Bu Festival Çocuklar için: ATTA

0

Bu festival çocuklar için: ATTA

Çocukların sanat ve kültür haklarından yola çıkarak ‘Şehrin uluslararası çocuk ve gençlik festivali’ olarak tasarlanan Atta Festival 18 ile 21 Kasım günleri arasında çeşitli ülkelerden toplulukları İstanbul’un çocuk ve gençleriyle buluşturacak. Meksika, İspanya, Fransa ve İsveç’ten gelen sanatçılar, çocuklara yönelik atölye ve performansları; Bakırköy Belediye Tiyatroları, Kadıköy Halk Eğitim Merkezi ve Trump Kültür – Gösteri Merkezi’nde sergileyecekler.

Festivalin ana fikri Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nden yola çıkıyor: “Çocuklar dinlenme, boş zaman değerlendirme, oynama ve yaşına uygun eğlence (etkinliklerinde) bulunma ve kültürel ve sanatsal yaşama serbestçe katılma hakkına sahiptirler.”

İstanbul gibi çok büyük bir metropolde yaşayan çocuklar ebeveynleri ile birlikte dünyanın farklı yerlerinden gelen sanat kalitesi yüksek performansları izleyecek, atölyeler ve yaratıcı çalışmalara katılabilecekler. Festival, gelecek yıl 0-3 yaş çocuklara özel bir programla seyirci karşısına çıkacak. Atta Festival’in bir diğer önem verdiği konu da engelli seyircilerin de katılabileceği ‘rahat performanslar’ ile bu konuda öncü olmak olaca

Festival, klasik sanat ve performans biçimlerinin yanı sıra, teknolojik ve interaktif içerikleri de barındırıyor. Festival; gerek çocuk izleyiciye, gerek velilere, gerekse profesyonel sanatçı ve drama eğitmenlerine renkli ve dopdolu bir içerik sunmayı hedefliyor.

Oyunlar

Atta Festival’e Meksika’dan katılacak olan, on yıldır Meksika’yı baştan başa gezerek turneler yapan Tricoclo Rojo topluluğu, özellikle fakir mahallelerde çocuklara yönelik performanslar sahneliyor. Edinburgh Festivali’nde de çocuk şiirselliğindeki dans-palyaço performanslarıyla büyük ilgi gören topluluk ‘Vagabond’ adlı sözsüz oyununu Türkiye’den sonra Hindistan’da sergileyecek.

Fransa’dan gelecek olan ‘Miravella’nın kurucusu ve koreografı Catherine Dreyfus deniz canlılarını konu aldığı performansını 3 yaş ve 6 yaş üzeri çocuklar için ayrı ayrı kurgulamış. Çocukların deniz canlılarının kalp atışlarıyla bütünleşmelerini amaçlayan bir performans olan ‘Miravella’ müzik ve dansla örülü şiirsel gerçeküstü bir hikâye anlatıyor.

İspanya’dan katılan Xirriquiteula ekibinin oyunu ise ‘Papirüs’. Çocukların rahatça takip edebileceği bu sözsüz performans kalpten iletişime izin verdiğimizde gerçekleşen olağanüstü büyü hakkında. Oyunda, iki yabancının kelimeler olmadan jestler, şekiller ve boya ile konuşarak  kurdukları iletişimin  merak uyandıran serüvenine eşlik eden izleyiciye, cömertlik hakkında ümit dolu bir hikâye anlatılıyor.

Türkiye’den ise ‘Seksen Günde Dünya Turu’ ile Akbank Sanat, ‘Köşe Bucak İstanbul’ ile Bakırköy Belediye Tiyatroları, ‘Kırmızı Balon’ ile de Eskişehir Şehir Tiyatroları Festivale katılıyor.

Atölyeler

Her yıl ‘Çocuk Hakları Günü’ etrafında gerçekleşecek Atta Festival’in ilk yılına özel olarak yayınevlerinin kitap evlerinde ve farklı illerdeki okullarda yaratıcı drama üzerine çalışmalar yapan Çiğdem Odabaşı ile ‘Yaratıcı Okuma Atölyesi’ düzenleniyor. Özlem Saraç ile gerçekleştirilecek olan, sağlıklı beslenmeye yönelik  ‘Beslenme Dedektifleri Atölyesi’nde çocuklar ve ebeveynleri sağlıklı beslenme konusunda uzmanından bilgi alacaklar.

İsveç’te 40 yıldır çalışmalar yapan ünlü çocuk tiyatrosu Unga Klara ise çocuklarla drama yapan profesyonel ve oyunculara yönelik bir atölye ile Atta Festival’in atölyelerini tamamlayacak.

Ayrıntılı bilgi ve program: www.attafestival.com

Sabit Doğan

www.dirensanat.com

PAYLAŞIM
Önceki İçerikPara Antalya Şehir Tiyatroları’nda
Sonraki İçerikÇağdaş Bale Topluluğu’ndan ‘Doğu’dan masallar’
SABİT DOĞAN Eğitimci • Yazar • Sanat İnsanı • Dijital İçerik Üreticisi Sanatın İzinde Başlayan Bir Yolculuk Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği mezunu olan Sabit Doğan, sanatla ilk kez OMÜ Tiyatro Topluluğu’nda (OMÜTİT) tanıştı. “Kanlı Nigar” oyunundaki Narçin karakteriyle sahneye adım attığında, performansı büyük yankı uyandırdı; oyun onlarca kez sahnelendi, her şehirde yoğun ilgi gördü. Eğitimci kimliğine geçişinde idealizmiyle öne çıkan Doğan, öğretmenliğe Şanlıurfa Siverek’in Hanharabe Köyü’nde başladı. İstanbul’un konforunu geride bırakıp, zor koşullarda eğitim vermeyi seçti. Askerliğini Şırnak Beytüşşebap’ta yaptıktan sonra yeniden İstanbul’a döndü. Yazarlık, Dergicilik ve Dijital Yayıncılık İstanbul yıllarında tiyatro oyunculuğu, metin yazarlığı ve senaryo çalışmalarına yöneldi. Hürriyet Gösteri Dergisi'nde Hami Çağdaş’la birlikte hazırladığı kültür–sanat dosyaları ve röportajlar büyük ses getirdi. Daha sonra kurduğu www.dirensanat.com adlı dijital sanat portalı, 15 yıldır Türkiye’nin en saygın kültür–sanat yayınlarından biri olarak varlığını sürdürüyor. Hem kurucusu, hem yayın yönetmeni, hem de editörü olan Doğan; sanatın ve sanatçının sesi olmayı ilke edindi. Portal, “Yılın En Prestijli Sanat Haber Kaynağı” ödülünü kazandı. Diren Sanat YouTube Kanalı’nda ise 200’ü aşkın sanatçı, yönetmen ve yazarla yaptığı röportajlar sanat dünyasında büyük yankı uyandırdı. Eğitimde İnovasyon ve Duyarlılık Sabit Doğan, Beşiktaş Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi’nde biyoloji öğretmenliği yapmaktadır. %0,1’lik dilimden öğrenci alan bu okulda 15 yıldır görev yapmakta; sadece ders anlatan değil, öğrencilerini yaşamla tanıştıran bir rehber olarak görülmektedir. Kurucusu olduğu Robotik Kulübü, ulusal ve uluslararası yarışmalarda birincilikler kazandı. Ayrıca Raylı Sistemler Projesi’ni organize edip yürütücülüğünü üstlendi, Beyaz Bayrak Projesi’nde görev aldı, TÜBİTAK Türkiye Birinciliği kazanan öğrenciler yetiştirdi. Türkiye’de mobbing kavramını ilk kez gündeme getiren eğitimcilerden biri olarak dikkat çekti. Bu konuda açtığı ilk davalar ve kamuoyu çalışmaları birçok kişiye cesaret verdi; hakkında tezler yazıldı. Dijital Dönüşümün Sanatçı Yüzü Sabit Doğan bugün, sosyal medyada milyonlara ulaşan içerikleriyle hem sanatın hem eğitimin yüzünü dijital dünyaya taşımaktadır. Eğitim, sanat, mizah, kişisel gelişim, yemek kültürü ve edebiyatı harmanlayan içerikleri; aylık 40 milyondan fazla izlenme elde etmektedir. Kendisini “bilim ve sanatın izinde yürüyen bir eğitimci” olarak tanımlasa da, izleyicileri onu çoğu zaman evin içindeki bir dost, bir ağabey, bir rehber olarak görür. Sıcaklığıyla, derinliğiyle ve üretkenliğiyle hem öğretmen hem anlatıcı, hem sanat insanı hem de dijital çağın vicdanıdır. “Sanat, insanın kalbine dokunmadan hiçbir işe yaramaz.” — Sabit Doğan