BiTiyatro’nun ‘Hiç Mi Bir Şeyim Yok’ oyunun Ekibi ile (Foto Galeri)

0

‘Hiç mi Bir Şeyim Yok’ Bond’un ‘Sandalyeler’ başlığı altında topladığı üçlemenin ikinci oyunu. Kapitalist tüketim toplumunun zirvesini yaşayan ülkede insanlar o kadar tüketim çılgınlığına kapılmıştır ki; arabalarını özellikle duvara çarpıp hurda haline getirmektedirler. Sosyal ve siyasal gelişme benzersiz bir şiddeti doğurmuş sonunda her şey yok olmuştur. Tek çare geçmişi silmektir ve silinir de, şu veya bu şekilde. Kurulan milis güçleri, geçmişi hatırlamak isteyenleri, geçmiş anılarını toplayanları, tüketime özenenleri cezalandırmakta, yok etmektedir. Her şey tek tiptir, herkes tek düşünceyi onaylayacaktır. Artık herkes asgari ihtiyaçlarını karşılayabilmektedir ancak. İşte bu ortamda bir ‘alt oda’yı izletiyor bize Bond. Bir ‘karı-koca’dan ibaret çekirdek aile, birer iskemle ve bir masaya sahiptir. Bu eşyanın yeri bile işaretlenmiştir. Hiç bir şeyleri olmayan bu insanlar hayatlarına ilişkin sürekli kontrol altındadır ve hep birilerine hesap vermektedir. Kocanın işi yasalara uymayanları, yani sahip olma tutkularına yenilen insanları, yakalayıp şiddetle cezalandırmaktır. Bu şiddet ve korku sarmalındaki aileye bir konuk geliverir: Kızın erkek kardeşi… Düşünülmesinden korkulan şeyler açığa çıkar… Bu konuk hakkında yönetime hesap verilmesi gerekmektedir. Ayrıca bu konuk iki sandalyeye de ortak olacaktır. ‘Alt oda’da korkunç bir gerilim başlar: Varlıklarının kaynağı ve son sığınakları da elden gitmek üzeredir. Eğer uğruna yaşanacak bir amacınız ya da ‘bir şey’iniz yoksa…

Fotoğraflar: Nurhan Çelik

Video Röportajlar:

bitiyatro ile ilgili aramalar

bitiyatro nerede

bitiyatro muallak

bitiyatro adres

bitiyatro biletix

bitiyatro küçük prens

hiç mi bir şeyim yok

bisahne instagram

PAYLAŞIM
Önceki İçerikTamirane’de Bu Hafta!
Sonraki İçerikTiyatrokare Dünya Otizim Günün’de Yeni Oyunları Süper İyi Günler’i duyurdu
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan