN FESTİVALİN
Sonraki İçerikCİTYFEST’TEN SILA VE MABEL MATİZ’Lİ AÇILIŞ
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan