9.ULUSLARARASI İSTANBUL OPERA FESTİVALİ “ROMEO VE JULIET” İLE SONA ERDİ.

0

Ülkemizde opera ve bale sanatlarını toplumun tüm kesimlerinin yararına sunmak misyonuyla faaliyetlerini sürdüren T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği ve Türkiye’nin kültür sanat yaşamına destek vermek amacıyla dokuz yıl önce başlattığı ‘’9. Uluslararası İstanbul Opera Festivali’’ bir dans şöleniyle sona erdi.

“9. Uluslararası İstanbul Opera Festivali” kapsamında,

10 Temmuz 2018 akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sahnelenen ve İstanbullu Sanatseverlerden büyük ilgi gören

“Romeo ve Jüliet” Balesi ile Sona Erdi.

İzmir Devlet Opera ve Balesi tarafından 10 Temmuz 2018 Salı günü saat 20.00’da, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda muhteşem dekor ve kostümleri ile sahnelenen “Romeo ve Juliet” İstanbullu sanatseverlere beyaz balenin büyüsünü sergiledi.

W. Shakespeare’in aynı adlı eserinin hikayesinden esinlenilerek Armağan Davran ve Volkan Ersoy’un sahneye koyduğu “Romeo ve Juliet’ balesinin müzik düzenlemelerini Tolga Taviş, dekor tasarımını Çağda Çitkaya, kostüm tasarımını Gülay Korkut, ışık tasarımını Fuat Gök yaptı.

Başlıca rollerde sahneyi Boğaçhan Bozcaada, Burcu Olguner, Sertan Yetkinoğlu, Dolun Doyran, Doruk Demirdirek, Çağın Hazar Özideş, Çisil Soyöz Bozcaada, Sülün Duyulur, Neslihan Tarakçıoğlu, Bülent Özdemir, Göksu Kaçan, Güçlü Kılıç, Altan Kılınç paylaştı..

Şiirsel güzelliği müzik ve dansla birleşen “Romeo ve Juliet” balesi; Verona’nın iki ünlü ailesi Montague’ler ve Capulet’lerin yıllardır birbirlerine besledikleri amansız düşmanlık içinde yeşeren bir aşkın hikayesini anlatmaktadır. Montague’lerden Romeo, Capulet’lerden Juliet’i görür ve iki genç birbirlerine çılgınca âşık olurlar… Bir rahibin yardımıyla gizlice nikâhlanırlar. Ancak iki aile arasındaki “kan davası” devam etmektedir… Romeo, Juliet’in kuzenini öldürür ve prens tarafından Verona’dan uzaklaştırılır. Juliet, ailesi tarafından bir başkası ile evlendirilecekken uyuşturucu ilaç alarak ölmüş taklidi yapacaktır. Amacı Romeo gelene kadar ölü görünmek, sonra da onunla kaçmaktır… Ancak “Verona Aşıkları”nı acı ve mutsuzluk beklemektedir.

PAYLAŞIM
Önceki İçerik‘MÜSAADENİZLE BÜYÜKLER’ FİLMİNDE KAMERA MOTOR DEDİ!
Sonraki İçerikKADIKÖY ÇOCUK TİYATRO FESTİVALİ BAŞLIYOR-2018
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan